Anket şirketleri, 'İstanbul'da birleşti: Yarış başa baş

Anket şirketleri, 'İstanbul'da birleşti: Yarış başa baş
GENAR, Yöneylem ve RAWEST araştırma şirketlerinin yöneticileri, yerel seçimlerdeki en kritik adres olan İstanbul için yarışın başa baş sürdüğünü belirtirken, seçim gününe kadar bu tablonun değişmesini beklemediklerini kaydetti.

Gazeteduvar'dan Ceren Bayar GENAR Başkanı İhsan Aktaş, Yöneylem Genel Koordinatörü Derya Kömürcü ve RAWEST Direktörü Roj Girasun ile konuştu. Üç ismin de İstanbul seçimine dair ortak fikri yarışın 'başa baş' süreceği oldu.

İstanbul seçim yarışının çok çekişmeli geçeceğini ifade eden Yöneylem Genel Koordinatörü Derya Kömürcü, “İmamoğlu'yla Kurum arasında çok ufak farklarla belirlenecek bir yarış olacak. Dolayısıyla seçime giren diğer bütün adayların alacağı oy miktarı çok önemli. En küçük partinin oyu sonuç üzerinde etkili olabilir" değerlendirmesini yaptı.

'DEM Parti kimi gösterirse seçmeninin yarısı oraya oy verir'

DEM Parti seçmeninin parti bağlılıkları ve aidiyetlerinin diğer partilere oranla daha yüksek olduğunu hatırlatan Kömürcü, “Adayın kimliğinden bağımsız olarak parti 'oy verin' derse belediye başkanlığı seçimlerinde dahi DEM seçmeninin en az yarısı o adaya oy verecektir. Bu azımsanmayacak bir rakam; yüzde 4, yüzde 5 civarında bir oy alabilir” diye konuştu.

İYİ Parti'nin İstanbul'daki tutumunun ne olabileceğine dair değerlendirmeler de yapan Kömürcü, “İYİ Parti seçmeni DEM Parti seçmeninden farklı olarak İmamoğlu'nu desteklemek konusunda tereddüt duymuyor. Yaklaşık üçte birinin İYİ Parti adayını destekleme eğiliminde olduğu görülüyor. Onlar da ikna edilebilir durumda görülüyor. Bu sebeple İmamoğlu için İYİ Parti adayının negatif etkisi çok fazla değil” dedi.

'İmamoğlu'nu 2028'in cumhurbaşkanı adayı gibi görüyorlar'

Kampanya sürecinin önemine de vurgu yapan Kömürcü, “Kampanya belediyecilik ve hizmet ekseninde olduğu sürece İmamoğlu daha avantajlı ama mesele daha siyasi bir tartışmaya dönerse ve muhalefet 'bu 2028'e hazırlık', '2028'deki zaferin habercisi' gibi bir propaganda yürütürse dezavantaj olur" dedi.

İmamoğlu'nun 5 yıl önceki avantajının herkesle konuşabilmesi ve 'karşı mahalle'deki insanlara da seslenebilmesi olduğunu belirten Kömürcü, bugün gelinen noktayı şöyle tanımladı:
“O gün seslenebildiği 'karşı mahalledekiler' yani muhafazakarlar, milliyetçiler bugün onu siyasi bir figür olarak görüyorlar. Onu 2028'in cumhurbaşkanı adayı gibi görüyorlar. Böyle olunca da daha zor oy veriyorlar. İmamoğlu kendini ne kadar belediye başkanı olarak ortaya koyabilirse o kadar avantajlı olacaktır. Ama şimdi ciddiye alınan bir rakip.”

'Dem Parti'nin oyları 14 Mayıs'ın altında'

RAWEST Direktörü Roj Girasun da DEM Parti ve Yeniden Refah Partisi'nin İstanbul seçimlerindeki etkisine dikkat çekti ve “Bloklar belli ama DEM Parti'nin ve Yeniden Refah'ın iktidar ve muhalefet havuzundan ne kadar oy alacağı belirleyici olacak” dedi.

