Bekir Ağırdır: Yüzde 80 kararını verdi, seçim sonucunu yüzde 20 belirleyecek

Bekir Ağırdır: Yüzde 80 kararını verdi, seçim sonucunu yüzde 20 belirleyecek
Araştırmacı Bekir Ağırdır, seçmenin yüzde 80’inin oy tercihinin belli olduğunu, kalan yüzde 20’nin ne kadarının sandığa gidip gitmeyeceğinin önemli olduğunu belirterek, “Gittikleri zaman da her 10 kişiden yedisinin muhalefete ya da Kemal Bey’e, üçünün Tayyip Bey’e oy vermeye daha yatkın olduğunu söylemek mümkün” dedi.

Araştırmacı Bekir Ağırdır, seçime sayılı günler kala son tabloyu değerlendirdi.

Gazete Oksijen’den İlke Gürsoy’un sorularını yanıtlayan Ağırdır, 14 Mayıs seçim sonucu tahminlerini şöyle açıkladı:

“Cumhurbaşkanlığı seçimini muhtemelen Kemal Bey birinci bitiriyor. Milletvekili dağılımında da muhtemelen Cumhur İttifakı ya da AK Parti… (Kılıçdaroğlu) Kazanıp kazanmaya yetecek mi o birincilik, ondan emin değiliz henüz. Seçmenin bir kısmının Kemal Bey ile Tayyip Bey arasında bocalaması var. Ya da şöyle diyelim: Muharrem İnce ve Sinan Oğan’ın aldıkları oylar var. Bizde de, diğer yayınlanan araştırmalarda da ikisinin toplamı kimisinde 7, kimisinde 10 civarında. Bu oy Oğan ya da İnce’nin, özellikle de İnce’nin siyasi fikirlerinden çok, diğer iki büyük adaya karşıtlık duygusunun ürettiği kızgınlık ya da tepkisel durum. Bu nedenle birkaç şey belirsiz. Bir; 7-10 aralığındaki bu oy kümesi sandığa gider mi? İki; sandığa giderken İnce’ye ve Oğan’a bugünkü desteklerinde gevşeme olur mu? Ben bekliyorum çünkü bu bir tepkisel oy, ideolojik oy değil. Sinan Bey’in daha bir ideolojik tarafı var ama Muharrem İnce’ninki özellikle tepkisel. O tepkinin de seçim sabahına kadar azalması ya da normalleşmesi beklenir. Sandığa gitme oranı veya gittiklerinde hala İnce veya Oğan deyip demeyecekleri önemli. Dolayısıyla Kemal Bey’in birinci turda yüzde 50’yi aşma şansı hala var. Ama kesin böyle oluyor demek de henüz mümkün değil.”

Kılıçdaroğlu burun farkıyla önde

İlk turda Kılıçdaroğlu ile Erdoğan arasındaki farkın çok az olduğunu belirten Ağırdır, “Burun farkıyla Kemal Bey önde” dedi.

Seçmenin yüzde 80’inin oy tercihinin belli olduğunu, kalan yüzde 20’nin de ne kadarının sandığa gidip gitmeyeceğinin önemli olduğunu ifade eden Ağırdır, “Gittikleri zaman da her 10 kişiden yedisinin muhalefete ya da Kemal Bey’e, üçünün Tayyip Bey’e oy vermeye daha yatkın olduğunu söylemek mümkün. İlk turda Oğan ve İnce’ye oy veren yüzde 7’nin ikinci turda Kılıçdaroğlu’na vereceği de hâlâ garanti değil, siz bunu ‘muhasebe hesabı değil’ diye sıkça vurguluyorsunuz” diye konuştu.

“Kemal Bey’in seçilmesi ikinci turda kesin gibi”

“İkinci tura kalınca durum biraz başka” diyen Ağırdır, şöyle devam etti:

“Çünkü parlamento aritmetiğinin ikinci turu etkileme potansiyeli var. İki tur arasında iktidarın kas gücüyle neyi ne kadar bükmeye zorlayacağı, siyasi alanı ne kadar daraltacağı ya da basınç altında tutacağı belirsiz. Onun için ikinci turda kategorik olarak böyle demek mümkün değil. Ama araştırmalar üzerinden bakarsan, ikinci turda Kemal Bey’in seçilmesi neredeyse kesin gibi görünüyor. Ama demin dediğim gibi, başka etkileri ölçebilme şansımız yok. Birinci turda da bu iş bitiyor demek için henüz erken ama Kemal Bey önde.

“Erdoğan seçilse bile arkasında bir Meclis desteği olmayacak”

Ağırdır, parlamento seçimlerinde ise Cumhur İttifakı’nın önde göründüğünü kaydetti.

