AKP'li Bülent Turan: "Demokratik bir ülkede terör illeti mi olur?"

AKP'li Bülent Turan: "Demokratik bir ülkede terör illeti mi olur?"
Bülent Turan 'Vay demokratik bir ülke de dava mı açılır' dendiğini, bazı siyasi partilerin bunu en büyük gündem yaptığını görüyoruz. Ben de söylüyorum, demokratik bir ülkede terör illeti mi olur" dedi.


AK Parti Grup Başkanvekili Bülent Turan, HDP'ye açılan kapatma davasıyla ilgili "Bakınız, bir siyasi partiye Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı kapatma davası açtı. Söz bundan sonra yargının, bizim değil. Yargı ne derse başımızın tacı" dedi. Turan, 18 Mart Çanakkale Deniz Zaferi'nin yıl dönümü nedeniyle Şehitler Abidesi'ndeki tören sonrası Atatürk Anıtı’na çelenk sunan CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu ve İYİ Parti Genel Başkanı Meral Akşener'i de eleştirdi. Turan, "O sabahki törenlere katılmayıp, sonradan çelenk koymanın hangi anlama geldiğini, HDP’lileşen bir anlayış olduğunu vurgulamak istiyorum" diye konuştu.

Müstakil Sanayici ve İş Adamları Derneği (MÜSİAD) Çanakkale Şubesi'nin 5'inci Genel Kurul Toplantısı'nda konuşan Bülent Turan,“18 Mart gibi, 10 Kasım gibi daha ötesinde Kurban ve Ramazan Bayramı gibi milli değerlerimizde, özel günlerimizde ne olur parti kavgası yapmayın, ikilik yapmayın, resmi törenlere katılın dedik. Dün biliyorsunuz 18 Mart vesilesiyle Meclis Başkanımız, bakanlarımız, ordu komutanlarımız, bütün sivil toplum kuruluşlarımız ile şehitlikte törene katıldık. Ancak resmi törenden sonra diğer partiler orada çelenk koydular, bu yanlış. Devlet bir tanedir, bayrak bir tanedir, İstiklal Marşı bir tanedir, 18 Mart bir tanedir. Tören bir tane olur. 19 Mart’ta gel çelenk koy lafımız yok. 20 Mart’ta gel, her gün gel lafımız yok. Ama Meclis Başkanının olduğu yerde, Genelkurmayın olduğu yerde, bizim milli donanmamızın, uçaklarımızın tören yaptığı yerde törene katılmayıp, uzaktan izleyip, bittikten sonra çelenk koymanın hangi anlama geldiğini ben siz kıymetli iş adamlarının takdirine bırakıyorum. 18 Mart tektir, 10 Kasım tektir, 19 Mayıs tektir. Bunların töreni tek olması lazım. Aramızda farklı fikirler olabilir. Siyasi partilerimiz farklı olabilir, ideolojimiz farklı olabilir. Ama ülkemiz tek, Sayın Kılıçdaroğlu ve Sayın Akşener’e, MÜSİAD kongresinden sitem ediyorum. O sabahki törenlere katılmayıp, sonradan çelenk koymanın hangi anlama geldiğini, HDP’lileşen bir anlayış olduğunu vurgulamak istiyorum. Müdahale edin, uyarın, bunları yapmasınlar. 19 Mart’ta gelsin, 20 Mart’ta gelsin çelenk koysunlar ama 18 Mart’ta gelmişsen Meclis Başkanıyla Valiyle beraber orada olmak durumundasın, bize yakışan budur” dedi.

