Boğaziçi’ne destek büyüyor: Sinemacılar, yazarlar, gazetecilerden destek bildirileri

Boğaziçi’ne destek büyüyor: Sinemacılar, yazarlar, gazetecilerden destek bildirileri
Türkiye Yazarlar Sendikası, Boğaziçi Üniversitesi öğrencilerine destek olduklarını belirten bir açıklama yayınlayarak, 19 Şubat’a kadar imza verilmesi çağrısında bulundu. 173 gazeteci de öğrencilere destek bildirisi yayınlarken, oyuncu, senarist, yönetmen, set çalışanı ve yapımcılar da öğrencilerin yanında olduklarını açıkladı.

Türkiye Yazarlar Sendikası, Twitter adresinden açıklama yayınlarak, rektör Melih Bulu’ya karşı protestolara devam eden Boğaziçi Üniversitesi öğrencilerine destek oldu. Sendikanın tweet’inde “Bütün yazarları, şairleri, gazeteci ve sanatçıları, üniversitelerin özerkliğini, bilim ve sanatın özgürlüğünü ve insan haklarını savunmak üzere imza vermeye çağırıyoruz. İmzanızı 19 Şubat akşamına kadar [email protected] adresine göndermeniz ricasıyla” notuyla paylaşılan açıklama özetle şöyle:

Herkes öğrencileri ve muhalif kesimi fütursuzca tehdit etti” 

"Atanmış rektör istifa etmediği gibi 'Kimse devletin gücünü sınamasın' denilerek bir güç gösterisi yapıldı, öğrenciler şiddet, gözaltı ve tutuklamalarla karşı karşıya kaldı.

Üniversiteye polisin girmesi, okul çevresindeki binalara keskin nişancılar yerleştirilmesi, direnenlerin 'terörist', LGBTİ öğrencilerin 'sapkın' ve Ayşe Buğra gibi bir akademisyenin 'provokatör' ilan edilmesi kabul edilemez."

Mafya babasından ilahiyat fakültesi dekanına, içişleri bakanından karakol polisine kadar elinde bir güç olduğunu düşünen herkes öğrencileri ve muhalif kesimi fütursuzca tehdit etti.

Tutuklanan ve ev hapsi verilen öğrenciler derhal serbest bırakılmalı, kendilerinden ve ailelerinden özür dilenmeli ve mağduriyetleri giderilmelidir. Boğaziçi Üniversitesi’nin rektörünü seçim yoluyla belirlemesine izin verilmeli, siyasi katılım, düşünce ve ifade özgürlüğü, bilim ve sanat üzerindeki baskı son bulmalıdır." 

Metinde, Türkiye Yazarlar Sendikası Yönetim Kurulu'ndan imzası bulunan isimler şöyle: Adnan Özyalçıner, Nalan Çelik, C. Hakkı Zariç, Tahir Şilkan, Nilay Özer, Nükhet Eren, Nuray Gök Aksamaz, İlhan Gülek, Nihat Ateş. 

Sinemacılar: “Işık da gelecek de gençlerde” 

Çok sayıda oyuncu, senarist, yönetmen, set çalışanı ve yapımcı da ortak bir açıklamayla Boğaziçi Üniversitesi öğrenci ve akademisyenlerine destek verdi. Açıklamada şöyle denildi: 

"Biz sinemacılar; hep ışığa bakmayı, ufka bakmayı, hayallerimize ve geleceğe bakmayı biliriz. Hikâyelerimiz bu bakışlarda gizlidir. Aşağı bakmamızın yegâne nedeni ise, ancak yerdeki karıncayı incitmemek olabilir.

Biz sinemacılar; inanıyoruz ki gençler bu ülkenin aydınlık hayalleridir. Işık da gelecek de onlardadır. Boğaziçi öğrencileri demokratik, özerk üniversite istemlerinde sonuna kadar haklıdırlar. Bu nedenle anayasaya uygun, yasal, hukuki, meşru ve barışçı eylemlerini sürdürmek haklarıdır. Bu haklarını kullandıkları için suçlanamazlar.

Biz sinemacılar; direnen gençlerimizin yanında olduğumuzun bilinmesini istiyoruz. Seçim hakkının kayyım düzeni ile değiştirilmesine, öğrencilerin isteklerinin itham, tehdit ve kaba kuvvetle baskı altına alınmasına, hapsedilmelerine itiraz ediyoruz. Saygın, değerli, intihale asla tenezzül etmemiş ve etmeyecek hocalarımızın hedef gösterilmesine de itiraz ettiğimizin bilinmesini isteriz.

Biz sinemacılar; cinsel yönelimler, inançlar, etnik kimlik ya da düşünceler üzerinden ayrımcılık yapmanın “halkın bir kesimini, diğer bir kesim aleyhinde kin ve düşmanlığa tahrik etmek suçu” olduğunu düşünüyoruz. Adil bir yargının bunu tespit ederek harekete geçmesi gerekirdi.

Durduğumuz ve asla kıpırdamayacağımız yer tam da burasıdır. Durduğumuz noktadan görünen ise üniversitelerin kendi seçimleri olmayan ve dışarıdan atanmış kişilerce yönetilmeye çalışılmasının ne kısa ne de uzun vadede Türkiye’ye hiçbir yararı olmayacağıdır.”

 Gazeteciler: “Çağın tanıklığını biz yapacağız, hakemliğini ise tarih

173 gazeteci, “Çağın tanıklığını biz yapacağız, hakemliğini ise tarih” diyerek Boğaziçi Üniversitesi’ndeki eylemlere destek amaçlı ortak bir bildiri yayımladı.

“Boğaziçililerin ‘Aşağı Bakmayacağız’ diyerek sürdürdükleri bu eylemin, anayasal bir hak olduğunu hatırlatıyoruz” denilen bildiri şöyle:

“LGBTİ öğrencilere karşı kimlikleri ve yaşam hakkını hedef alan nefret söylemini, ötekileştirmeyi, ayrıştırmayı bunların sonucunda LGBTİ Çalışmaları Kulübü’nün kapatılmasını kabul etmiyoruz. 

Yaşananları objektif bir şekilde aktarmakla yükümlü olan ve bir kamu görevi icra eden biz gazeteciler, demokratik haklarını kullanan Boğaziçi Üniversitesi öğrencilerinin ve onlara destek veren akademisyenlerin kriminalize edilmesi çabasını reddediyoruz.

 Sansür, baskı ve tehditlerle halkın haber alma hakkının önüne çıkartılan her türlü engellemelere itiraz ettiğimiz gibi, görevini yapmaya çalışan meslektaşlarımızı hedef alan polis şiddetine de karşıyız. İşini yapan meslektaşlarımıza yönelik engelleme, yaralamaya varan ağır şiddet ve gözaltıların kabul edilemez olduğunu bir kez daha tekrarlıyoruz. 

Güçle, hakikati bükmeye çalışanların karşısında her zaman hakikatin savunucusu olmaya devam edeceğiz. Başımızı eğmiyoruz, gazeteciliğin suç olmadığını biliyoruz.”

Gündem