HDP iddianamesinden: "Parti kapatma tüm ileri demokrasilerde uygulanır"

HDP iddianamesinden: "Parti kapatma tüm ileri demokrasilerde uygulanır"
Anayasa Mahkemesi tarafından kabul edilen HDP’nin kapatılmasının talep edildiği iddianamede, HDP'nin; "silahlı terör örgütünün illegal amaçlarına legal görünüm kazandırmak gibi bir misyonu olduğu" ileri sürüldü. İddianamede, "Siyasi partilerin kapatılması tedbiri, hemen hemen tüm ileri demokrasilerde uygulanmaktadır" denildi.

Anayasa Mahkemesi tarafından kabul edilen HDP’nin kapatılmasının talep edildiği iddianamede, HDP'nin; "silahlı terör örgütünün illegal amaçlarına legal görünüm kazandırmak gibi bir misyonu olduğu" ileri sürüldü. "Hüküm giymiş çok sayıda kişinin parti üyesi yapılmasının ve parti kademelerinde göreve getirilmesinin tesadüf değil, bilinçli bir kadrolaşma ürünü olduğunun" belirtildiği iddianamede, "Devletin kendi varlığına yönelen tehditlere karşı önlem almasının demokratik hukuk devleti olmanın gereği" olarak değerlendirildi. İddianamede, "Siyasi partilerin kapatılması tedbiri, hemen hemen tüm ileri demokrasilerde uygulanmaktadır" denildi.

Anayasa Mahkemesi, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı'nın HDP'nin kapatılmasına ilişkin iddianamesini kabul etti. Böylece, "HDP kapatma davası" süreci başlamış oldu. 

Yargıtay Cumhuriyet Başsavcısı Bekir Şahin imzalı 7 Haziran 2021 tarihli iddianamede, önce; Anayasa Mahkemesi'nin ilk iddianamenin iade gerekçelerine ilişkin açıklamalara yer verildi. İddianamenin bu bölümünde; iade sebepleri arasında Ceza Muhakemeleri Kanunu'nun 170. maddesinin, "İddianamede, yüklenen suçu oluşturan olaylar, mevcut delillerle ilişkilendirilerek açıklanır" hükmünü içeren 4. fıkrasına yer verilmesinin "anlaşılmadığı" belirtildi. Bununla ilgili olarak iddianamede, şu değerlendirme yapıldı:

"İLİŞKİ, TEREDDÜT OLMAYACAK ŞEKİLDE"

"Dosya kapsamında sunulan delillerle devletin ülkesi ve milletiyle bölünmez bütünlüğüne aykırı eylemler sıralanmış, davalı partinin bu eylemlerin odağı haline gelmesi arasındaki ilişki tereddüt hasıl olmayacak şekilde iddianameye derc edilmiştir. Bilindiği üzere tüzel kişilik olan siyasi partiler iradelerini, parti üyelerinin yaptıkları eylemler ve söyledikleri sözler vasıtasıyla dış dünyaya yansıtırlar. İddianamede de davalı parti üyelerinin görevleri; Genel Başkan, Milletvekili, Parti Meclisi Üyesi, MYK Üyesi, Belediye Başkanı, İl/İlçe Yönetim Kurulu Başkanı/üyesi şeklinde, her kişi başlığında ayrı ayrı gösterildikten sonra, üyesi olduğu partiye isnat edilmesinde başsavcılığımıza göre kuşku bulunmayan eylemi belirtilmiştir.

"DİĞER EYLEMLERİ DEĞERLENDİREREK KARAR VERMESİ MÜMKÜN İKEN.."

Mahkemenin yapacağı inceleme sonucunda aksi kanaatte olunması halinde, açılan parti kapatma davasının klasik ceza davası olmayıp, davalının da tüzel kişilik sıfatını taşıması karşısında, ilişkilendirilmediğini düşündüğü eylemi hükme esas almayıp diğer eylemleri değerlendirerek bir karar vermesi mümkün iken, iade sebepleri arasında CMK’nın 170. maddesinin 4. fıkrasına yer vermesi anlaşılamamıştır."

"TEHDİTLERE KARŞI ÖNLEM ALMAK, DEMOKRATİK HUKUK DEVLETİ OLMANIN GEREĞİ" 

İddianamede, şu değerlendirme yapıldı:

"Hiçbir devlet, ülkesi ve milletiyle bölünmez bütünlüğüne ve varlığına yönelen tehdidi görmezden gelemez ve bu tehdidin süreklilik kazanmasına izin veremez. Demokratik siyasi hayatın vazgeçilmez unsurlarından olan ve kuruluş ve faaliyetlerinde serbestlik tanınan siyasi partilerin, demokratik düzeni sarsacak, devletin bağımsızlığına, ülkesi ve milletiyle bölünmez bütünlüğüne halel getirecek faaliyetlerde bulunmaları halinde kamu düzenini bozacakları ve ulusal güvenliğe zarar verecekleri izahtan vareste olup, bu halde kuşkusuz devletin kendi varlığına yönelen bu tehditlere karşı önlem alması da demokratik hukuk devleti olmanın gereği olarak kabul görecektir."

