Asgari ücretliler yüzde 50’yi geçti: ‘Sistematik bir yoksullaşmasının sonucu’

Asgari ücretliler yüzde 50’yi geçti: ‘Sistematik bir yoksullaşmasının sonucu’
MB’nin enflasyon raporunda asgari ücret ve altında çalışan oranının pek çok sektörde yüzde 50’yi geçmesi dikkat çekti. Ekonomist Doç. Dr. Demir, “Toplumdaki asgari ücretli oranı yüzde 50’leri geçmişse bu durum iktidarın sistematik yoksullaştırma politikalarının sonucudur” diye konuştu.

Temmuz ayı enflasyon raporunu yayımlayan Merkez Bankası’nın verilerine göre asgari ücret ve altında çalışanların oranı dikkat çekti.

Asgari ücretli ve altında çalışanların oranı, sektörlerin büyük bir kısmında yüzde 50’nin üzerine çıktı. Buna göre asgari ücret ve altı çalışanların oranı yüzde 73 ile en yüksek konaklama ve hizmet sektörü olurken onu yüzde 71,4 ile inşaat sektörü, yüzde 70,5 ile giyim sektörü takip etti.

Birgün’den Öncü Durmuş’un haberine göre, raporda, iktidar kanadının ‘asgari ücret enflasyonu artırıyor’ eleştirisinin doğru olmadığı da ortaya çıktı. Raporda, temmuz ayındaki yüzde 34 olan asgari ücret artışının tüketici enflasyonuna olası etkisi yüzde 2,7 ila 4,1 puan arasında olduğu açıklandı. Merkez Bankasının verilerine göre yılın ilk 6 ayında yüzde 19,77 olan enflasyon yılsonu yüzde 58 olarak hedefleniyor.

Konuyla ilgili değerlendirmede bulunan Ekonomist Doç. Dr. Oğuz Demir, raporda yer alan sonuçların yıllar içerisinde uygulanan politikaların bilinçli ve sistematik bir yoksullaşmanın sonucu olduğunu belirtti.

Demir, şöyle konuştu: “Ortaya çıkan tablodaki sonuçlar aslında AKP’nin yıllar içerisinde geldiği nokta olarak şaşırtıcı değil. Belki asgari ücretin geldiği yer normal olabilir ancak en fazla toplumun yüzde 2’sini ya da yüzde 3’ünün alması gerektiği bu tutar bugün bütün bir halkın yüzde 50’sini bulmuş vaziyette. Sistematik bir yoksullaşmasının sonucudur yani geldiğimiz yer. Bilinçlice yapılan politikaların sonucudur. Esas meselede kaynak sıkıntısı yokken iş olanaklarının içerisindeki güvensizliğin hâkim olması, Türkiye’nin düşük ücretliler cenneti haline getirilmesi, doğru yatırımların yapılamaması, ortaya çıkan katma değerlerin birilerine transfer edilmesi olarak karşımızda. AKP yıllar boyu getirdiği bu düzen ile kendine siyasi bir getiri malzemesi elde etti ve özellikle seçim dönemlerinde kullandığı bir politik düzene oturttu.”

Getirilen noktada bütün bir krizin emekçi kesime yüklendiğini belirten Demir, bunun iktidarın tercihlerinden kaynaklandığını vurguladı.

“AKP’nin uzun vadeli bir vizyon ortaya koyma şansı kalmadı”

Demir, şöyle devam etti: “Ülkenin bu ekonomik koşulları içerisinde asgari ücrete yapılan zamlar bir derde deva gibi sunuluyor. Ancak durum böyle değil. AKP’nin Türkiye için uzun vadeli bir vizyon ortaya koyma şansı kalmadı. Gündelik hayat üzerine kurulmuş, ülkedeki politik atmosfer esaslı ilerledikleri bir durum var. Kimi çevrelerinde alkışladığı liyakatli isimler diye sundukları tablo tam olarak böyle. Akılcı dedikleri çözüm arayışının ne kadar tıkalı olduğunu görebiliyoruz aslında. Dolayısıyla bu rapordan da yola çıkarak söyleyebiliriz ki iktidarın refah yaratma kapasitesi sıfıra indi. Yine gördük ki iktidar tercihlerini büyük gruplardan, şirketlerden yana kullandı ve ekonomik gidişatın bütün yıkımını ücretli kesimin üzerine yıktı. AKP bilinçli bir şekilde çok büyük bir belirsizlik yarattı. Bu aşamada da geldikleri ön göremezliğin aslında pek bir şansı kalmadı.

“Öte yandan enflasyonu asgari ücretin yarattığını söylüyorlar. Asgari ücret enflasyona bir baskı yaratabilir ancak tek neden bu olamaz. Neden arıyorlarsa aldıkları kurumlar vergisi istisnası, Kur Korumalı Mevduat hesabına baksınlar, teşviklerle besledikleri şirketlerin durumlarına baksınlar, kendi yarattıkları döviz kurunun son haline baksınlar. Dolayısıyla asgari ücret üzerine yıkılan bu neden çok açık ki tek bir sebepten değil. AKP bu fikre dayanıp bütün suçu asgari ücrete yıkması kolaycılıktır." (Kısa Dalga)

Gündem