Avukat Bülent Akbay, İskenderun Cumhuriyet Başsavcısı Ünalan hakkında suç duyurusunda bulundu

Avukat Bülent Akbay, İskenderun Cumhuriyet Başsavcısı Ünalan hakkında suç duyurusunda bulundu
İskenderun Başsavcısı Muhammet Emin Ünalan’ın koruması ve şoförü tarafından darp edildiğini söyleyen avukat Bülent Akbay savcılığa suç duyurusunda bulundu.

Deprem felaketinin ardından örgütlediği dayanışma ile binlerce depremzedeye destek olan Avukat Bülent Akbay adliye önünde başsavcının şoförü ve koruması tarafından 30 Kasım'da darp edilmişti.

İskenderun Cumhuriyet Başsavcılığı ise darp iddiasını "Avukat Bülent Akbay’ın agresif tavırlar sergileyip hakaret ederek, bununla da yetinmeyip koruma polisine fiziki müdahalede bulunması üzerine, koruma polisi tarafından Bülent Akbay etkisiz hale getirilmiştir" açıklamasıyla yalanlamıştı.

'Müvekkili etkisiz hale getirilmesini gerektirecek bir durum bulunmamaktadır'

Avukat Bülent Akbay, konuya ilişkin savcılığa suç duyurusunda bulundu. Başsavcı Ünalan'ın İskenderun Adliyesinin yanındaki tek yön olan yoldan ters yönde geldiği ve kamuoyunu bilerek yanıltmanın suç olduğunun belirtildiği başvuruda, adliye sitesindeki resmi açıklamasının kaldırılması da talep edildi. Bülent Akbay'ın avukatları, başsavcılığın Akbay'ın 'Kontrollü bir şekilde etkisiz hale getirildiği' açıklamasına ise, "Müvekkil bir suç işlediyse neden işlem yapılmadan bırakılıp gidildi? Diğer yandan müvekkil zaten aracındaydı. Sadece el sallayıp yola devam edilebilirdi. Yani müvekkili etkisiz hale getirilmesini gerektirecek bir durum bulunmamaktadır. Ne yazık ki amaç kanunları uygulamak değildi." denildi.

'Önce hakaret ettiler sonra darp ettiler'

Suç duyurusunda özetle şu ifadelere yer verildi:

"Müvekkilimiz 30.11.2023 tarihi saat 08.30 ile 09:00 sıralarında aracı ile İskenderun Adliyesinin yanındaki tek yönlü yoldan ilerlerken giriş yasağı olan yoldan bir aracın geldiğini görünce, Adliye Taksi Durağına doğru çekilmiş ve araca yol vermiştir. Bu işlemi yaparken de gayri ihtiyari sağ kolunu “neden ters yönden gelmektesiniz” anlamına gelecek şekilde avcu yukarı doğru olacak şekilde havaya kaldırmıştır. Anılan araç müvekkilin yanında durarak camını indirince müvekkil de özür dileyeceklerini sanmıştır. Ancak anılan aracın içindeki başsavcı koruma memuru ve şoförü önce araçtan inmeden hakaretler etmişler ve daha sonra araçtan inerek müvekkilimizi darp etmişlerdir."

'Siyasi kişiliği nedeniyle kişisel kin ve nefret duygularıyla hareket ettiler'

Bu durumda; Giriş yasağı olan yoldan araçlarıyla girdikleri ve trafiği tehlikeye attıkları halde bu bilgiyi kamuoyundan gizlediler. Mobese kayıtlarında açıkça görüleceği gibi araçlar yan yana durduğu halde müvekkilin yolu kapattığını belirtmişler. Oysa müvekkil yolu kapatmış olsaydı, darp edildikten sonra Başsavcının şoförü aracın geçişini nasıl sağladı. Müvekkil darp edilirken aracın içinde ve emniyet kemeri bağlıydı. Koruma polisi aracından inerek müvekkilin aracının yanına gelip açık camdan içeriye defalarca yumruk sallamıştır. Koruma polisi eğitimli ve müvekkilin çocuğu yaşta biri olduğu için müvekkilin bileğinden tutmuş diğer eliyle de sürekli müvekkilin yüzüne vurmuştur. Mobese kameralarından açıkça görüleceği gibi müvekkilin bırakın karşı koyması kendini savunma imkânı dahi verilmemiştir. Bu konuda da açıkça hilafı hakikat beyanlarda bulunarak herkesin gözü önünde yaşananları devletin bir resmi kurumunun çarpıtması kabul edilemez. Diğer yandan yapılan açıklamada müvekkilin “ kontrollü şekilde etkisiz hale getirtildiği” belirtilmiştir. Öncelikle müvekkil bir suç işlediyse neden işlem yapılmadan bırakılıp gidildi? Diğer yandan müvekkil zaten aracındaydı. Sadece el sallayıp yola devam edilebilirdi. Yani müvekkili etkisiz hale getirilmesini gerektirecek bir durum bulunmamaktadır. Ne yazık ki amaç kanunları uygulamak değildi. Muhtemelen araç camları indirildikten sonra, müvekkili tanımış olmaları ve siyasi kişiliği nedeniyle kişisel kin ve nefret duygularıyla hareket etmeleridir."

