Bayram tatilinin maliyeti ne?
Emre Eser
Bu yıl Ramazan Bayramı ile birlikte tatil sezonu da açılıyor. Turizmciler pandemi nedeniyle zor geçirdikleri iki yılın yaralarını bu yaz sarmayı planlıyordu ancak Rusya'nın Ukrayna'yı işgali bu planın bir kısmını bozdu. Savaş nedeniyle bu iki önemli turizm pazarından Türkiye'ye gelen turist sayısında önemli bir kayıp bekleniyor. Durum böyle olunca tatile çıkan her bir yerli turist sektör için oldukça önemli.
Peki bayram tatili için rezervasyonlar ne durumda? Sektör temsilcileri bayramın yaz öncesi döneme denk gelmesine rağmen rezervasyonlarda önemli bir artışın başladığını söylüyor. Buna göre kimi bölgelerde doluluk yüzde 60'ı aşarken kimi bölgelerde de yüzde 80'lik doluluk yakalanmış durumda.
Havaların ısınmasıyla birlikte tatil refleksinin de canlandığını söyleyen Türkiye Otelciler Federasyonu Başkan Yardımcısı Bülent Bülbüloğu, bayram ile birlikte bu durumun rezervasyonlara yansıdığını ve bayram tatilinin hareketli geçeceğini belirtiyor. Hem vatandaşın hem de turizmcinin pandemi boyunca tatilden tam olarak beklediğini bulamadığını ifade eden Bülbüloğlu, "Son iki seneyi pandemi yüzünden farklı değerlendirmek lazım. Sağlıklı bir değerlendirme için 2019'a bakmak gerekirse de o istatistikleri yeniden yakalamak biraz zor. Ancak önünüzdeki günlerde artış bekliyoruz" dedi.
Bu bayram tatilinin erken bir döneme denk geldiğini ifade eden otel işletmecisi Barış Öztürk ise buna rağmen vatandaşların hissedilebilir bir tatil hareketi gerçekleştireceğini söyledi. İki kötü geçen senenin ardından beklentiyi düşürdüklerini anlatan Öztürk, şu anki yoğunlukların ise oldukça olumlu olduğunu belirtti.
Maliyet artışı zorluyor
Ancak yerli turist her ne kadar tatil konusunda istekli olsa da önünde maliyet artışı gibi önemli bir engel var. Zira Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) tarafından mart ayında açıklanan enflasyon istatistiklerine göre lokanta ve otellerdeki fiyat artışı yıllık yüzde 60, ulaştırma grubunda ise yüzde 99 oldu.
İşletme maliyetlerindeki artışa dikkat çeken Bülent Bülbüloğlu, "Enerji, gıda ve personel giderleri bu süreçte çok arttı. Ayrıca alım gücünün de düştüğünü unutmamak lazım. Biz geçtiğimiz yıl 500 liraya sattığımız odayı bu yıl bin liraya 1500 liraya satamayız. Mecburen kendi kâr marjımızı düşürmek zorundayız. Hatta bazen bu marjı sıfıra çekmek durumundayız. Odaları doldurmak için 1500 lira yerine 700-800 lira yapıyoruz" ifadelerini kullandı.
Urla'da otel işletmeciliği yapan Barış Öztürk de artan maliyetlerin otelcileri oldukça zorladığını ve bu süreçte bazı otellerin kapalı kalmayı tercih ettiğini belirtiyor. Otellerin mecburen fiyat artışı yaptığını aktaran Öztürk, "Bu artış bazı bölgelerde yüzde 60 şeklinde yansıtılırken bazı bölgelerde yüzde 100'ü buluyor" diyor.
Fiyat artışlarının en fazla yaşandığı bölgelerin başında Çeşme, Bozcaada, Kaş ve Bodrum gibi yerler geliyor. Öztürk'e göre bu bölgelerdeki sınırlı yatak kapasitesi ve yoğun talep fiyatların da artmasına neden oluyor. Türkiye'de hala sınırlı bir kesimin düzenli olarak tatile çıkabildiğini belirten Öztürk'e göre önümüzdeki süreçte fiyatlar daha da artacak ve tatil yapmak zorlaşacak. Bülent Bülbüloğlu ise son yıllarda değişen alışkanlıkların da bazı bölgelerde yoğunluğa ve fiyat artışlarına neden olduğunu söylüyor. Ayrıca Bülentoğlu'na göre şu anda Rus turistlerin tercih ettiği bölgeler diğer tatil yörelerine göre daha ucuz.
