Abdullah Öcalan'ın avukatı Bilmez: 'İki yıldır müvekkilimizden haber alamıyoruz, belki de yaşamıyorlar'

Abdullah Öcalan'ın avukatı Bilmez: 'İki yıldır müvekkilimizden haber alamıyoruz, belki de yaşamıyorlar'
İstanbul’da düzenlenen ‘İnfazda Eşitlik ve Umut Hakkı’ sempozyumunda konuşan avukat İbrahim Bilmez, Abdullah Öcalan'dan 2 yıldır haber alamadıklarını belirterek "Belki de yaşamıyorlar" dedi.

İnsan Hakları Derneği İstanbul Şubesi (İHD) ve Tutsaklarla Dayanışma İnisiyatifi (TDİ), İstanbul’da ‘İnfazda Eşitlik ve Umut Hakkı’ sempozyumunu düzenliyor. Moderatörlüğünü avukat Jiyan Tosun’un üstlendiği sempozyumun ilk oturumuna avukat Gülizar Tuncer, avukat İbrahim Bilmez ve avukat Gül Altay konuşmacı olarak katıldı.

Gazete Duvar'dan Ferhat Yaşar'ın haberine göre Şişli Belediyesi Nazım Hikmet Kültür ve Sanat Evi’nde düzenlenen sempozyumunda ‘Ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası ve umut hakkı‘ başlıklı bir konuşma yapan avukat Gülizar Tuncer, “Bu ceza Abdullah Öcalan yakalandıktan sonra çıktı. Öcalan’a yönelik idam isteniyordu. Dönemin muktedirleri de 'idam etmeyeceğiz ama idamdan beter bir ceza getireceğiz' dediler. 2002 yılında 'ölünceye kadar hapis cezası' diye bir madde eklendi" dedi.

'Bu bir yasal işkence'

Bunun daha önce hapiste olan, idam cezası verilen ve infaz aşamasında olanları da etkilediğini ifade eden Tuncer, "Yani devlet diyor ki, 'artık ölene kadar bir hücrede kalacaksın'. Bu kadar acımasız, bu kadar düşmanca bir durum. İnfaz rejimini de olabildiğince ağırlaştırdılar. İnfazı ağırlaştıran en korkunç yanı sağlık nedeniyle infaz ertelenmesinin uygulanmaması. Ağır hastalığı nedeniyle ATK raporu almış olsa dahi, şartlı salıverme hakkı olmasına rağmen bırakılmıyor. Asla ve asla serbest bırakmayız deniliyor. Bu kadar insanlık dışı. Bu bir yasal işkence" dedi.

'Adaya bir balıkçı teknesi bile 3 mil yaklaşamıyor'

Abdullah Öcalan’ın Avukatı İbrahim Bilmez, ‘Eşitlik İlkesine Aykırılıkta, İmralı Ada Hapishanesi Uygulamaları’ başlıklı bir konuşma yaptı. Öcalan'dan haber alamadıklarını söyleyen avukat Bilmez ise şunları söyledi:

“İmralı hapishanesi Türk hukuk sistemine dahil değil. Dünya hukuk sistemine de dahil değil. Hiçbir tipe de uymuyor. Mesela Türkiye’de tutukluysanız avukatınız her gün sizi ziyaret edebilir. Ama İmralı’da böyle değil. Sadece haftada bir gün, perşembe günü var. Ama ona da yılda bir kere izin veriliyor. Şu anda bu da yok. Adaya bir balıkçı teknesi bile 3 mil yaklaşamıyor."

'Belki de yaşamıyorlar'

"Biz İmralı’ya giderken hemen hücum botlarıyla SAT komandoları gelirlerdi. Geminin etrafında dönerlerdi. Siyah kar maskesi takarak bize devletin karanlık yüzlerini hatırlatırlardı. Avrupa Konseyi İşkenceyi Önleme Komitesi (CPT) de 1999 yılından beri devletin bu ihlallerinin bir ortağı. CPT raporunu Türkiye’ye göndermiş. Şimdi o rapor Türkiye’nin insafında. Biz iki yıldır müvekkilimizden haber alamıyoruz. Belki de yaşamıyorlar. Devlet yaşadıklarını söylüyor ama biz devlete güvenmiyoruz. Kaygılıyız. Bütün hukukçuları ilgilendiren bir mesele." (Kısa Dalga)

Gündem