'Başsavcılık makamının kendisine sağladığı güç ve yetkileri kullanmakta'

"Müvekkilimizin darp etmesi suretiyle vuku bulan olay ile ilgili tarafımızca yapılan suç duyurusu üzerine İskenderun Cumhuriyet Başsavcılığının 2023/20294 sayılı dosyasında soruşturma başlatılmış olup, yanı sıra İskenderun Cumhuriyet Başsavcısı hakkında Hâkimler ve Savcılar Kurulu'na, koruma polis memuru hakkında ise İskenderun İlçe Emniyet Müdürlüğüne şikayette bulunulmuştur. Görüleceği üzere söz konusu olay ile kamu görevlisi failler hakkında adli ve idari mercilere başvuru yapılmıştır. Söz konusu basın açıklaması olayın meydana geldiği yolun/ mahallin nitelikleri ve olayın meydana geliş şekli başta olmak üzere tamamıyla gerçeğe aykırı unsurlar ihtiva etmekle, yanı sıra, müvekkilimiz Bülent AKBAY hakkında da iftira niteliğinde ifadeler içerdiğinden; İskenderun Cumhuriyet Başsavcısı Muhammet Emin ÜNALAN, bizatihi faillerinden biri olarak adli merciye intikal bir olay hakkında başlatılmış soruşturmayı ve kamuoyunu yanlış sevk ederek, olay açısından sorumluluğunun kaldırılmasını sağlayacak şekilde yönlendirmeyi amaçlamaktadır. Muhammet Emin ÜNALAN, bu saikını gerçekleştirmek için ise 30.11.2023 tarihinde meydana gelen darp olayındaki gibi Başsavcılık makamının kendisine sağladığı güç ve yetkileri kullanmaktadır."

İletişim araçları ile başta internet ve sosyal medya üzerinden dezenformasyon olarak anılan içerikte yalan bilgi yaymak bilindiği üzere ülkemizin kanayan yarası bir durumdur. Bunun önüne geçmek için ülkemiz kanun koyucuları tarafından özel düzenleme ve yasa dahi çıkarıldığı malumdur. Muhammet Emin ÜNALAN dezenformasyon ile ilgili getirilmiş düzenlemeleri devletin ve getirilmiş olduğu makamın imkanlarını kullanarak çiğnemiştir. Müvekkilimiz Bülent AKBAY nezdinde yargı erkinin kurucu unsuru olan avukatları, meslek birliğimiz Hatay Barosunu ve Türkiye Barolar Birliğini töhmet altında bırakmıştır.

Cumhuriyet Başsavcısı Muhammet Emin ÜNALAN ile 01.12.2023 tarihli basın açıklamasının hazırlanması ve yayınlanmasında rol oynayan T.C. İskenderun Başsavcılığında görevli memurların ; Türk Ceza Kanunun madde 217/A ' da yer alan ve"... Sırf halk arasında endişe, korku veya panik yaratmak saikiyle, ülkenin iç ve dış güvenliği, kamu düzeni ve genel sağlığı ile ilgili gerçeğe aykırı bir bilgiyi, kamu barışını bozmaya elverişli şekilde alenen yayan kimse, bir yıldan üç yıla kadar hapis cezasıyla cezalandırılır...." şeklinde tanımlanmış -Halkı yanıltıcı bilgiyi alenen yayma-suçunun yanı sıra ; Türk Ceza Kanunun madde267' de yer alan ve " ...Yetkili makamlara ihbar veya şikayette bulunarak ya da basın ve yayın yoluyla, işlemediğini bildiği halde, hakkında soruşturma ve kovuşturma başlatılmasını ya da idari bir yaptırım uygulanmasını sağlamak için bir kimseye hukuka aykırı bir fiil isnat eden kişi, bir yıldan dört yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır...." şeklinde tanımlanmış -İftira- suçunu, Türk Ceza Kanunun madde271'de yer alan ve " ...İşlenmediğini bildiği bir suçu, yetkili makamlara işlenmiş gibi ihbar eden ya da işlenmeyen bir suçun delil veya emarelerini soruşturma yapılmasını sağlayacak biçimde uyduran kimseye üç yıla kadar hapis cezası verilir..." suçunu işledikleri açıktır. İzah edilen olay nedeniyle şüpheliler hakkında gerekli soruşturmanın yapılarak, soruşturma neticesinde İskenderun CBS 2023/20294 sayılı dosyada başlatılan soruşturmaya konu olay ile İskenderun Adliyesinin resmi internet sitesinde yayımlanan 01.12.2023 tarihli basın açıklamasının derhal kaldırılması gerektiği aşikârdır. Müvekkilimiz ile olayın meydana geliş şekli ile ilgili olarak gerçeğe aykırı, iftira mahiyetinde ve kamuoyunu yanlış bilgilendiren beyanlar TCK’nın gerekli maddelerince cezalandırılma yapılması istemi ile kamu davası açılmasına karar verilmesini saygılarımızla talep ederiz." (Kısa Dalga)

Gündem