"İNSAN HAKLARINA AYKIRI"

İddianamede, HDP'nin eylemlerinin; "devletin bağımsızlığına, ülkesi ve milletiyle bölünmez bütünlüğüne, insan haklarına aykırı bulunduğu" belirtildi. İddianamede, "Bu nitelikteki eylemler kimi zaman davalı parti genel başkanları da dahil olmak üzere parti organlarınca kararlılık içinde, kimi zaman ise bu nitelikteki fiiller parti üyelerince yoğun bir şekilde işlenmiş ve bu durum değişik kademelerdeki parti organlarınca zımnen veya açıkça benimsenmiştir. Dolayısıyla HDP bu nitelikteki eylemlerin odağı haline gelmiştir" değerlendirmesi yapıldı.

HDP'nin, "devletin ülkesi ve milletiyle bölünmez bütünlüğüne aykırı eylemlerin odağı haline geldiğinin" iddia edildiği iddianamede, talepler şu şekilde sıralandı:

- Partinin "temelli kapatılmasına",

- "Partinin kapatılmasına beyan, faaliyet ve eylemleriyle neden olan açık kimlik ve üyelik bilgileri ile partideki görevleri belirtilen isimlerin (451 kişi), temelli kapatılmaya ilişkin kararın Resmi Gazete'de yayımlanmasından itibaren beş yıl süreyle bir başka siyasi partinin kurucusu, yöneticisi, denetçisi ve üyesi olamayacaklarına",

- "Davalı siyasi partinin terör örgütü ile organik bağı nazara alındığında, Hazine yardımının siyasi parti faaliyetleri dışında terör örgütünün amaçları doğrultusunda kullanılabileceğinden, Hazine yardımlarının bulunduğu banka hesabına tedbiren bloke konulmasına."

İddianamede, dikkat çeken başlıklar şöyle:

"HASIMLARIMIZDA VAR OLAN ORTAK UNSUR, AYNI SAİKLE HAREKET ETMELERİ: Tarihi süreçler yakından okunduğunda, değişik ülkeleri, çıkar gruplarını işaret etse de hasımlarımızda var olan ortak unsur, değişik görünümlerde aynı saikle hareket etmeleridir. Ortak saik, adeta mozaiki andıran toplumsal dokuda farklılıkları öne çıkartarak ayrıştırmak, ayrışmanın gerekçelerini oluşturmak, problemlerin kıvılcımını çakmak, örgütlemek suretiyle yangına çevirmektir. Bütün bunların sonucunda da legal zeminde demokrasi kılıfı içerisinde çözüm getiren aktör görüntüsüyle organizmaya nüfuz edip, ülkenin bölünüp parçalanması amaçlanmıştır.

VÜCUDA KUMANDA EDEN BEYİN PKK: Siyasi alan canlı bir organizma olarak kabul edildiğinde, bu vücuda kumanda eden beynin PKK olduğu, siyasi cephedeki karar alma süreçleri ile tasarımların, PKK tarafından yapıldığı anlaşılmıştır. Örgütün, siyasi cephedeki en küçük yapı taşına nüfuz etmesini sağlamak bağlamında örgüt liderinin ‘En üstte Merkez Komite olmak üzere, tüm parti komite, birim ve temsilcilikleri kendilerini her türlü cephe ve ordu birimlerinin yönetim kademelerine çelik çekirdekler olarak yerleştirip, esas yönetim gücü olurlar,’ şeklindeki beyanı ile siyasi faaliyetlerindeki kadrolaşma yöntemini ortaya koymuştur.

SİYASİ PARTİLER DÜŞÜNCELERİNİ İDARECİLERİ VASITASIYLA AÇIKLAR: Tüzel kişi olan siyasi partiler düşüncelerini idarecileri olan gerçek kişiler vasıtasıyla açıklarlar. Bu kişiler daha çok başkanlarıdır.