Tercihi ve süreyi değiştiriyor
İç pazardaki turizm hareketinin oldukça önemli olduğunu aktaran Bülbüloğlu, düşen alım gücü ile birlikte vatandaşların tatillerini de küçülttüğünü belirtiyor. Buna göre geçen yıl 5 yıldızlı otellerde kalanlar bu yıl 4 yıldızlı ya da daha uygun fiyatlı otelleri tercih ediyor. 5 gün tatil yapan 4 güne, 4 gün yapan 3 güne düşürüyor. İnsanların bu yıl biraz daha zorlanacağını ifade eden Bülbüloğlu, mali imkanların da tatile çıkma konusunda temel unsur haline geldiğinin altını çiziyor.
Bülent Bülbüloğlu, tatilin maliyeti için ise şu değerlendirmelerde bulunuyor: "Bayram ve diğer tatillerde özellikle yerli turistin sevdiği bölgelerde hızlı fiyat artışları olabiliyor ama bu dönemde vatandaşlar yabancı turistlerin tercih ettiği yerleri seçtiğinde bu fiyat artışlarından o kadar etkilenmeyebilir. Bugün Marmaris'te gecelik 300 liraya da oda var 30 bin liraya da. Yine Ege'de bir otelde kişi başı 500 liraya konaklayabilirsiniz ama aynı zamanda Ege'de bir butik otelde gecelik 1500 liraya da konaklayabilirsiniz. Buradaki maliyet tercihlere göre şekillenecektir. Ancak bu yıl 3 kişilik bir ailenin 3 günlük bir otel tatili 3 bin lira seviyesinde. Geçen yıla göre tüm seçenekler arttı."
Otobüs seferlerinde azalma var
Maliyetlerdeki artış sadece deniz, kum ve güneş tatili için yola çıkacakları etkilemiyor. Otobüsçülere göre artan maliyetler yüzünden bilet fiyatlarının katlanması memleket ziyaretine gidecek olan vatandaşı da zorluyor. Buna göre İstanbul'daki Esenler otogarından çıkan otobüs sayısı geçtiğimiz yıllara göre ciddi oranda azalacağı tahmin ediliyor.
Türkiye Otobüsçüler Federasyonu (TOFED) Başkanı Birol Özcan, İstanbul'dan bayram için yapılacak sefer sayısında önemli bir düşüş olduğunu söylüyor. Şu anda otobüslerde yüzde 80'lik bir doluluk oranının yakalandığını belirten Özcan'a göre bu yüksek doluluk oranı bir anlam ifade etmiyor. Bundan 3 yıl önce bayram tatillerinde İstanbul'dan günde 2 bin 500 otobüsün çıkış yaptığını hatırlatan Özcan bu yıl en fazla günde 1600 seferin görüleceğini anlatıyor.
Eski bayramların tadı yok
Otobüs biletlerinin genelde tek yön olarak alındığını ve hareketin de azaldığını aktaran Özcan, "Eskiden bayramlarda değil her tatil döneminde hareket olurdu. İnsanları yılda 3-4 kez memleketlerine giderdi. Bakın şöyle anlatayım artık bagajlar boş gidiyor boş geliyor. Önceden insanlar memleketlerine hediyeler götürürdü sonra dönüşte memleketinden şehirlere gıdasını getirirdi. Şimdi ne buradan gidenin ekonomik durumu var ne orada olanın ekonomik durumu var. Durum böyle olunca bayramlarda gidişler de gelişler de azalıyor. Eski bayramların tadı yok" diyor.
Artan otoyol ve mazot ücretlerinin otobüs firmaları için sürdürülemez olduğunu ifade eden Özcan'a göre pahalı bilet fiyatları da yolcuların seyahatini engelliyor. Bu konuda otobüs yolculuğunun devlet tarafından desteklenmesi gerektiğini söyleyen Özcan, "İstanbul-Van seferi 550 lira, bunu biz isteyerek yapmadık. Otobüsler paralı köprüleri, yolları kullanmak zorunda. Bu çok büyük bir maliyet. Otobüs çoğu zaman boş geliyor. Bir sefer otobüsün lastiğini almak için bile para kazandırmıyor. Bugün İstanbul'dan Elazığ'a gidip gelmek 17 bin liralık yakıt demek. Diğer masrafları ekleyince sefere çıkmanın bir anlamı kalmıyor" şeklinde konuşuyor.
Abone Ol
İyi gazetecilik posta kutunda!
Güncel haberler, haftalık ekonomi bülteni ve Pazar derginiz Plus’ı email olarak almak için abone olun.