DEM Parti'nin 14 Mayıs seçimlerinde aldığı oyun altında bir oy alacağını tahmin ettiğini belirten Girasun, bunun DEM Parti'nin yapacağı kampanya ile de bağlantılı olduğunu ifade etti. Girasun, “DEM Parti'nin adayı 'öylesine' bir aday değil. DEM Parti sahada görünür, oldukça adayının arkasında durdukça yani bu adayı 'gerçekten' çıkardığını seçmenine gösterdikçe oylarını arttıracaktır. Ama bugün itibariyle oyları 14 Mayıs'ın altında seyrediyor" dedi.

Aktaş'a göre avantaj AKP'de

GENAR Araştırma’dan İhsan Aktaş, İmamoğlu ile Kurum rekabetinde avantajın AKP'den yana göründüğünü söyledi. Muhalefet cephesinde partilerin kendi adaylarıyla seçime girmelerinin olası sonuçlarını değerlendiren Aktaş DEM Parti’nin aday çıkarma kararının etkilerine dair şunları söyledi: “HDP’nin İstanbul'daki yüzde 12 oyu, CHP ile birlikte hareket ettikleri son seçimde yüzde 8’e düştü. Demirtaş’ın adaylığı durumunda bu 8’i kendi ailesine toplardı. Şimdi DEM Parti’de şu soruyu herkes soruyor; 'acaba gerçekten bir aday mı çıkarıldı yoksa İmamoğlu'nu mu destekleyecekler?' Bunun bir hülle ya da takiye olmadığı söyleniyor. Yüzde 90 oranında yarışma gibi okuyabiliriz. DEM Parti kendi hanesine oylarının yarısını bile yazdığında dengeleri değiştiriyor.”

İmamoğlu'nun dezavantajları var

AKP’nin ittifakını muhafaza ettiğine dikkat çeken Aktaş, CHP’nin ise ittifaksız tek başına girdiği seçimde, İmamoğlu'nun imajına, popülerliğine güvendiğini söyledi. Ancak Aktaş’a göre önceki seçimde muhalefetin lehine olan şartlarda değişim var.

Kurum’un deprem, trafik başta olmak üzere İstanbul’un güncel, sosyal meselelerine eğilen, “efendi ve saygılı” bir duruş içeren, “Kadir Bey (Topbaş) modeli” olarak ifade edilecek bir çalışma yaptığını belirten Aktaş, siyasetten yorulan İstanbul'da bu tarzın karşılık bulma olasılığının yüksek olduğunu söyledi.

İmamoğlu’nun bir önceki seçimle kıyaslandığında dezavantajları olduğuna dikkat çeken Aktaş, “İmamoğlu önceki seçimde bilinmiyordu, bilinmediği için bir 'imaj' olarak ortaya çıktı. Ancak belediye başkanlığı döneminde bazı sarsıntılar yaşadı. Örneğin Nagehan Alçı’yla gittikleri Karadeniz gezisinde kendi camiasıyla ters düştü. Bunun sonuçlarını araştırmalarda da gördük, birinci çıkan İmamoğlu gerilere düştü. Parti içi tartışmalar da etkili. Cumhuriyet Halk Partisi kurultayı sonrası İmamoğlu’nun Türkiye genelinde oyları bir puan arttı, ama bir ay sonra bir puan geri gitti. Kurultay bitti ama kafa karışıklığı geçmedi. Son aday belirleme sürecinde de bunu yaşadık. Cumhuriyet Halk Partisi üçe bölünmüş görünüyor. İmamoğlu daha güçlü, geride Özgür Özel var. Kılıçdaroğlu da hala pes etmemiş” dedi. Aktaş’a göre bu parçalı görüntü seçimlere mutlaka yansıyacak.

2019 seçimlerinde AKP'nin İstanbul’da yoğun bir çalışma yaptığını ve Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın sahaya çıktığını hatırlatan Aktaş bu seçimde farklı bir tablo ile karşılaşılacağını söyledi. Aktaş, “Hükümet yarışı gibi bir yarış İstanbul'a çok yaramıyor. İstanbul'da yerel bir seçim var ve yerel bir yarış olacak. Stratejisi de bu olacak” dedi. (Kısa Dalga)

Gündem