Alevilerin Erdoğan'a açtıkları "ayrımcılık" davası başlıyor

Alevilerin Erdoğan'a açtıkları "ayrımcılık" davası başlıyor
Almanya Alevi Birlikleri Federasyonu’nun (AABF), Cumhurbaşkanı Erdoğan aleyhine açtıkları tazminat davası bugün başlıyor.

Almanya Alevi Birlikleri Federasyonu, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın 5 Aralık 2021’de Siirt’te yaptığı “Almanya’da özellikle Alevilikten öte Ali’siz Alevilikle adeta yeni bir din ihdası öne sürülüyor. Ve onlara ciddi para desteği veriyorlar. Bundan 2 yıl öncesi rakamla 30 milyon Euro yıllık bunlara para destekleri de olmuştur” şeklindeki konuşması nedeniyle suç duyurusunda bulunmuştu.

AABF’nin Erdoğan hakkında açtığı manevi tazminat davası bugün Ankara 45. Asliye Hukuk Mahkemesi’nde görülecek.

Söz konusu davada Cumhurbaşkanı’nın ‘Alevilik inancına bağlı bireyleri, din ve mezhep farkı gözeterek alenen aşağılama, kişilik haklarına saldırı ve ayırımcılık eylemleri nedeniyle 50 bin TL tazminat ödemeye mahkum edilmesi ve kararın tüm basın organlarında yayımlanmasına karar verilmesi talep edildi.

AABF Genel Başkanı Hüseyin Mat, davaya ilişkin yaptığı yazılı açıklamada Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın, kişilik haklarını ihlal ettiğini, ayırımcı, aşağılayıcı ve hakaret içeren sözler sarf ettiğini vurgulayarak şu açıklamayı yaptı:

“Yıllardır yok sayılan, yaşam hakları dahil olmak üzere temel hak ve özgürlükleri ihlal edilen Alevilerin temel istemlerinin siyaset malzemesi haline getirildiği günlerdeyiz. Sayın Cumhurbaşkanı, daha dün Alevilerin dinsel ve kimliksel varlığını inkar ederek, ayırımcı tutum ve davranışlarını sürdürürken, bugün tamamen, yaklaşan seçimler için bir yatırım olarak sözde vaatlere yöneliyor. Onun bu tutumuna ilişkin olarak kurumlarımız yaptıkları açıklamalarla gerekli yanıtları vermeye devam ediyor.

Son yirmi yıldır iktidarda olan AKP ve daha önceki iktidarların, Alevilere karşı ayırımcı eylem ve işlemleri hepimizin belleğindedir. Bu, insan haklarına aykırı, din ve vicdan özgürlüğünü yok sayan söz ve davranışlara karşı demokratik mücadelemizi sürdürmekte kararlıyız. Bu mücadelenin bir parçası olarak söylenen her sözün ve gerçekleştirilen şiddet eylemlerinin yarattığı ağır tahribatın hukuk önünde sorgulanması ve yargılanması gerektiğine inanıyoruz. Bu amaçla, Cumhurbaşkanı’nın sürekli hale gelmiş olan din ve vicdan özgürlüğümüzü, kişilik haklarımızı ihlal eden, ayırımcı, aşağılayıcı ve hakaret içeren sözlerine ilişkin dava haklarımızı ısrarla kullanıyoruz.

Bu davalardan biri olan ve 19 Ekim günü saat 10.00’da ilk duruşması yapılacak olan davamız hakkında da sizi bilgilendirmek ve dayanışmaya davet etmek istiyoruz. Cumhurbaşkanı 05.12.2021 günü Siirt’te ‘Demokrasi Konuşmaları’ adı altında yaptığı konuşmada; ‘…Bu işi şu anda en büyük tahrik unsuru olan yurt dışı ve yurt dışında da birinci derecede Almanya ve Almanya’da özellikle, ‘Alevilikten öte Alisiz Alevilikle adeta yeni bir din ihdası öne sürülüyor ve ciddi de onlara para desteği veriyorlar. Yani bundan 2 yıl öncesi rakamla 30. milyon euro yıllık bunlara para destekleri de olmuştur’ açıklaması yapmıştı. Bu açıklamadaki ithamların gerçek dışı olduğu Almanya hükümetine verilen sorunun cevabı ile resmi olarak kanıtlandı. Tümüyle gerçek dışı olan bu sözleriyle ve özellikle Almanya’da yaşayan Alevileri temsil eden en büyük çatı örgütü olan Almanya Alevi Birlikleri Federasyonu’nu ve Alevilik inancını hedef alan Cumhurbaşkanı hakkında suç duyurusunda bulunduk. Cumhurbaşkanı’nın bu beyanı ile görevini kötüye kullandığını, halkı kin ve düşmanlığa tahrik ettiğini, iftira, hakaret ve ayırımcılık suçlarını işlediğini belirttik.”

“LAİK OLMAYAN BİR DÜZEN, DEMOKRATİK DE OLAMAZ”

Bu başvurumuz, Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı Parlamenterler Bürosu tarafından Anayasa’nın 105. maddesine atıfla, ‘Cumhurbaşkanı hakkında, bir suç işlediği iddiası ile ancak TBMM üye tam sayısının salt çoğunluğunun vereceği önerge ile soruşturma açılmasının mümkün olabileceği’ gerekçesi ile işleme konulmadı. Kesin olan bu karara karşı Cumhurbaşkanı’nın şahsi sorumluluğunun devam ettiği inancı ile tümü ile hukuksuz olan bu karara karşı Anayasa Mahkemesi’ne başvuruda bulunduk. Bu davamız devam etmektedir. Aynı konuşma nedeniyle ayrıca Ankara Asliye Hukuk Mahkemesi’ne tazminat davası açtık. Bu davada Cumhurbaşkanı’nın ‘Alevilik inancına bağlı bireyleri, din ve mezhep farkı gözeterek alenen aşağılama, kişilik haklarına saldırı, ve ayırımcılık eylemleri nedeniyle öncelikle özür dilemeye, 50.000 tl tazminat ödemeye mahkum edilmesini ayrıca kararın tüm basın organlarında yayımlanmasına karar verilmesini’ talep ettik.

Bilindiği gibi Anayasamızda devletin temel niteliklerinden biri olarak yer alan laiklik, devletin inançların özüne müdahale etmeme görevi yükler. Devlet, bireyin benimsediği dine- inanca inanma ya da inanmama hakkını güvence almakla yükümlüdür. Bu çerçevede tüm dinsel inanışlara karşı tarafsızlık Cumhurbaşkanı’nın Anayasal görevidir. Laik olmayan bir düzen, demokratik de olamaz.

Cumhurbaşkanı’nın, özellikle de Sünni bir kişinin, Aleviliğin ne olduğu ya da olması gerektiğine ilişkin açıklaması inanç özgürlüğüne müdahaledir. ‘Alisiz Alevilik’ savı, aynı zamanda Aleviler arasında da bir ayrışmayı teşvik eder niteliktedir. Yukarıda da ifade ettiğimiz gibi Alevi toplumu, bu güne dek işlenen nefret suçlarının ağır bedelini ödemiştir. Konuşma, toplum barışını da tehdit eden nefret suçu niteliğindedir.

19 Ekim Günü TC Ankara 45. Asliye Hukuk Mahkemesi’nde Saat 10.00’da avukatlarımız Şenal Sarıhan ve Oya Aydın’la birlikte katılacağımız duruşmamıza, ülkede birlik ve barışı isteyen herkesi davet ediyor, dayanışma, demokratik taleplerin gerçekleşmesinde en değerli güçtür, diyoruz.”

Gündem