Basın Konseyi: 24 Temmuz “Basın Bayramı” değil, “Basın Özgürlüğü Mücadele Günü”

Basın Konseyi: 24 Temmuz “Basın Bayramı” değil, “Basın Özgürlüğü Mücadele Günü”
Basın Konseyi açıklamasında “Bayram olarak kutlayamadığımız 24 Temmuz’un ‘Basın Özgürlüğü Mücadele Günü’ olması gerektiğine inanıyoruz. Medyamızı, gerçek demokrasilerde olduğu gibi Yasama, Yürütme ve Yargının yanında yeniden ‘dördüncü kuvvet’ yapma yolunda mücadelemizi kararlılıkla sürdürme kararında ve azminde olduğumuzu yineliyoruz” denildi.

Basın Konseyi’nden yapılan yazılı açıklamada 24 Temmuz Basın Özgürlüğü İçin Mücadele Günü nedeniyle yayınladığı açıklamada Temmuz’un artık “Basın bayramı” değil “Basın Özgürlüğü Mücadele Günü” olduğu ifade edildi.

Basına yönelik sistematik baskıların aktarıldığı açıklamada şu ifadelere yer verildi:

“Medyanın yüzde 95’i tam kontrol altında”

“Basından sansürün kaldırılmasının yıldönümü olan 24 Temmuz’ları uzun yıllar ‘Basın Bayramı’ olarak kutlayan medyamız, bugün iktidar baskısı altında o günlerin çok uzağına düştü.

Osmanlı’da bundan 113 yıl önce İkinci Meşrutiyet ilan edilmesiyle istibdat dönemi sona erdirilmiş, basın özgürlüğe kavuşmuştu. Cumhuriyet döneminde Anayasal ve yasal güvence altına alınan ifade ve basın özgürlüğü, zaman zaman demokrasiyi içselleştiremeyen siyasetçilerin iktidar hırsıyla engellenmeye çalışıldı. 

Bugün ise siyasal ve ekonomik baskılarla medyanın yüzde 95’ini tam kontrolüne alan siyasi iktidarın medyaya dönük uygulamalarıyla durum çok daha vahimdir. Büyük medya grupları kamu kaynakları kullanılarak el değiştirdi; biat etmeyen onurlu gazeteciler işlerinden edildi; fonlamalarla adeta ‘besleme basın’ yaratıldı. Yargı siyasallaştı ve basın özgürlüğünü kısıtlamanın aracı oldu.

“RTÜK ve BİK ‘iktidar sopası’ olarak kullanılıyor”

Eleştirel yayın yapan ve sayıları bir elin parmaklarını geçmeyen bağımsız medya kuruluşlarını ekonomik olarak çökertmek için RTÜK ve Basın İlan Kurumu ‘iktidar sopası’ olarak kullanıldı.

Halkın haber alma hakkını önceleyen gazetelerin aylarca resmi ilanları kesildi; televizyonlara ağır idari para, yayın durdurma hatta ekran karartma cezaları verildi; internet sitelerine erişim engelleri getirildi.

“Basın Özgürlüğü Mücadele Günü”

Gerçek gazetecilik neredeyse ‘suç’, eleştirel haberin ‘terör’ sayıldığı Türkiye, Basın Özgürlüğü Endeksi’nde dünyadaki 180 ülke arasında153’üncü sırada ve ‘utanç tablosunda’ yer aldı.

Böyle bir ortamda 24 Temmuz, elbette ‘Gazeteciler ve Basın Bayramı’ olarak kutlanamaz ve kutlamıyoruz.

Medyanın, siyasetin emrine girmesi ve özgürlüğünü kaybetmesi kabul edilemez, edilmemelidir. Halkın haber alma hakkı, ifade ve basın özgürlüğü asla engellenemez, engellenmemelidir.

Türkiye’de demokrasi varsa bu süreç böyle devam edemez, etmemelidir.

Basın Konseyi olarak, bayram olarak kutlayamadığımız 24 Temmuz’un ‘Basın Özgürlüğü Mücadele Günü’ olması gerektiğine inanıyoruz. Medyamızı, gerçek demokrasilerde olduğu gibi Yasama, Yürütme ve Yargının yanında yeniden ‘dördüncü kuvvet’ yapma yolunda mücadelemizi kararlılıkla sürdürme kararında ve azminde olduğumuzu yineliyoruz.”

Gündem