Akşener: “2023 hedefleri gitti, yerine 1973 çözümleri geldi”
İYİ Parti Genel Başkanı Meral Akşener, partisini Meclis'teki grup toplantısında konuştu.
Gündeme ilişkin açıklamalarda bulunan Akşener, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın eski Hazine ve Maliye Bakanı Berat Albayrak dönemini hatırlatarak, "Başbakanlığım döneminde bu döviz rezervini 135 milyar dolara kadar çıkardık. Daha sonra bir düşüş yaşandı, yoktum. Cumhurbaşkanıydım" demesine dikkat çekti.
Akşener ekonomi üzerinden iktidara yüklenerek, "Türkiye ekonomisi deneme tahtası mı? Yazıklar olsun sana. Memleketimiz ekonomi cahili bir adamın saçma sapan deneyleriyle sınanıyor" diye konuştu.
Erdoğan'a seslenen Akşener, "Arkadaş sevimli hayalet 'casper' misali orada değilmiş" ifadelerini kullandı.
Akşener’in açıklamaları şu şekilde:
“Maraş katliamında hayatını kaybedenlere rahmet diliyorum”
“Bu hafta, Maraş katliamının yıldönümü… Buradan, hayatını kaybeden vatandaşlarımıza, bir kez daha Allah’tan rahmet, ailelerine ve sevenlerine başsağlığı diliyorum.
Cenabıhak, milletimizi böyle acılardan korusun. Memleketimizde kavgayı ve nefreti körükleyenlere, bir daha fırsat tanımasın.
“Asgari ücret artışı 4 ayda eriyecek”
“Şimdi bu arkadaşlar, belli ki farkında değiller ama, kendi elleriyle yol açtıkları, yüksek enflasyon yüzünden, açıklanan asgari ücret artışı, 4 ayda eriyecek.
O yüzden biz, İYİ Parti olarak; üç ayda bir, asgari ücrete güncelleme yapılmasını ve çalışanımızın emeğinin, enflasyona karşı korunmasını öneriyoruz.
Ayrıca; Daha önce söyledim, şimdi de tekrar ediyorum: Verimliliği arttırmadan yapılan, enflasyon sarmalı neticesinde gelen ücret artışları, refahı arttırmaz. Üstelik hane halkı, özel sektör, ve kamunun, mali dengelerinde de bozulmaya neden olur.
“İşe enflasyonu düşürmekle başlayın”
İktidarın izlediği mevcut yol, çok kısa bir süre içinde, enflasyonu arttırarak asgari ücret zamlarını eritir.
Buradan iktidardakilere seslenmek istiyorum: Eğer gerçekten bir refah artışı sağlamak istiyorsanız; işe hayat pahalılığını azaltmakla, yani enflasyonu düşürmekle başlayın.
“Sevgi pıtırcığı Erdoğan; Afrikalı bir genç, daha adil bir dünya isteyince, çok duygulanmış”
Biz bu kutlu çatı altında, milletimizin dertlerini konuşurken; İl il, ilçe ilçe, memleketin dört bir yanında, milletimizin dertlerini dinlerken; maalesef Sayın Erdoğan, milletimizin dertlerini bırakıp, Afrikalı gençlerin dertlerinin peşine düşmüş.
Biliyorsunuz kendisi, birkaç gün önce Afrikalı gençlerle buluştu. Mozambikli bir genç kızın sözleri, Sayın Erdoğan’ı derinden etkilemiş…
Ne demiş o genç? “Daha adil bir dünya istiyorum.” demiş. Hiç reklam kokmayan bu hareketten, Sayın Erdoğan da, derinden etkilenmiş. Pek bir duygulanmış…
Yani; “Adil bir düzen” isteyen, milyonlarca gencimizi, itip kakan, hatta hızını alamayıp, terörist ilan eden, gerçek bir gönül insanı, adeta bir sevgi pıtırcığı olan Sayın Erdoğan; Afrikalı bir genç kız, daha adil bir dünya isteyince, çok duygulanmış… Yazıııık. Kıyamam…
“Casper misali orada değilmiş”
Kendisi, iki gün önce de çıktı ve bir açıklama yaptı. Dedi ki; “Başbakanlığım döneminde, döviz rezervini, 135 milyar dolara çıkardık ama daha sonra, bir düşüş yaşandı. Ben o sırada yoktum, Cumhurbaşkanıydım.”
