AKP Milletvekili Fatma Aksal'dan İstanbul Sözleşmesi yorumu: "Bazı marjinal gruplar fazla sahiplendi ve toplumda tepki oluştu"

AKP Milletvekili Fatma Aksal'dan İstanbul Sözleşmesi yorumu: "Bazı marjinal gruplar fazla sahiplendi ve toplumda tepki oluştu"
TBMM Kadın Erkek Fırsat Eşitliği Komisyonu (KEFEK) Başkanı, AKP Edirne Milletvekili Fatma Aksal, “ İstanbul Sözleşmesi'nden çekildik ama bugüne kadar ki kazanımlarının hepsi yerli yerinde duruyor, 6284 sayılı kanunumuz burada, anayasamız burada” dedi.

 KEFEK Başkanı ve AKP Edirne Milletvekili Fatma Aksal, Türkiye'nin, İstanbul Sözleşmesi'nden çekilmesini DHA'ya değerlendirdi. İstanbul Sözleşmesi'nin, Türkiye’nin toplum ve aile yapısına  uygun olmadığını söyleyen Aksal’ın değerlendirmeleri şöyle:

" 2011 yılında AK Parti iktidarı döneminde, İstanbul Sözleşmesi imzalandı. İstanbul'da imzalandığı için adı 'İstanbul Sözleşmesi' ve Türkiye, ilk imza sahibidir, hiçbir maddeye çekince koymadan imzalamıştır. Ama zaman içinde bakıyorsunuz bazı problemlerle karşılaşıyorsunuz, İstanbul Sözleşmesi uygulanmasında, bizim kendi toplum yapımıza, aile yapımıza uygun olmayan durumlar ortaya çıkıyor. Ve maalesef, Türkiye'de bazı marjinal gruplar bunu çok fazla sahiplendi ve toplumda tepki oluştu. Aslında, keşke kadına karşı şiddeti önlemek, kadın cinayetlerini bitirmek bir sözleşmeyi imzalamak, bir kanunu yapmak kadar kolay olsa, ama maalesef bu kadar kolay değil. Kadın cinayetlerini, kadına karşı şiddeti önlemek için biz bir toplum olarak, bütün olarak, tüm kesimlerimizle gurup kuruluşlarımız, sivil toplum kuruluşlarımız, üniversitelerimiz ile birlikte çalışmamız gerekiyor."

 

“Kadına karşı şiddet sadece bir kadın meselesi değil”

 

Aksal, kadına karşı şiddetin sadece bir kadın meselesi olmadığını belirterek, şöyle devam etti: "Bakıyorsunuz bazı kesimler bunu bir kadın sorununa indirgemeye çalışıyor. Yani bu bir kadın sorunu olabilir mi? Bütün toplumun kesimlerini ilgilendiriyor. Nihayetinde biz, kadınıyla erkeği, çocuğuyla bu toplumun bir bütünüyüz, kadın ailenin direğidir, toplumumuzun temeli de aileden oluşuyor. İstanbul Sözleşmesi'ni her egemen ülkenin bunu imzalamaya hakkı varsa, aynı zamanda çekilme hakkına da sahip. Biz de bu egemen hakkımızı kullanarak, bazı değerlendirmelerimiz yaptık ve sözleşmeden çekilme kararı aldık. Bir bakıyorsunuz bazı kesim, 'eyvah, kadını İstanbul Sözleşmesi koruyor' diyor, kadını koruyan İstanbul Sözleşmesi değildir. Kadını koruyan bizim iç hukukumuzda yaptığımız düzenlemelerdir, yaptığımız kanunlardır. Mesela bizim ailenin korunması ve kadına şiddetin önlenmesi dair, 6284 sayılı bir kanunumuz var. Bunun kapsamı İstanbul Sözleşmesi'nden bile geniştir. Ve bugün hakimler kadına karşı koruma kararı verirken, İstanbul Sözleşmesi'ne istinaden bu kararı vermiyorlar. Bizim 6284 kanunumuza göre bu kararı veriyorlar. Evet İstanbul Sözleşmesi'nden çekildik, ama bugüne kadar ki kazanımlarının hepsi yerli yerinde duruyor. Buradan bütün kadınlarımıza seslenmek istiyorum, İstanbul Sözleşmesi'nden çekildik diye kadınlarımız korunmasız değillerdir." 

 “Israrla takip suç olacak”

 Kadına şiddete karşı yeni kanunlar üzerinde çalışmaların olduğunu ve 'ısrarla takip' suçunun ağırlaştırılmış suç olacağını anlatan Aksal, şunları söyledi:

"Mesela sizi telefonda biri sizi sürekli arıyor, taciz ediyor, rahatsız ediyor. Veya sizi sokakta takip ediyor, biz buna ısrarlı takip diyoruz. Ve bu bizim 6284 sayılı kanunumuzda vardı ama ayrı bir ceza maddesi değildi. Bu Türk Ceza Kanunu'na ayrı bir madde olarak geliyor ve suçu daha ağırlaştırılmış olacak."

Gündem