AKP’liler Kılıçdaroğlu’nun bürokratlara seslenişine tepki gösterdi: "Yassıada zihniyeti"

AKP’liler Kılıçdaroğlu’nun bürokratlara seslenişine tepki gösterdi: "Yassıada zihniyeti"
AKP Sözcüsü Ömer Çelik, AKP Grup Başkanvekili Mahir Ünal ve AKP Genel Başkan Yardımcısı Hamza Dağ, CHP Genel Başkanı Kemal KIlıçdaroğlu’nun paylaştığı ve bürokratlara hükümetin yasadışı emirlerine uymama çağrısı yaptığı videoya tepki gösterdi.

AKP Sözcüsü Ömer Çelik, AKP Grup Başkanvekili Mahir Ünal ve AKP Genel Başkan Yardımcısı Hamza Dağ, CHP Genel Başkanı Kemal KIlıçdaroğlu’nun paylaştığı ve bürokratlara yönelik "18 Ekim Pazartesi itibariyle bu düzenin illegal isteklerine verdiğiniz tüm desteğin sorumluluğu size de ait olmaya başlayacaktır. 'Emir almıştım' diyerek bu kirli işlerden sıyrılamazsınız. Size kanun dışı ne yaptırılıyorsa pazartesi itibariyle durun. Bu illegal, paralel sistemlerden elinizi, eteğinizi çekin" dediği videoya tepki gösterdi.

AKP Sözcüsü Ömer Çelik, Kılıçdaroğlu’nun açıklamaları için “Yassıada zihniyeti” derken, AKP Grup Başkanvekili Mahir Ünal “Dostlarına güvenme, onlara güvenenlerin akıbetini Afganistan’da gördük” dedi.

AKP Genel Başkan Yardımcısı Hamza Dağ ise Kılıçdaroğlu’nun cesaretinin yerinde olduğunu ifade ederek, konuyu FETÖ ve PKK’ya getirdi.

Yapılan açıklamalar şöyle:

AKP Sözcüsü Ömer Çelik: "Sayın Kılıçdaroğlu, son açıklamalarıyla açıkça devlet memurlarını tehdit ediyor. Böylece hukuk dışı bir düzen arayışında olduğunu ifade ediyor. Kendi partisi adına konuşarak, devlet görevlilerine emir vermeye kalkması hukuksuzluktur. Herhangi bir hukuki delile dayanmaksızın meşru hükümetin kanun dışı emirler verdiğini iddia etmek, bürokrasiyi seçilmiş hükümete karşı çıkmaya çağırmak vesayet siyasetidir. Bunun ülkemizdeki adı 'Yassıada' zihniyetidir. Kendisini devletin sahibi zanneden bu zihniyeti tanıyoruz. Sayın Kılıçdaroğlu’nun sivil toplum örgütlerini aynı '28 Şubat' diliyle hedef göstermesi de asla kabul edilemez. Türkiye’nin geride bıraktığı ilkel linç kültürü ile sivil toplum örgütleri hedef gösterilemez. Sivil toplum örgütlerine dönük bu linç siyasetine geçit vermeyiz. Sayın Kılıçdaroğlu kamu düzenini tehdit etmeye son vererek hukuk devleti çizgisine dönmelidir. Tehditlerle kamu düzenine etki etmeye çalışmak ancak bir paralel devlet arayışıdır. Bu tamamen gayrı meşrudur. Sivil toplum örgütlerini hedef göstermek ise bir siyaset biçimi değildir. Siyasi muhalefet başka şey, tehdit ve tahkir başka şeydir. Kamu düzenini ve sivil toplum örgütlerini hedef almak meşru bir siyaset biçimi değildir. Sayın Kılıçdaroğlu, Türkiye düşmanlarına söylemediği sözleri Cumhurbaşkanlığı makamına söyleyerek sadece yıkım siyaseti peşinde koştuğunu gösteriyor. Cumhurbaşkanımıza dönük söylenen bu sözleri mahkum ediyoruz.”