'DEMOKRATİK ÜLKEDE TERÖR İLLETİ Mİ OLUR'

Türkiye’nin kendi hukuk mecrası içerisinde atılan adımların son dönem çok ağır gündem olduğunu ifade eden Turan, şunları söyledi:

“Bakınız bir siyasi partiye Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı kapatma davası açtı. Söz bundan sonra yargının, bizim değil. Yargı ne derse başımızın tacı. Ancak bugün gazetelere baktığımızda, 'vay demokratik bir ülke de dava mı açılır' dendiğini, bazı siyasi partilerin bunu en büyük gündem yaptığını görüyoruz. Ben de söylüyorum, demokratik bir ülkede terör illeti mi olur. Biz yıllardan beri bağırmaktan Meclis’te, boğazımız patladı. PKK’yı kınayın dedik, Kandil’i terk edin dedik. 6 milyon aziz mübarek insan size Kandil'in aparatı olun diye oy vermedi. Demokrasi içerisinde kalın, ülkeyi büyütün, dertleri ifade edin diye oy verdi. Neden siz milletin iradesini başka başka örgütlere saçıyorsunuz, veriyorsunuz diye hep eleştirmedik mi? Şimdiye kadar hiçbiri 18 Mart’a katıldı mı, şimdiye kadar hiçbiri şehit cenazesine katıldı mı bu arkadaşlarımız, şimdiye kadar Meclis'te Amerika’ya, İsrail’e karşı, Azerbaycan’ın, Libya’nın yanında değişik zamanlarda ortak bildiriler oldu. Her parti attı o imzayı ama o parti atmadı. Nasıl Türkiye partisi bu. O yüzden yargının diyeceği, vereceği karar başımızın tacıdır. Ama şunu söylemek isterdim değerli arkadaşlar. Yıl 2010, AK Parti bir anayasa değişikliği teklif etti. İyi takip ettiniz. Madde madde, 20 küsur madde görüşüldü. Bir maddede, Türkiye’de parti kapatmaların zorlaştırılması neredeyse imkansız hale gelmesi teklif edildi. Cumhuriyet savcılığı davayı açamayacak, iddianameyi Anayasa Mahkemesi'ne değil, önce Meclis’e gönderecekti, maddeye göre. Meclis'te tüm siyasi partiler eşit temsille, eşit üyeyle o iddianameyi görüşecekler, eğer Meclis'teki partilerin 4/3’ü ancak dava açılsın derse o iddianame Anayasa Mahkemesi'ne konu olacaktı. Ama buradan hatırlatmak isterim hem CHP hem HDP o değişikliğe ‘Evet’ demediler. Niye demediler biliyor musunuz; çünkü o zaman AK Parti’nin kapatılması isteniyordu. Çünkü o zaman Refah Partisi’nin ve devamının kapatılması isteniyordu. Siz kendine demokrat, başkalarına değil derseniz. Gün gelir hesap döner ayağınıza dolaşır. Keşke bugün eleştiren arkadaşlar o gün de aynı hassasiyetle Türkiye’de partilerin kapatılmasına ‘Hayır’ deselermiş. O gün o maddeyi düşürenler, o maddeyi Meclis'ten geçirmeyenler, bugün ağlar gibi yapıyorlar. Bu adil değil, bu demokratik değil. Hatırlayın, Ufuk Uraz var, yazar- gazeteci, o zaman HDP’nin ismi BDP olan partinin vekiliydi. HDP’nin o maddeye ‘Evet’ dememesinden dolayı partiyi terk edip, ayrıldılar sonra. 2010 yılında CHP de HDP de parti kapatmalarına ‘Hayır’ diyen partilerdir arkadaşlar. Biz tüm bunlara rağmen Türkiye’mizi, Çanakkale’mizi büyütmeye devam edeceğiz. Biz tüm engellemelere, tüm uluslararası operasyonlara, onların Türkiye'deki uzantılarına rağmen Türkiye’mizi büyütmeye, MÜSİAD ve benzeri kurumlara omuz vermeye, onların desteğiyle, vizyonuyla ayağa kalkmaya, ekonomimizi büyütmeye hep beraber çalışacağız."

MÜSİAD Çanakkale Şubesi'nin 5'inci Genel Kurulu'nda, mevcut başkan Şerif Mutlu tekrar başkan seçildi. (DHA)

Gündem