Evet, yanlış duymadınız, aynen böyle dedi. Arkadaş, “sevimli hayalet Casper” misali, o sırada orada değilmiş… Şu ibretlik psikolojiye bir bakar mısınız?
Sayın Erdoğan; o günleri geçtim; belli ki sen, şimdi de buralarda değilsin.
“Böyle giderse yoklukla karşılaşacağız”
Türkiye 1994 ve 2001 krizlerinden daha derin bir kur krizi yaşıyor. Sen oralı bile değilsin. Palyatif adımlarla, ön almaya çalıştığın bu kur krizinin devamı, üretimde ve bankacılık sektöründe bir krizdir, bunu böyle bilesin.
Her gün, bir şirket ya da birlik, faaliyetlerine daha fazla devam edemeyeceğini belirten, açıklamalar yapıyor.
Bak sana, sadece son 3 günden örnek vereyim: Tüm Süt, Et ve Damızlık Sığır Yetiştiricileri Derneği, sizin bu akıl ve bilim dışı politikalarınız sonucu, artan üretim maliyetlerinden dolayı, yaz aylarında, et ve süt darboğazı yaşanacağını söylüyor. Enerji, Petrol, Gaz İkmal İstasyonları İşveren Sendikası; dayanacak güçleri kalmadığını, iflasın eşiğine geldiklerini açıkladı. TURYOL, İstanbul’daki bazı seferlerini durdurduğunu açıkladı. İlaç ve tıbbi cihaz üreticilerinin, önemli bir kısmı, iflasın eşiğinde. Ortopedi ve beyin cerrahisi ameliyatlarının, yapılamama riski var.
İş bilmez ekibinle el ele verip, sebep olduğunuz hayat pahalılığı ile memleketi, milletçe yoksullukta eşitlendiğimiz bir duruma getirdiniz.
Fakat bu kafayla giderseniz, bir süre sonra, sadece yoksullukla değil, Allah korusun, yoklukla da karşılaşacağız. Bu vesileyle, buradan Sayın Erdoğan’ı, içine girdiği bu garip psikolojiden acilen çıkıp, belli ki, başbakanlığı döneminden beri, başında bulunmadığı görevinin yeniden başına dönmeye ve milletimizi de, daha fazla mağdur etmemeye davet ediyorum.
“Ne yalan söyleyeceklerini şaşırdılar”
Maalesef ülkemiz, ekonomi cahili bir adamın, saçma sapan deneyleri ile sınanıyor. Maalesef her yeni gün, bir önceki günden, daha kötüye gidiyor.
Biz, her seferinde kendisine, bu deneyin, başarısız olduğunu söylüyoruz, ama o inatla anlamıyor. Ekonomistler söylüyor, anlamıyor. Sivil toplum kuruluşları söylüyor, anlamıyor. İş dünyası söylüyor, anlamıyor. İhracat birlikleri söylüyor, anlamıyor. Ak Partililer bile söylüyor, onu da anlamıyor. Kızıyoruz, anlamıyor. Güzellikle söylüyoruz, anlamıyor. Tane tane anlatıyoruz, anlamıyor. Doğrusunu gösteriyoruz, yine anlamıyor.
Sonuçta, bir inat uğruna, memlekette ne ocaklar sönüyor. İşler o kadar çığırından çıktı ki; artık, ne yalan söyleyeceklerini şaşırdılar.
“Ekonomik modelle, dış güçler arasında gidip geliyorlar”
Önce, bu bizim ekonomik modelimiz dediler. Sonuç kötü olunca, suçu dış güçlere attılar. Baktılar ki, ortada dış güç falan yok, sonra dönüp tekrar, iç güçlere havale ettiler.
Arada bir, ekonomik modelle, dış güçler arasında gidip geliyorlar. Gardıroptan kıyafet seçer gibi, her sabah, yeni bir yalan seçiyorlar.
Sayın Erdoğan; bir model uygularsın. Bazı konularda iyileşme olur. Bazı konularda, işler kötüye gider. Oturur tartışırız. Ama uyguladığın sözüm ona modelle, her şey kötüye gidiyorsa, bunun artık tartışılacak bir yanı yoktur.
