Boğaziçi’nin atanmış rektörü İnci: Sırt dönerek üniversiteye sahip çıkılmaz

Boğaziçi’nin atanmış rektörü İnci: Sırt dönerek üniversiteye sahip çıkılmaz
Üniversitenin sahiplenilmesi gerektiğini söyleyen İnci, “Üniversitenize sırtınızı dönerek sahip çıkamazsınız. Onu koruyamazsınız. Gidip sahiplenmeniz lazım. Gelmeniz lazım. Elinizi taşın altına koymanız gerekir” dedi.

AKP Genel Başkanı ve Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan tarafından Melih Bulu’nun ardından Boğaziçi Üniversitesi rektörlüğüne atanan Prof. Dr. Naci İnci, Anadolu Ajansı’na değerlendirmelerde bulundu.

Üniversitenin sahiplenilmesi gerektiğini söyleyen İnci, “Üniversitenize sırtınızı dönerek sahip çıkamazsınız. Onu koruyamazsınız. Gidip sahiplenmeniz lazım. Gelmeniz lazım. Elinizi taşın altına koymanız gerekir” dedi.

İnci’nin açıklamaları özetle şöyle:

“Protestolar üniversiteye zarar vermedi”

“Bir tepki olduğu kuşkusuz ama bunun Boğaziçi Üniversitesine bir zarar verdiğini düşünmüyorum. Zaten kısa bir süreçti. Tekrar biz eski normal hayatımıza dönüyoruz diyebilirim.

Bir kırgınlık söz konusu olabilir bazı arkadaşlarımızda. Çünkü benden önceki atamada üniversite zor bir süreç içerisine girdi. O arada birilerinin üniversiteye sahip çıkması gerekti. İşlerin durmaması gerekiyordu. Eğitim öğretim faaliyetlerinin devam etmesi gerekiyordu. 

“Üniversiteye sahip çıktım”

Birilerinin de fedakarlık yapıp bunu üstlenmesi lazımdı. Ben de daha önceki dönemde rektör adayıydım. Atamam olmamıştı ama madem ki adaysınız, böyle bir şeye niyetlenmişsiniz üniversitede ihtiyaç olmuş, zor duruma düşmüş... Bu size düşer. Sahiplenmeniz gerekir. Üniversitenize sahip çıkmanız gerekir. Üniversitenizi ortada bırakamazsınız. Doğal olarak bana düşen de üniversiteme sahip çıkmaktı.

Sonra o süreç bir şekilde nihayetlendi. Sonra rektör olarak atandım. 15 Temmuz'da vekaleten, 21 Ağustos'ta da asaleten Cumhurbaşkanımız beni Boğaziçi Üniversitesi rektörlüğüne layık gördü. Bazılarımızın bir kişiye kırgınlığı var. 'Daha önceki dönem neden görev aldınız, böyle bir idarenin niçin parçası oldunuz? dediler. Üniversitenize sahip çıkmak zorundasınız. Burası bizim için bir mücevherse ve eşsiz bir kurumsa, biz de buraya aşık insanlarsak bundan nasıl vazgeçebilirsiniz? Üniversiteye sahip çıkmamak gibi bir lüksümüz yok. Benim ve arkadaşlarımın yaptığı da budur.

“Bazı arkadaşlarımızın tepkileri sürüyor”

Bazı arkadaşlarımızın tepkileri devam ediyor. 'Daha önce neden görev aldınız.' diye. Bunda da biz zorluk çekiyoruz. Bir türlü kendimizi anlatamıyoruz. Diyoruz ki 'Üniversitenize sırtınızı dönerek sahip çıkamazsınız. Onu koruyamazsınız. Gidip sahiplenmeniz lazım. Gelmeniz lazım. Elinizi taşın altına koymanız gerekir.' Öğrencine, öğretim üyesine, idari personeline hizmet edeceksin. Ar-Ge ve projelerine hizmet etmelisiniz. Her şeyiyle ilgilenmek zorundasınız.

Birilerinin bunu yapması gerekiyor. Sahip çıkarak üniversitenizi ileriye götürebilirsiniz. Sırtınızı çevirerek, üniversitenizi çöküşe terk edemezsiniz.

“Öğrenciler ‘Bunu keşke yapmasaydık’ diyebilirler”

Eleştiri yapabilirsiniz ama başkalarını kırmak ve rencide etmek hoş bir şey değil. Kimse bunu yapmamalı. Özellikle Boğaziçi Üniversitesi. Bu kurumumuza zarar veren bir şey. Öğrencilerimizin protestolarını görebiliyorum. İnsan üzülüyor.

Sonuçta bir zaman gelecek ve bu evlatlarımız farklı aşamaya geçecekler. Yaşları büyüyecek, hoca olacaklar, evlat sahibi olacaklar. Şu anda yaptıkları bazı şeyler hatırlarına gelirse bu onların kalplerinde üzüntüye yol açar. Hatırladıklarında 'Bunu keşke yapmasaydık.' diyebilirler. Bu üzüntüyü kimsenin yaşamasını istemiyorum.”

 

Gündem