AKP Grup Başkanvekili Mahir Ünal: “Bu çağrıyı 15 Temmuz’dan önce yapsaydın karşılık bulabilirdi, çünkü ortaklarınızın bürokraside amirlerinden değil abilerinden emir alan paralel mahrem yapılanması çağrına cevap verebilirdi. Artık yoklar. Dostlarına da güvenme, onlara güvenenlerin akıbetini Afganistan’da gördük. Bak bayım bu tür sufle tehditleri 11 yıldır yapıyorsun. Ateşle oynuyorsun. Şunu unutma biz tiyatro diye itibarsızlaştırmaya çalıştığın 15 Temmuz cehenneminden çıktık. Kimi tehdit ettiğine dikkat et. Türkiye Cumhuriyeti Devletinin şerefli bürokratlarından elini çek.”

AKP Genel Başkan Yardımcısı Hamza Dağ: “Kemal Bey’in maşallah yine cesareti yerinde. Bu sefer de Türkiye Cumhuriyeti’nin memur ve bürokratlarını tehdit etmiş. Ama nedense bu cesaretin binde birini FETÖ’ye, PKK’ya karşı göremedik. Bir gün mutfağından PKK’ya ve FETÖ’ye bu tehdit dilini kullanabilir mi? Var mı o cesareti?”

Kılıçdaroğlu ne demişti?

Kılıçdaroğlu dün paylaştığı videda şunları söylemişti: "Unutmayın Türkiye Devleti'ni şahıs devletine dönüştürmüş bir kişi ve ailesi var. Bu şahsın ve ailesinin kişisel çıkarlarına hizmet etmeye zorlanmış bir kısım devlet memurları var. Bazıları çok baskı altında bunun elbet farkındayız ancak unutulmamalıdır ki devlete değil şahsi çıkarlara hizmet etmenin sorumluluğu var

TÜGVA rezaletini hep beraber izliyoruz. Lağım kokusu yine her yeri sardı. Şahıs ve ailesi vakıf süsü verdikleri bir paralel yapı ile devleti zapturab altına almaya çalışmış. Sevgili halkım herhalde neyi çaldıklarının farkındasınız. Çalınan çocuklarınızın memuriyeti yani geleceğidir. Bu sistemde Erdoğan ve şukerasının kurdukları vakıfların tezgahından geçmeyenlerin, memur olmalarının neredeyse imkansız hale getirildiği görülmektedir. Daha önce memur olanların ise görevde yükselmeleri TÜGVA tezgahından geçmelerine bağlanmıştır. Böylece kamuda yapmak istedikleri ne kadar illegal iş, rant, mafyatik çıkar varsa bunları yapacak memur militanlar düzene eklemlenmiştir.

Şimdi hepimizin gördüğü, bildiği bir şey daha var. İktidarın değişmesine az kaldı. İktidar değiştiğinde, soruşturmalar başlayacak ve eminim ki bu bürokratların büyük bir kısmı 'Emir aldık, uygulamak zorunda kaldık' diyeceklerdir. Bunu diyerek sıyrılırım diye düşünen, sarayın baskısına boyun eğerek kanun dışına çıkmış devlet memurlarına buradan seslenmek istiyorum.

Cenap Şehabettin'in bir sözü var. 'En ağır angarya faydasızlığından emin olduğunuz işi vazife namına ifa etmektir' Açıkça söylüyorum. Vazife namına mafyatik düzene hizmet edemezsiniz. Kanun dışı izleri emir olarak telakki edemezsiniz. Siz Erdoğan ailesinin değil, bu devletin şerefli memurlarsınız. Kamil akla gelmeniz için Kılıçdaroğlu ağabeyinizin, amcanızın bu size son çağrısıdır. 18 Ekim Pazartesi itibariyle bu düzenin illegal isteklerine verdiğiniz tüm desteğin sorumluluğu size de ait olmaya başlayacaktır. 'Emir almıştım' diyerek bu kirli işlerden sıyrılamazsınız. Size kanun dışı ne yaptırılıyorsa pazartesi itibariyle durun. Bu illegal, paralel sistemlerden elinizi, eteğinizi çekin."

 

Gündem