“Faiz de, enflasyon da düşmedi”
Merkez Bankası, politika faizini indirdi. Peki, faizler düştü mü? Hayır. Tahvil faizleri, yüzde 24’e dayandı. Sen “faizi indirdim.” diye caka satarken, yönettiğin devlet, yüzde 24 faiz ödüyor.
Peki enflasyon düştü mü? Hayır. Hatta, hızla hiper enflasyona doğru gidiyoruz.
Satın alma gücü arttı mı? Mesela, sen faizi düşürünce, daha rahat ev ya da araba alabiliyor muyuz? Hayır. Tam tersine ev almak, araba almak, artık neredeyse imkansız.
İhracatla kalkınacağız diyorsun. Peki ihracatı artırmak için yeni yatırım yapılıyor mu? Hayır. Şu anda tüm yatırımlar durdu.
Ekonomiye güven arttı mı? Hayır. Çünkü kimse önünü göremiyor. Yahu hala niye ısrar ediyorsun kardeşim? Saraya kapandın. Zaten anlamadığın ekonomiyi, damadına ve liyakatsiz kadrolara bıraktın. Sonunda olan oldu.
Beş müteahhidin keyfi, ve parti kodamanlarının lüks hayatları dışında, ekonomide iyi giden hiçbir şey kalmadı. Doğru tedavinin ilk adımı, doğru teşhis koymaktır.
“Krizin sebebi Erdoğan”
Buradan açıkça ifade ediyorum; bu krizin sebebi, bizzat Sayın Erdoğan ve ülkemize musallat ettiği, bu ucube sistemdir.
Kardeşim; ikide bir, “dış güçler” deyip, meseleden sıyrılmaya çalışma. Dış güçler her zaman vardı, bundan sonra da olacak. Bu krizin sebebi, bizzat sensin sen. Ne güzel söylemiş Ozan Arif; "Her türlü hatayı, yanlışı yap yap, Ondan sonra, “vay efendim, dış güçler!” Çarşıya uymazsa evdeki hesap, Ondan sonra, “vay efendim, dış güçler!”
“2023 hedefleri gitti, yerine 1973 çözümleri geldi”
Hiçbir hesabı tutmayan büyük ekonomistimiz, son olarak, akıl dolu bir hamleyle, Dolara Çevrilebilir Mevduat kavramını, 50 yıl sonra tekrar hayatımıza soktu.
Büyük Türkiye, büyük güç, hedef 1973… 2023 hedefleri gitti, yerine 1973 çözümleri geldi. Saray medyası, 2 gündür, bu çaresizliği, milletimize ekonomik başarı diye itelemeye çalışıyor.
Allah akıl fikir versin. Arkadaş, “Nas var.” diye diye gezdi, Pazartesi akşamı çıktı, hayatımıza, yepyeni bir faiz tipini sokuverdi.
Türk lirası mevduata dönenlere, kur farkını, devlet olarak ödeyeceklerini açıkladı. Yani gitti, Türk Lirası’nı dolara bağladı. “Benim itibarım yok, Amerika’yı kendime kefil tutuyorum.” dedi.
“Hem faiz, hem de döviz lobisini, milletin hazinesinden besleyeceksin”
Çocuk mu kandırıyorsun, Sayın Erdoğan? Madem kur farkını, yani gizli faizi ödeyecektin, bugüne kadar, faizle bu kadar oynayıp, döviz lobilerinin ekmeğine, niye yağ sürdün?
Madem adına faiz demeden, faiz ödeyecektin, sanayicimizden esnafımıza, çiftçimizden emekçilerimize, bu çileyi neden yaşattın?
Adını faiz koysan, bankalar piyasa şartlarına göre davranacak, yükü de omuzlayacaklardı.
Ama şimdi, kur farkını ödeyeceğim diyerek, hem faiz, hem de döviz lobisini, milletin hazinesinden besleyeceksin.
Türkiye ekonomisi, deneme tahtası mı? Türk Milleti, kobay mı? Böyle iş bilmezlik olur mu? Böyle devlet yönetilir mi? Yazıklar olsun.
Abone Ol
İyi gazetecilik posta kutunda!
Güncel haberler, haftalık ekonomi bülteni ve Pazar derginiz Plus’ı email olarak almak için abone olun.