Buldan: Bir mermi kaç para diyenlerin yarattığı ülkede insanlar sokakta kaldı

Buldan: Bir mermi kaç para diyenlerin yarattığı ülkede insanlar sokakta kaldı
HDP Eş Genel Başkanı Pervin Buldan, “Zamanında bir kurtarma çalışması olsaydı, belki bugün kayıplarımız bu kadar olmayacaktı. On binlerce insanımızı kaybetmiş olmayacaktık” derken, Sancar, “Kader planı sözleriyle sorumluluğu üzerinden atmaya çalışmanın herhangi bir inandırıcı tarafı yoktur” açıklaması yaptı.

HDP Eş Genel Başkanları Pervin Buldan ve Mithat Sancar, Diyarbakır’daki Kriz Koordinasyon Merkezinde basın toplantısı düzenledi.

Buldan, yaptığı konuşmada, depremin 10’uncu gününde bile hala ağır bir tablonun olduğunu söyledi. “Çok büyük bir yıkım yaşandı” diyen Buldan, şöyle konuştu:

“Her yerde feryat var. İnsanlar hem yakınlarına ulaşabilmek için hem de açlıktan ve soğuktan yaşamlarını yitirmemek için büyük bir feryat içerisindeydi. İktidara büyük bir öfke olduğunu da gördük, gittiğimiz her yerde. Fakat bütün bunların yanında belki de bizleri en mutlu eden büyük bir dayanışmanın olmasıydı. Siyasi görüşü ne olursa olsun, mezhebi ne olursa olsun, insanlar büyük bir dayanışma ruhuyla bu yaraları hep birlikte sarmak için depremzedelerin yanında olmaya çalıştı. Bu kıymetli durumu görmek, bizleri bir nebze olsun bütün bu acıların yanında umutlandırdı” diye

Resmi rakamlara göre 35 bin kişinin yaşamını yitirdiğini, ancak gerçek rakamın daha fazla olduğunu ifade eden Buldan, “Halen enkazın altında binlerce insan olduğu gerçekliğini unutmamak gerekiyor. Yaşamını yitiren insanların sayısı bugün 35 binlerle ifade ediliyor, ancak bu sayının çok fazla olduğu gerçeğini de unutmamak lazım. Çünkü enkaz altında hala insanlar var. Yakınları onların enkazdan çıkarılmasını bekliyor. Dolayısıyla enkaz kaldırma çalışmalarının titizlikle yapılmasının altını bir kez daha çizmek isterim. İnsanların vücut bütünlüğünün zarar görmemesi önemlidir. O yüzden cenazeler çıktıktan sonra enkaz kaldırılmalıdır” dedi.

Buldan, ihtiyaçların çok fazla olduğunu kaydetti, özellikle soba, çadır, battaniye ve hijyen malzemelerine ihtiyaç olduğunu söyledi.

Enkaz alanlarındaki deliller konusunda da uyarıda bulunan Buldan, “Hukuk Komisyonumuz bu anlamda büyük bir titizlikle çalışıyor ve hukuki hazırlıklar yapılmadan enkazların kaldırılmaması ve delillerin karartılmaması için büyük bir çaba sarf ediyor” dedi.

“Kimsesiz çocuklara yönelik bir çalışma başlatılmalıdır”

“Bir başka mesele kimsesiz çocuklar” diyen Buldan, sosyal medyada ortaya atılan iddiaların araştırılmasını istedi. Buldan, “Kimsesiz çocukların nerelere gönderildiği, nerelerde kaldığı, bunların kimlik tespitlerinin bir an önce yapılmasına yönelik bir çalışma da mutlaka başlatılmalıdır” diye konuştu.

“Kurtarma çalışması zamanında yapılsaydı kayıplarımız bu kadar olmayacaktı”

Buldan, afet yönetimini de eleştirdi:

“10 gündür organize olmayan bir iktidar var. Maalesef bu 10 günlük süreç içerisinde iktidarın olumsuz anlamda yaptıklarını ve yapamadıklarını bir kez daha gördük. Özellikle ilk 2 gün gittiğimiz yerlerde -ben Adıyaman’da, Sayın Sancar Hatay’da- iktidarın bu konudaki eksikliklerini, yetmezliklerini, organize olamama durumunu yerinde tespit ettik. Zamanında bir kurtarma çalışması olsaydı, belki bugün kayıplarımız bu kadar olmayacaktı. On binlerce insanımızı kaybetmiş olmayacaktık. Biz iktidarın düşüncesinin halk olmadığını, onların anlayışında halkın geleceğinin olmadığını biliyoruz. Onların sadece kendilerini düşündüğünü, iktidarlarını düşündüğünü ve kendi geleceklerini düşündüğünü her zaman ifade ettik. 10 günlük süreç içerisinde de bir kez daha buna tanıklık ettik.”

İktidarın hem depremzedelerin yanında olamadığını hem de yardım yapanlara engel olduğunu ifade eden HDP Eş Genel Başkanı, iktidara “Bütün bu yardımların depremzedelere ulaşması gerekiyor” diye seslendi.