Ağırdır, “Millet İttifakı’ndaki partilerin toplamı, AK Parti + MHP’den biraz daha geride. Ama aynı cumhurbaşkanlığı seçiminde olduğu gibi, diğer partilerle beraber kenarda kalan bir yüzde 3-4 oy var. Bir de yüzde 12-13 mertebesinde Emek ve Özgürlük İttifakı var. Millet İttifakı, hâlâ görece Cumhur İttifakı’nın biraz gerisinde. Bunun milletvekili tablosuna yansıması ise bu oranlardan biraz farklı. Çünkü Türkiye’de siyasi rekabet tam değil. AK Parti ve MHP’nin oyları ağırlıkla Orta Anadolu ve Karadeniz’de. 45 bin-70 bin aralığında oyla milletvekili seçilen coğrafyada daha yaygın oldukları için, onların oylarının milletvekili karşılığı da görece fazla. Halbuki CHP, İyi Parti, hatta Deva’nın seçmeni kentli. Ve metropollerde neredeyse 90-110 bin oyla bir milletvekili seçilecek. Hem oy oranı biraz geride olduğu için hem de bu matematik nedeniyle beklenir ki, AK Parti ve MHP’nin milletvekili toplamı görece fazla olacak. Ama Millet İttifakı ile Emek ve Özgürlük İttifakı’na beraber bakıldığı zaman; Cumhur İttifakı’nın milletvekili sayısı 300’ü geçemeyecek. Yani Tayyip Erdoğan seçilse bile arkasında bir Meclis desteği olmayacak. Millet ile Emek ve Özgürlük ittifaklarının milletvekili sayısı, AK Parti artı MHP milletvekili sayısından fazla olacak. Anayasayı değiştirebilmek için gerekli 360’a henüz ulaşamıyorlar görünüyor. Ama bugünün muhalif milletvekilleri Meclis’te çoğunluk olacak.”

“Daha sert tehditler gelebilir”

Kemal Kılıçdaroğlu “dark web” açıklamasını da değerlendiren Bekir Ağırdır, “Kemal Bey’in iddia ettiği gibi şeyler mümkündür tabii. Vardır yoktur bilmem elbette, onu emniyet güçleri ve istihbaratçılar bilir. Ama belli ki Kemal Bey’e de içeriden bilgi geldi ki açıklama ihtiyacı duyuyor. Benzer şey SADAT meselesinde de olmuştu. Tanıdığımız kadarıyla Kemal Bey karnından uydurarak tepki üreten birisi değil. Mutlaka elinde birtakım duyumlar olduğu için bunları söylüyor. Onun için evet, önümüzdeki günlerde daha sert sosyal medyada hedef göstermeler, daha sert tehditler, iktidar değişikliğinde kaos ve karmaşa olacağına dair korku yayacak her şeyi yapacaklarını sanıyorum. Bunun bir kısmını kendileri örgütleyebilir, bir kısmı kendiliğinden gelişebilir. Çünkü bu iklimi açtığınız zaman olmaması sürpriz olur aslında” diye konuştu.

“Kürtler aktör olarak kabul görmek istiyor”

Ağırdır, “Kürtler bu seçimden ne bekliyor ve sizce beklentilerinin ne kadarını alacak?” sorusuna ise şu yanıtı verdi:

“Onlar adına konuşamam ama gözlediğim kadarıyla Kürt siyaseti kabaca iki şey bekliyor. Bir kere, bu gidişatın durdurulması. Çünkü şu anda baskıyı somut yaşayan taraf onlar. Tutuklamalar, işsizlik oranları, gelir dağılım oranları, yoksulluk oranlarıyla vesaire vesaire. Neresinden bakarsak bakalım. Dolayısıyla bu iktidarın değişmesi konusunda ana aktörlerden biri olacak. Ama ikinci bir talepleri var ve haklı bir talep. Yeni bir Türkiye, toplumsal uzlaşma, anayasa konuşacaksak oradaki maddelerin ne olup ne olmadığı değil tartışma. Ama Kürtlerin de kendi kimlikleriyle, siyasi aktörleri üzerinden, ihtiyaç ve talepleriyle o yeninin tanımlandığı, süreçte aktörlerden biri olarak kabul edilmek, var sayılmak. Onların oyunun dışında tutan ama onları da kapsayan yeni bir kurumlar ve kurallar dizisi sadece Kürtleri değil kimseyi tatmin etmez. Doğrusu da bu değil. Ama Kürtler şu anda en güçlü muhalif hareket ve demografik olarak en büyük farklı küme olarak o yeni sürecin ana aktörlerinden biri olmak istiyor. Kendi adlarına birinin onlara elbise dikip vermesini değil, o elbisenin dikimine tasarımına dahil olmak istiyorlar. Çok da haklılar.” (Kısa Dalga)

Gündem