Ateş altında: Gazze'den hiç kimse için çıkış yok
Tania Krämer
Asya Mahkur, endişeli bir şekilde Refah Sınır Kapısı'nın Gazze'den geçişlere açıldığını duyuran bir telefon bekliyor.
İki küçük çocuk annesi Mahkur çifte vatandaş, hem Filistin Özerk Yönetimi hem de Kanada pasaportlarına sahip. Gazze'de 2014 yılından beri yaşayan Mahkur ve ailesi, İsrail ve Hamas arasında çatışmaların yaşandığı savaş bölgesinden henüz çıkabilmiş değil.
Şu anda bulunduğu Refah kentinden DW ile telefonla konuşan Mahkur yaşadıklarını, "İki hafta önce Kanadalılardan bir telefon aldım. Bana Refah sınırının açılabileceğini ve oraya gitmemizin kendi sorumluluğumuzda olduğunu söylediler" diye anlatmaya başlıyor.
Ancak Kanadalı yetkililerle yaptığı telefon görüşmesinden birkaç saat sonra geçişin kapalı kaldığını öğrenmesiyle Mahkur'un umutları paramparça oluyor:
"Kendimizi yalnız hissediyoruz, sanki kimse yardım etmiyormuş gibi."
Tüm sınır kapıları geçişlere kapalı
Mahkur, bu endişeleri ve korkuları hissederken yalnız değil. Şu ana kadar hiçbir ülke, son üç haftadır İsrail ordusunun bombardımanı altındaki Gazze'den vatandaşlarını tahliye etmeyi başaramadı.
Alman yetkililer, Gazze'de çoğu çifte vatandaşlık sahibi yüzlerce Filistinli Alman'ın bulunduğunu söylüyor. Ancak yetkililer, kesin bir rakam vermiyor.
Beyaz Saray, geçen Çarşamba günü ABD Başkanı Joe Biden'ın başka ülke vatandaşları ve çifte vatandaşlık sahibi Filistinlilerin bölgeden güvenli çıkışını sağlamak için İsrail Başbakanı Benyamin Netanyahu ile görüştüğünü açıklamıştı.
İsrail'in abluka altında tuttuğu Gazze'nin dışarıdan yardım alabildiği nokta olan Refah Sınır Kapısı, militan İslamcı Hamas'ın 7 Ekim'deki saldırıları sonrası Mısır tarafından kapatılmıştı. Uluslararası çabalar sonucunda ise geçen hafta Mısır'dan sadece acil insani yardım taşıyan bazı kamyonların Gazze Şeridi'ne girmesine izin verildi.
İsrail de Hamas'ın 7 Ekim sonrası Gazze'ye tam abluka uygulamaya başladı, her türlü geçişe yasak getirdi.
Avrupa Birliği, ABD, Almanya ve diğer birçok ülke Hamas'ı terör örgütü olarak sınıflandırıyor.
"Cuma akşamı cehennem gibiydi"
Mahkur ve ailesi, 7 Ekim'e dek Gazze şehrinin kuzeyinde, İsrail sınırına yakın bir bölgede yaşıyordu.
Aile, savaş başladığında geçmişteki çatışmalarda nispeten güvenli olduğu düşünülen Gazze şehrinin merkezindeki bir otele hızla taşındı.
Ancak bu kez İsrail ordusu, Gazze şehrindekilere bölgeyi tahliye etmeleri gerektiğini söyledi. İsrail ordusu, Gazze Şeridi'nin kuzeyinde yaşayan Filistinlilere bölgenin güneye gitme çağrısı yapmıştı.
On binlerce Filistinli gibi Mahkur ve ailesi, güneydeki Refah şehrine gitti ve oradaki akrabalarının yanında kalmaya başladı. Ancak burada da kendilerini güvende hissetmiyorlar.
İsrail'in karadan baskın yaptığı geçen Cuma akşamı için Mahkur, "O gece cehennem gibiydi. Refah'a geldiğimizden bu yana yaşadığımız en kötü geceydi" diyerek devam ediyor:
"Tanklar aralıksız bombalıyordu ve bölgedeki bazı yakın bombardımanlar bütün evi sarstı. Ne kadar korktuğumuzu tahmin edebilirsin."
