Akşener’den “Faiz sebep, enflasyon sonuç” diyen Erdoğan’a: “Şemsiye sebep, yağmur sonuç”
İYİ Parti Genel Başkanı Meral Akşener, partisinin haftalık grup toplantısında konuştu.
AKP iktidarı ve Tayyip Erdoğan’ın ekonomi politikalarını eleştiren Akşener, “Faiz sebep, enflasyon neticedir” teorisini, “Şemsiye sebep, yağmur sonuçtur” demeye benzetti.
Erdoğan konuştukça ülke ekonomisinin kötüye gittiğine dikkat çeken Akşener, Erdoğan’ın Faiz sebep, enflasyon neticedir” teorisini destekleyen hiçbir bilimsel çalışma olmadığı gibi, buna karşı çıkmaya gerek duyan bir çalışma dahi olmadığını söyledi.
Akşener, Mansur Yavaş’ı “Dikkat etsin arkasında ülkücü nefes var” sözleriyle tehdit eden MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli’ye de “Sayın Bahçeli. Yok öyle yağma. Mansur Yavaş’ın arkasında biz varız, Ankaralılar var. Yalana, talana, yoksulluğa, ses çıkarmayacaksın; sonra da çıkıp, tek derdi Ankara’ya hizmet olan, belediye başkanımızı tehdit edeceksin. Ayıptır, ayıp” dedi.
Akşener’in açıklamaları özetle şöyle:
“O cahilce konuştukça, dolar zıplıyor”
“Ekonomimizin, Sayın Erdoğan ile imtihanı, geçtiğimiz hafta da hız kesmeden devam etti. Bu arkadaş, hâlâ televizyonlara çıkıp, utanmadan sıkılmadan; ‘Faiz sebep, enflasyon neticedir’ demeye, devam ediyor.
O cahilce konuştukça, dolar zıplıyor. O cahilce konuştukça, enflasyon artıyor. O cahilce konuştukça; olan her zamanki gibi milletimize oluyor, insanlarımız fakirleşiyor, gençlerimiz işsiz kalıyor.
Geçen hafta, sosyal medyada bir paylaşım gördüm. Bir arkadaşımız, bu cahilliği anlatmak için, çok yerinde bir benzetme yapmış. Diyor ki; ‘Şemsiye sebep, yağmur neticedir. Şemsiyeyi açarsan, yağmur yağar. Şemsiyeyi kapatırsan, yağmur durur.’ İşte size, Sayın Erdoğan’ın olağanüstü mantık örgüsü.
Dünyada bu, ‘sözüm ona teoriyi’ iddia eden, tek bir ekonomist yok. Bu tezi savunan, bir tane ciddi bilimsel makale yok. Hatta ilginçtir; bu tezin yanlış olduğunu anlatan da bir makale yok. Yani; öyle büyük bir cahillikle karşı karşıyayız ki; bilimsel olarak incelemeye, gerek bile duymamışlar.
Düşünün; Dünyada, ‘düz dünya’ teorisini bile, ciddiye alıp tartışanlar var, ama Sayın Erdoğan’ın, ‘düz ekonomi2 tezini tartışan, bir kişi bile yok. Ama buna rağmen, maalesef bu cahillik, koca bir ülkeyi, bu teze mahkum etmeye devam ediyor. Gerçekten ibretlik.
“Saçmalamaya devam ediyorlar”
Dünyada parası değer kaybederken, milleti zenginleşen hiçbir ülke yoktur. Dolar 13 lirayı aşmış, 14 liraya dayanmış. Ticaret durmuş. Sırtını saraya dayayanlar dışında, milletimizin her bir ferdi, kan ağlıyor.
Peki bunlar ne yapıyor? Saçmalamaya devam ediyor… Sayın Erdoğan; Bir zamanlar ne diyordun? ‘Para; tıpkı bayrak gibi, tıpkı milli marş gibi, bir ülkenin gücünü, itibarını, bağımsızlığını simgeler. Paranın itibarı, milletin itibarıdır.’ Nereden nereye… Dün bunları söylerken, bugün memleketi düşürdüğün duruma bak.
“Bu cahilliğin, bu iş bilmezliğin, bu sorumsuzluğunun neticesinde; Hani teslim olmayız dediğin, o güçler var ya; Bugün, Ordu’da, Giresun’da, çiftçimizin fındık bahçelerini satın alıyor. Türkiye’nin her yerinde, ucuza arsa kapatıyor. Hani teslim olmayız dediğiniz, o güçler var ya; Bugün, Türkiye’de, 3 kuruşa fabrika satın alıyor. Hani teslim olmayız dediğiniz, o güçler var ya; Bugün, Türk insanının alın teri, işte o güçler tarafından sömürülüyor.
