"Avrupa fiilen yeni bir göç krizinin içinde"

"Avrupa fiilen yeni bir göç krizinin içinde"
Avrupa Halk Partisi Başkanı Manfred Weber "Avrupa fiilen yeni bir göç krizinin içinde" dedi. Federal koalisyon hükümeti içinde de bugüne dek izlenen çizginin değiştirilmesini savunanlar var.

2022/10/30/dw-serit.jpg

Almanya Yazıişleri Ağı'na (RedaktionsNetzwerk Deutschland) bir mülakat veren Avrupa Halk Partisi Başkanı Manfred Weber, "Avrupa'nın fiilen yeni bir göç krizinin içinde" olduğunu belirterek, Alman hükümetinin göç politikasında değişikliğe gitmesi gerektiğini söyledi.

Göç krizinin hiçbir şey yapmayarak aşılamayacağını söyleyen Weber, Başbakan Olaf Scholz ve İçişleri Bakanı Nancy Faeser'in ayak direme tutumunu bırakması gerektiğini ifade etti. Weber "İnsanlığın yanı sıra katı bir yönlendirmeye ve sınırlandırmaya da ihtiyaç var" diye konuştu.

FDP Genel Sekreteri Bijan Dijr-Sarai

Bijan Dijr-Sarai Fotoğraf: Metodi Popow/imago images

"Herkes pozisyonundan feragat etmeli"

Koalisyonun küçük ortağı Hür Demokrat Parti'nin (FDP) Genel Sekreteri Bijan Dijr-Sarai de "Umarım bu hükümetteki herkes şu anki durumun ne kadar tehlikeli ve sorunlu olduğunu aradan geçen zamanda anlamıştır" dedi. ARD Tagesthemen programına katılan Dijr-Sarai "Almanya'da şu anda yaşadığımız göç, toplumumuzun kapasitesini aşıyor" diye konuştu.

FDP kısa süre önce açıkladığı tutum belgesinde Fas, Tunus ve Cezayir'in "güvenli geliş ülkesi" ilan edilmesini istedi. Bu adımın atılması, bu ülkelerden gelen sığınmacıların iltica süreçlerinin hızlı bir biçimde tamamlanmasını ve duruma göre iade edilmesini kolaylaştıracak. Ancak bu öneri Yeşiller tarafından daha önce defalarca reddedildi.

Djir-Sarai konuyla ilgili olarak, "Bu, koalisyondaki herkesin kendi çizgisinden bir parça feragat etmesini gerektiren temel bir tartışma konusu" diyerek "Harekete geçmek zorundayız" ifadelerini kullandı.

CDU Milletvekili Thorsten Frei

Thorsten Frei Fotoğraf: Jens Krick/Flashpic/picture alliance

Kalacak yer, okul ve kreş sıkıntısı

Hrıstiyan Demokrat Birlik (CDU) milletvekili Thorsten Frei de sığınmacıların barınma sorununa işaret ederek "Birçok kent ve ilçe yönetimi artık ne yapacaklarını bilmiyor" dedi. Frei, Rhenische Post'a yaptığı açıklamada belediyelerin çok az mesken, okul ve kreş olmasından yakındığını belirtti.

"Almanya yıllardır bu göç krizinin en büyük yükünü taşıyor" diyen Frei, İtalya'da Haziran ayına kadar 62 bin iltica başvurusu yapıldığını, Almanya'da ise bu sayının 162 bin olduğunu söyledi.

Almanya iltica başvurularında başı çekiyor

İtalya, Lampedusa adasına botlarla gelen sığınmacıların sayısının yüksek olması nedeniyle gündemde. Ancak Avrupa Birliği İltica Dairesi (EUAA) verilerine göre yılın ilk yarısında AB ülkelerinde yapılan iltica başvurularında Almanya başı çekiyor. AB ülkeleri arasında yılın ilk yarısında tüm başvuruların yüzde 30'u Almanya'ya yapılırken, yüzde 17 ile ikinci sırada İspanya, üçüncü sırada ise yüzde 16 ile Fransa geliyor. Bu ülkeleri Avusturya ve İtalya takip ediyor.

Kuzey Afrika ülkesi Tunus'un takribi 145 kilometre doğusunda yer alan İtalya'ya ait Lampedusa adası her yıl olduğu gibi bu yıl da yaz aylarında binlerce sığınmacının AB'ye varış noktası oldu. Geçen hafta Pazartesi ile Çarşamba arasında 199 tekne veya bot ile 8 bin 500 göçmenin adaya geldiği belirtilmiş, yoğun sığınmacı akını nedeniyle adada "acil durum" ilan edilmişti.

dpa / EC, ET

Dünya