Ali Haydar Fırat: Seçim kaybedildi ve herkese bir bedeli oldu, neden Kılıçdaroğlu bu bedelden muaf tutulsun?

Ali Haydar Fırat: Seçim kaybedildi ve herkese bir bedeli oldu, neden Kılıçdaroğlu bu bedelden muaf tutulsun?
Yıllardır Kılıçdaroğlu’nun yanında duran, adaylığının hararetli destekçilerinden politikyol.com Genel Yayın Yönetmeni Ali Haydar Fırat'a göre, Kılıçdaroğlu özeleştiri vermeli ve çekilmeli: "Seçim kaybedildi ve herkese bir bedeli oldu. Peki neden Kılıçdaroğlu bu bedelden muaf tutulsun?"

Seçimlerin ardından CHP'de 'değişim' isteyenlerin sayısı artıyor. Yyllardır Kılıçdaroğlu’nun yanında duran, adaylığının hararetli destekçilerinden politikyol.com Genel Yayın Yönetmeni Ali Haydar Fırat gibi isimler genel başkana alenen bayrak açmaya, itiraz seslerini yükseltmeye başladı.

Dün nasıl ki Kılıçdaroğlu’nu savunduysam...

Artı Gerçek'ten İrfan Aktan'ın sorularına yanıtlayan Fırat özetle şunları söyledi:

"Dün nasıl ki Kılıçdaroğlu’nu kararlılıkla savunduysam, bugün de aynı kararlılıkla değişimin şart olduğunu savunuyorum.

Sayın Kılıçdaroğlu’nun beni aday listesine koymaması elbette kendi takdiridir. Fakat seçim sonrası tavrımın temel iki nedenden biri Kılıçdaroğlu’nun ittifak sistemi içinde diğer partilere muazzam bir alan açması, diğeri ise CHP tarihinde görülmemiş bir biçimde toplumda karşılığı olmayan ve çoğunluğu sağcı kişilerin merkeze oturtulması.

Listeler nasıl hazırlandı?

Kemal Bey kendisine yakın olan danışmanlarını, o danışmanlar ve bazı belediye başkanları da farklı şehirlerdeki arkadaşlarını listeye koydu. CHP’nin milletvekili listelerinde eş-dost-ahbap ilişkileri belirleyici oldu.

CHP olarak ne diyorduk; iktidara gelirsek kadrolar liyakata göre belirlenecek. Oysa kendi milletvekili listemiz bile bu şekilde belirlenmediği için CHP’nin bazı seçmenleri gidip başka partilere oy verdi.

Ayrıca benim tırnak içinde “Kılıçdaroğlu karşıtı” haline gelmemin nedeni sadece seçim yenilgisi de değil.

28 Mayıs’tan sonra toplumun karşısına çıkılıp cesaretle, özgüvenle ve siyasal bir analizle bu seçimin neden kaybedildiğinin anlatılmaması. Özeleştiri verilmemesi halkı ciddiye almamaktır.

Sözcü TV’ye çıktı ve seçim listelerini kendisinin hazırlamadığını söyledi. Kaldı ki listeler Sayın Kılıçdaroğlu’nun denetimindeki sekiz kişilik komisyon tarafından hazırlandı. Evet, o sekiz kişi listeye eş-dost ve arkadaşlarını, danışmanlarını yazdılar ve CHP tarihinin en kötü listesini hazırladılar ama son tahlilde o listelerden Kılıçdaroğlu’nun önüne gitti, “bu insanın bu listede ne işi var” diyebilirdi.

Kimliksizleşme süreci

Bir kere CHP’nin net bir politik hatta ihtiyacı var. 1965’te “ortanın solu” kavramı kullanılırken, şu anda “CHP ideolojik yelpazenin neresindedir” sorusuna bir cevap veremezsiniz. CHP cumhuriyetçi bir parti midir, sosyal demokrat bir parti midir, liberal bir parti midir? Bu soruların cevabı yok.

Kemal Bey iyi bir dinleyicidir. Seni dinler, hak da verir ama bildiğini yapar. Ayrıca Kemal Bey’in yanındaki Tuncay Özkan, Enis Berberoğlu, Okan Konuralp gibi, bana göre liyakati olmayan isimlerin de etkisi var. Mesela bir iddiaya göre Konuralp RTÜK üyesiyken Deva Partisi’yle milletvekilliği pazarlığı yapıyor.

Tuncay Özkan’ın KRT ve ANKA’yla ilişkisinin açıklanmasını istiyorum

Tabii bu sadece bir iddia ama CHP geleneğinde, kültüründe böyle bir şey yok. Bir kere Konuralp CHP’li değil. Geldi, Kemal Bey’le profesyonel bir ilişki kurdu, danışmanlığını yaptı, RTÜK üyesi oldu, şimdi de milletvekili seçildi. Tuncay Özkan’ın nasıl bir siyasi geçmişe sahip olduğu, hakkında nasıl itham ve iddialar olduğu biliniyor zaten.