Artık yeter! Türkiye, sömürge valisi aklıyla yönetilemez. Türkiye, bu cahillikle, hak ettiği yere yükselemez. Bu millet bu, iş bilmezliğe, daha fazla mahkum edilemez. Türk Milleti, kimsenin ırgatı değildir! Haddinizi, hududunuzu bilin artık.
“Erdoğan’ın gözüne girmek için saçmalama kabiliyeti önemli bir kriter”
Sayın Erdoğan’ın gözüne girmek, ve Ak Parti siyasetinde yükselebilmek için, saçmalama kabiliyeti önemli bir kriter teşkil ediyor.
Hal böyle olunca da; Ak Parti’nin vekilleri, parti yöneticileri, birbirleriyle kıyasıya rekabet ediyorlar.
Ne diyelim, Allah akıl fikir versin…
Mesela; Benzin istasyonlarında, araç kuyrukları oluşuyor. Vatandaş, zamdan önce deposunu doldurma derdine düşmüş. Ama empati yoksunu bir vekil çıkıp, ‘Araç kuyrukları, zamdan dolayı değil, araç bolluğundan yaşanıyor’ diyor.
Mesela; Simit 3 buçuk lira olmuş, artık yarım simit satışları başlamış; Ama, milletimize beslediği engin sevgisiyle bildiğimiz, bir Ak Parti yöneticisi; ‘Bizden önce, dağlarda yaşayan, aç insanlar vardı’ diyor.
Mesela; Asgari ücretli anne babalar, bebeklerine mama bile alamazken, ayda 25 bin lira maaş alan, tuzu kuru bir vekil, çıkıp, milletimize, soğan ekmek edebiyatı yapıyor.
Mesela; Geçmediği yolun bile parasını millete ödetirken, bir başka vekil, çıkıp, ‘cebinde parası olmayan, eski yolu kullanır’ diyor.
Mesela; Ekonomideki yangın, bırakın mutfağı, tüm haneyi yakarken; herhalde, vekillerinden geri kalmak istememiş olacak, Sayın Erdoğan, burası çok önemli ‘Afganistan ekonomisini, ayağa kaldırmamız lazım’ diyor.
Yani ez cümle; Milletimiz ne yaşarsa yaşasın, sarayın paralel evreninden, görülmüyor, duyulmuyor, bilinmiyor. Vatandaş, ne çile çekerse çeksin, Saray’daki ultra lüks, her şey dahil eğlence, tam gaz devam ediyor.
“Milletin nefesi, asıl sizin ensenizde”
Tüm bunlar olup biterken, milletimiz, her gün, iktidarın yol açtığı, yeni dertlerle boğuşurken; millete düşman bu iktidarın, küçük ortağı, işi gücü bırakıp, vatandaşa hakkıyla hizmet edenlerle uğraşıyor.
Biliyorsunuz, Sayın Bahçeli, dünkü grup toplantısından sonra, çıktı, hem de gazi meclisimizin çatısı altında, Sayın Mansur Yavaş’ı tehdit etti.
Neymiş; bundan sonra Mansur Bey, bu arkadaşların nefesini, ensesinde hissedecekmiş… Yok öyle yağma, Sayın Bahçeli. Yok öyle yağma. Mansur Yavaş’ın arkasında biz varız, Ankaralılar var. Yalana, talana, yoksulluğa, ses çıkarmayacaksın; sonra da çıkıp, tek derdi Ankara’ya hizmet olan, belediye başkanımızı tehdit edeceksin. Ayıptır, ayıp!
Siz bu hükümetin küçük ortağısınız. Milletimiz sizden, zamlara, işsizliğe, yoksulluğa, pahalılığa, çare bekliyor; siz ise, utanmadan salon basma peşindesiniz. Millet sizden, memleketi içine düşürdüğünüz durumun, hesabını vermenizi bekliyor; siz ise, tehditle, hakaretle, gündem saptırma peşindesiniz.
Milletin nefesi, asıl sizin ensenizde; siz ise, sandıktan kaçacak yer arıyorsunuz. Yok öyle yağma, Sayın Bahçeli! Millet iradesinden kaçış yok. Hesap gününden kaçış yok. O sandık, elbet milletimizin önüne gelecek. İşte o gün geldiğinde, nefesi de iradeyi de karşınızda göreceksiniz.”
Abone Ol
İyi gazetecilik posta kutunda!
Güncel haberler, haftalık ekonomi bülteni ve Pazar derginiz Plus’ı email olarak almak için abone olun.