“Bir mermi kaç para diyenlerin yarattığı ülkede insanlar sokakta kaldı”

Buldan, şöyle devam etti: On binlerce insanın enkaz altında can vermesi elbette cinayettir. İmar affı çıkaranların, denetim yapmayanların, önlemleri almayanların yaşananlardan birebir sorumlu olduğunu da belirtmek istiyorum. Biz Meclis’te bütün bunlara karşı, özellikle 2018’de çıkarılan imar affına karşı muhalefet eden tek partiydik. Bugün bunların sonuçlarının ne kadar ağır olduğunu hep birlikte gördük. Halkın vergilerinden oluşan bütçeyi yandaşa, betona ve savaşa kullananları bir kez daha uyarmak istiyoruz. Depreme ayrılması gereken kaynakların savaşa ve bombaya harcandığını defalarca söyledik. Yaptığımız bütün uyarılar dikkate alınmış olsaydı; savaşa değil yaşama, bombaya değil deprem gerçeğiyle karşı karşıya olan ülkemizde bütün bunlara kaynaklar ayrılsaydı, bizler bu günleri belki yaşamayacaktık. Ama ne yazık ki ‘bir mermi kaç para?’ diyen zihniyetin yarattığı ülkede, insanların çadırsız kaldığını, insanların açlıktan ve soğuktan sokaklarda kaldığını hep birlikte gördük. Savaşla ülkenin ekonomisini çökerttiler. Biz ısrarla barış politikasını savunduk. Hala bu anlamda barışı savunmaya devam ediyoruz. Bugün 15 Şubat uluslararası komplonun yıl dönümü. Bu vesileyle bu komployu parti olarak bir kez daha kınıyoruz. Bu ülkeyi yönetenlerin savaş ve tecrit politikalarıyla yüzleşmesi gerektiğinin altını bir kez daha çizmek istiyorum. Bu politikaların tarihin gerisinde bırakılması gerekiyor. Bu ülkenin daha fazla acıya ve ölümleri yaşamaya takati kalmadığı gerçeğini hepimiz görüyoruz. HDP olarak, insanları ölüme terk eden değil yaşatan bir düzene olan ihtiyaç olduğu için, bundan sonra da mücadelemizi titizlikle yürüteceğiz.”

Mithat Sancar: Siyasi iktidar doğrudan sorumludur

HDP Eş Genel Başkanı Mithat Sancar ise depremin bir doğa olayı olduğunu, ancak felaketin siyasi sonuç olduğunu belirtti. Sancar, “Bu felaketi de yaratan esas olarak iktidarların, devletlerin politikalarıdır. Bu depremde de aynı gerçekliği bir kez daha yaşadık. Şiddetli bir deprem meydana geldi, on binlerce bina yıkıldı ama bu binaların yıkılması bir kaçınılmaz durum değildi. Bu felaket daha önce izlenen rant, yolsuzluk ve denetimsizlik politikalarının bir sonucudur. Bundan siyasi iktidar doğrudan doğruya sorumludur. Can kayıplarının artmasında da acil müdahale ve yardım çalışmalarının fazlasıyla gecikmesi önemli rol oynamıştır. Bu da felaketin sebebinin iktidar tercihleri olduğunu bizlere gösteriyor” dedi.

Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın “asrın felaketi” sözüne yanıt veren Sancar, şöyle konuştu:

“Bu olayı ‘asrın felaketi’ olarak nitelemek sorumluluktan kaçıştır. Kader planı sözleriyle sorumluluğu üzerinden atmaya çalışmanın herhangi bir inandırıcı tarafı yoktur. Toplum tarafından da bu gerçek görülmektedir. Ortada bir kader planı değil bir talan, rant ve sömürü planı söz konusudur. Burada felaketin insani ve toplumsal boyutlarındaki sorumluluğun mutlaka peşine düşmek gerekiyor. Eğer daha önce yaşanan benzer felaketlerde ortaya çıkan felaketlerin sorumlularından hesap sorulsaydı, belki bugün bu tabloyla karşılaşmayacaktık.

“Depremin yıkımlarını yaratan politikaları bu iktidar hayata geçirdi, şimdi de bu sonuçları siyasi ve iktisadi ranta dönüştürme planlarını yapıyor. Buna karşı hukuki ve siyasi alanda mücadelemizi sürdüreceğiz.

“Bu süreçte iktidarın siyasi ve ekonomik rant planlarına karşı en geniş muhalefeti ve en geniş mücadeleyi örgütlemek gerekiyor. Bu yıkımın sonuçları elbette daha çok tartışılacak, elbette daha çok gündeme gelecektir. Ama sorumluların hesap vermesi konusunu hiçbir şekilde ihmal edemeyiz.”

Seçim tartışmaları için yorumda bulunmadı

Gazetecilerin seçimlerin ertelenip ertelenmeyeceği tartışmasını hatırlatması üzerine Sancar, “Biz biraz önce belirlediğimiz çerçevede çalışmalarımızı yürütüyoruz. Seçim tartışmalarını takip ediyoruz ama bu toplantımızın amacı felaketle ilgili çalışmaları değerlendirmek ve değerlendirmelerimizi sizlerle paylaşmaktır. Şu an bu tartışmalar için herhangi bir yorumda bulunmak istemiyoruz. Elbette takip ediyoruz ama bunu da değerlendirip tartışacağız, görüşlerimizi daha sonra kamuoyu ile paylaşacağız” dedi. (Kısa Dalga)

Gündem