KÜRT HALKINA ÖZGÜRLÜK TALEBİ GERÇEK AMACI GİZLEMEK İÇİN: Halkların Demokratik Partisi genel başkan, eş başkan, milletvekilleri ile merkez karar organı temsilcilerinin; örgüt lideriyle periyodik aralıklarla görüşmeleri, kendisine hitap şekilleri, övgüsüne mazhar olabilmek için sarf ettikleri çaba, her sözünün emir gibi telakki edilmesi, gelişmelere göre faaliyet raporu verilmesi noktasında duydukları sorumluluk dikkate alındığında, görünürde demokratik zeminde siyasi parti faaliyeti kapsamında 'Kürt halkına özgürlük' söylemi kullanılmaktaysa da, bunun gerçek amacı gizlemek için yapıldığı aşikârdır.

DEMOKRATİK HAK VE ÖZGÜRLÜKLERİ ARAÇSALLAŞTIRMAK, HAKKIN KÖTÜYE KULLANIMI: Nitekim demokratik özerklik, öz yönetim, Kobani, hendek olayları ile yaşanan olaylar bu tespitleri teyit eder niteliktedir. Bu olaylarda gerçekleşen eylemlerle kargaşa ve iç savaş denemesi yapılmıştır. Siyasal partiler açısından demokratik hak ve özgürlükleri araçsallaştırmak hakkın kötüye kullanımıdır.

ÖRGÜT LİDERİ, HDP YÖNETİCİLERİNİN OLMAZSA OLMAZI: Demokratik zeminde siyaset söylemiyle ortaya çıkan davalı siyasi parti HDP yöneticilerinin, söylenenin aksine örgüt lideri her daim olmazsa olmazları (sine gue non) olmuştur. Bu ruh hali sadece eylemlerine değil söylemlerine de hakim kılınmıştır.

SİLAHLI TERÖR ÖRGÜTÜNÜN İLLEGAL AMAÇLARINA LEGAL GÖRÜNÜM: HDP’nin bu amaç doğrultusunda, Demokratik Özerklik stratejisini, müzahir kitleye anlatabilme adına Yerel Yönetimler Akademisi vb. adlar altında eğitimler verdiği, demokratik özerkliği yerel yönetimlerin güçlendirilmesi, emniyet ve adalet hizmetlerinin ortak yürütüldüğü masumane politik bir talep gibi anlatmaya çalışmak adına silahlı terör örgütünün illegal amaçlarına legal görünüm kazandırmak gibi bir misyon yüklendiği görülmüştür.

DOKUNULMAZLIĞI KULLANMAK SURETİYLE…: Terör örgütüne bir kısım katılımların HDP’nin organizesinde sağlandığı, milletvekili dokunulmazlığını kullanmak suretiyle tahsis edilen makam araçlarıyla PKK/KCK terör örgütüne ait silah/mühimmat/eleman aktarımını gerçekleştirdikleri tespit edilmiştir. Ölen örgüt mensuplarının cenaze ve taziyelerin organizasyonlarını yaptıkları/katıldıkları, cenaze ve taziyelerde bu teröristlere yönelik övücü söylemlerde bulunmak suretiyle onları kahramanlaştırdıkları, belediyelerin imkanlarını bu törenler için seferber ettikleri, operasyonlara katılan güvenlik korucularına yönelik tehditkâr söylemlerde bulundukları anlaşılmıştır.

SİYASİLER HENDEK OLAYLARINDA BİZZAT GÖREV ALDI: Seçim çalışmalarında özellikle Doğu ve Güneydoğu illerimizde PKK/KCK terör örgütüne ve liderine ait görsel ve materyalleri kullandıkları, terör örgütünün kırsal alanında faaliyet gösteren örgüt üst yönetimi ve mensuplarıyla görüşmeler gerçekleştirdikleri görülmüştür. PKK/KCK terör örgütü tarafından 2015 yılında uygulanan çukur/barikat /hendek olaylarında, HDP’li siyasiler ve yerel yönetimlerde görevli şahısların bizzat görev aldığı, yerel yönetimlere ait iş makinaları ve çeşitli araçların çukur/barikat /hendek oluşturmada kullanıldığı belirlenmiştir.

'SERHİLDANLARI' ORGANİZE EDEREK…: Davalı parti, kendisine biçilen rol çerçevesinde sivil itaatsizlik eylemlerini (serhildanları) organize ederek, sahip olduğu kamusal siyasi imkan ve kabiliyetleri bu doğrultuda kullanmıştır.

BİLİNÇLİ BİR KADROLAŞMA ÜRÜNÜ: Siyasi Partiler Yasası gereğince Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığımıza intikal eden partililere ilişkin adli sicil kayıtlarının incelenmesinde; devletin ülkesi ve milletiyle bölünmez bütünlüğünü bozma, terör örgütüne üye olma, terör örgütü propagandası yapma, halkı kin ve düşmanlığa tahrik veya aşağılama, suç ve suçluyu övme suçlarından hüküm giymiş çok sayıda kişinin parti üyesi yapıldığı ve bu kişilerin değişik parti kademelerinde göreve getirildiği anlaşılmaktadır. Davalı siyasi partinin bahsi geçen suçlardan kesinleşmiş mahkumiyet kararı bulunanları partiye üye kaydetmesi ve partinin değişik kademedeki teşkilatlarında göreve getirmiş olması tesadüfi değil, devletin birliğini ve ülke bütünlüğünü bozmak amacına yönelik bilinçli bir kadrolaşmanın ürünüdür ve terör örgütünün parti üzerinde ne kadar etkin olduğunun açık bir göstergesidir.