Bu insanlar Kemal Bey’i o kadar yanlış bir biçimde yönlendirdiler ki! Kemal Bey’e her seferinde söyledim; bu insanlar sizi yanlış yönlendiriyor, sizin için, karşılığı olmayan konuşma metinleri hazırlıyorlar, karşıtlıklar yaratıyorlar. Kendilerine yakın olmayan gazetecileri dışlıyorlar. Reklam verme konusunda…

Ben bir CHP’li ve Kılıçdaroğlu’nu seçmiş 1250 Kurultay Delegesi’nden biri olarak Tuncay Özkan’ın KRT ve ANKA’yla ilişkisinin açıklanmasını istiyorum. Kimse bir ilişkisi olmadığını söylemesin, ayıptır. Partiye fatura kesenler bugün Kılıçdaroğlu’nun başdanışmanı olamazlar! Aksi halde haklı olarak şunu sorarım: “CHP bir şirket mi kardeşim!” Ben aileden, atalarından CHP’li olan biri olarak bunu reddediyorum.

Erdoğan’ı şoförünü, danışmanını filan milletvekili yapıyor diye eleştiriyorduk...

Bu nasıl bir ilişki sistematiği içinde böyle oluyor, anlamak mümkün değil. Her seferinde başarısızlık ürettikleri halde nasıl oluyor da bu insanlarla yürüyor; bunun izahını Kılıçdaroğlu’nun yapması gerekiyor. Bunlar zorunluluk değil, birer tercihtir. Erdoğan’ı şoförünü, danışmanını filan milletvekili yapıyor diye eleştiriyorduk. Peki Kemal Bey’in yaptığını niye eleştirmeyelim? Kemal Bey tartışan bir parti istemiyor. Düşünün ki, helalleşme çağrısını yapacağından Parti Meclisi’nin bile haberi yoktu. Peki biz Erdoğan’ın tek adamlığını niye eleştiriyoruz ki! Dolayısıyla “biz neden yenildik” sorusunun cevabını kamuoyu önünde vermek zorundasınız.

Şu anda Kemal Bey bir şey vaat etmiyor

Kemal Bey gerçekten çok çalışkan bir siyasetçi. Ama önemli olan yereldeki örgütlerini seçim takvimi dışında da sürekli çalışabilir hale getirmen. Kemal Bey yereldeki “kanaat önderleriyle” görüştü; peki bunlar gerçekten kanaat önderi miydi, yerelde etkileri var mıydı, yoksa birileri kendi aralarında pazarlıklar yaptı ve sizi de bu çerçevede mi o kanaat önderleriyle buluşturdular? Genel başkanın zamanı çok değerlidir ve siz o değerli zamanı karşılığı olmayan etkinliklerle değil, azami sonuç elde etmek üzere kullanmak zorundasınız.

Kemal Bey bir siyaset inşa ediyordu ve bunun etkisiyle yerel seçimleri de kazandı. Aynı modeli ülke yönetiminde de uygulamak üzere cumhurbaşkanı adayı olması doğruydu. Eğer seçilseydi gerçekten de herkese eşit mesafede bir cumhurbaşkanı olurdu. Ama nihayetinde seçim kaybedildi ve bunun herkese bir bedeli oldu. Peki neden Kılıçdaroğlu bu bedelden muaf tutulsun? Şu anda Kemal Bey bir şey vaat etmiyor.

Kılıçdaroğlu CHP’yi solsuzlaştırdı

CHP zaten yeteri kadar sağda şu an! Kılıçdaroğlu’na yönelik en temel eleştirim, CHP’nin solla ilişkisini ortadan kaldırmış olmasıdır. Kılıçdaroğlu CHP’yi solsuzlaştırdı. Bu toplumun yüzde 80’i yoksulluk sınırının altında yaşıyorken siz “ortanın solu” olmayı bırakın, gövdenizle birlikte tamamen solda durmak zorundasınız.

600 sandalyelik parlamentonun 500’ü sağcı milletvekillerinden oluşuyorsa, ki CHP ve Yeşil Sol Parti içinde de sağcı vekiller var, topluma nefes aldırmak için sol bir siyaset örgütlemeniz lazım. Peki ortada sokağa çıkıp işçi sınıfı için direnen bir sendika var mı? Bunda Kemal Bey’in “sokağa çıkmayın” söyleminin etkisi yok mu? Sokak bir hak talep mekânıdır. Siz o en temel mekândan bile feragat ediyorsanız, iktidarın canına minnet."

Söyleşinin tamamı

Gündem