Mahkur, sınır kapısının açılması halinde yapmak zorunda kalacağı zor tercihten dolayı da kaygılı.
Sınır kapısının geçişlere açılması halinde ilk tahliye listelerinde muhtemelen yalnızca çifte vatandaşlığa sahip olanlar ve onların en yakın akrabaları yer alacak. Mahkur'un çoğu arkadaşı ve komşusunun böylesi bir seçeneği yok.
Mahkur, "Çifte vatandaş olduğumdan dolayı insanlar bana sorular sorduğu için kendimi kötü hissediyorum" diyor.
Mahkur, "Peki ya diğerleri? Dünya neden onlara bakmıyor?" diye ekliyor.
"Odak noktamız, aklımız ve ruhumuz Gazze'de"
İsrail'in ilhak ettiği Doğu Kudüs'te yaşayan Filistinli şef İzzeldin Buhari de aralarında kız kardeşinin de bulunduğu Gazze'deki akrabaları için endişeli:
"Gazze'de olup bitenlerden dolayı hepimiz çok kaygılıyız. Odak noktamız, aklımız ve ruhumuz Gazze'de."
Bukhari, "Sabahın 7'si gerçekten korkutucu bir zaman dilimi, çünkü o saatte ailemden haber almak için bekliyoruz. Bu çok yorucu ve bunaltıcı. Yaşananları aklınızdan çıkarmanın hiçbir yolu yok" ifadesini kullanıyor.
Buhari'nin anne tarafından ailesinin çoğu Gazze'de yaşıyor, ama kendisi 16 yıldan uzun süredir onları ziyaret edemiyor.
İsrail ve kısmen Mısır'ın kısıtlamaları nedeniyle Doğu Kudüs veya işgal altındaki Batı Şeria'da yaşayan Filistinlilerin İsrail yetkililerinden Gazze'ye giriş izni alması zor.
Buhari'nin ailesi, Gazze şehrinin merkezindeki lüks bir mahalle olan ve son saldırılarda ağır darbe aldığı söylenen Rimal'de yaşıyordu.
Gazze'deki ailesinin yaşadıklarını Buhari, "Teyzem Rimal'de öldürüldü, üç kez bölgeyi terketmeye çalışmıştı ama çok sayıda saldırı vardı, bu yüzden eve geri dönmek zorunda kaldılar" diye anlatıyor.
Buhari, "İnsanlar daha iyi bir barınak olmasını umarak bir yerden diğerine gidiyorlar" diye ekliyor.
Buhari'nin akrabalarının çoğu Gazze Şeridi'nin güneyine gitti.
Ancakbölgede elektrik kesintileri ve yaygın altyapı hasarı nedeniyle iletişim ağları zayıfladığından, Buhari'nin ailesiyle haberleşmesi giderek zorlaşıyor.
Buhari ailesiyle nasıl iletişim kurduğunu, "Orada kız kardeşimin farklı SIM kartları var. O denemeye devam ediyor, biz de günün farklı saatlerinde ulaşmayı deniyoruz. Savaşın başında daha fazla iletişim halindeydik" diye açıklıyor.
Buhari, bugünlerde ise daha az haberleşebildiklerini söylerken "Denemeye devam etmek zorundayız" diye belirtiyor.
İsrail ordusunun geçen Cuma akşamı düzenlediği kapsamlı kara operasyonu sırasında bölgedeki telefon ve internet ağları büyük ölçüde devre dışı bırakılmıştı.
Bu gelişmelerden bir gün önce ise Mahkur, kesik kesik konuşabildiği telefon hattında bir zamanlar Gazze'de yaşadığı hayatın muhtemelen sonsuza dek sona erdiğini söylüyor ve ekliyordu: "Tek umudumuz hayatta kalmak."
Editörün notu: Bu haber İngilizce'den Türkçe'ye tercüme edilmiştir.
Abone Ol
İyi gazetecilik posta kutunda!
Güncel haberler, haftalık ekonomi bülteni ve Pazar derginiz Plus’ı email olarak almak için abone olun.