KAPATMA TEDBİRİ, İLERİ DEMOKRASİLERDE UYGULANIR: Siyasi partilerin kapatılması tedbiri, hemen hemen tüm ileri demokrasilerde uygulanmaktadır. Katılımcılığın esas alındığı her durumda gözetilmesi gereken en önemli husus, Anayasa'nın tanıdığı hak ve özgürlükleri yok edecek bir sisteme geçit verilmemesidir. Bir başka deyişle temel hak ve özgürlüklerin meşru Anayasal sistemde geliştirilerek daha ileriye taşınması için sağlanan kanalların, bunları tamamen ortadan kaldıracak bir rejimin önünü açmamasıdır. Siyasi partilerin de Anayasa’ya uygun davranmaları gerekir. Anayasa’daki temel ilkeler; devletin tekliği, ülkenin bütünlüğü ile ulusun birliğidir. Anayasa'nın 3. maddesinde 'Türkiye Devleti, ülkesi ve milletiyle bölünmez bir bütündür' ve bu düzenleme Anayasa’nın 4. maddesinde 'demokratik yoldan' olsa bile Anayasa'nın değiştirilemeyecek ve değiştirilmesi teklif edilemeyecek hükümleri arasında yer almıştır. Yine Anayasa'nın 14. maddesinin birinci fıkrasına göre, Anayasa’da yer alan hak ve hürriyetlerin hiçbiri, devletin ülkesi ve milletiyle bölünmez bütünlüğünü bozmayı ve ortadan kaldırmayı amaçlayan faaliyetler biçiminde kullanılamaz. Bu temel ilkeleri bozacak eylem ve faaliyetleri mazur gören, düşünce özgürlüğü kapsamında olduğunu kabul eden ileri bir demokrasiye rastlanmamıştır. Halklarına, güvenliklerine yöneltilmiş her türlü tehdit veya kasıtlı girişimden korunmuş olarak gerçek ve kalıcı barış düzeni içinde yaşam koşulları sağlamak amacını taşıyan Helsinki Nihaî Senedi ile Paris Şartında böyle bir duruma izin verilmemiştir.

AİHM, KINAMAMAYI DAHİ PARTİ KAPATMA İÇİN YETERLİ GÖRMÜŞKEN: AİHM terör örgütü ile arasına mesafe koymama, faaliyetlerini kınamamayı dahi parti kapatma için yeterli görmüşken, davalı parti HDP’nin, kuruluşundan bugüne kadar PKK/KCK silahlı terör örgütünü ve liderini kınayan hiçbir söyleminin bulunmadığı, örgüt ile arasına mesafe koyan bir tutumuna da rastlanmadığı gibi, genel başkan veya organlarının silahlı terör örgütü liderinin talimatları ile uyum içinde, örgütün amaçları doğrultusunda düzenlenen eylemlere katılarak örgüt ve lideri lehine açıklama yaptıkları, bildiri yayınladıkları, kanuna aykırı gösterilere katılıp kitleleri organize ederek cebir ve şiddeti teşvik eden slogan atılmasına, silahlı, taşlı ve molotoflu saldırılar düzenlenmesine neden oldukları, bu eylem ve faaliyetlerin, 'Kobani', 'Öz Yönetim ve Özerklik İlanları' ile 'Hendek Olayları' özelinde ortaya çıkan görüntüler ile maddi vakıaların, toplumun tüm kesimlerinde baskı, korku yarattığı, ayrıntıları iddianame içeriğinde detayları ile açıklanan tüm delillerin bir bütün olarak değerlendirilmesinden, davalı partinin silahlı terör örgütü PKK/KCK/PYD ile süreklilik ve çeşitlilik arz eden eylemleri itibariyle organik bir bağ içinde bulunduğunun anlaşıldığı, silahlı terör örgütü ile aynı saikle gerçekleştirdiği eylemler itibariyle yakın ve açık tehlike halinin var olduğu, bu bağlamda kapatma yaptırımının demokratik toplum gereklerine uygun olduğu, orantılılık koşuluna haiz  bulunduğu değerlendirilmiştir.”

(SİNAN TARTANOĞLU / ANKA) 

Gündem