Büyük kuşku: Marmara'nın gerçek deprem haritası gizleniyor mu?

Büyük kuşku: Marmara'nın gerçek deprem haritası gizleniyor mu?
İTÜ Jeoloji Mühendisliği Bölümü’nden Prof. Dr. Cenk Yaltırak, Marmara'nın çok faylı bir alan olmasına rağmen akademik bir takım çatışmalar nedeniyle tek bir fay varmış gibi haritalar yapıldığını ileri sürdü.

İTÜ Jeoloji Mühendisliği Bölümü’nden Prof. Dr. Cenk Yaltırak, Marmara'nın çok faylı bir alan olmasına rağmen akademik bir takım çatışmalar nedeniyle tek bir fay varmış gibi gösterildiğini, diğer fayların ise "aktif değil" diye işaretlendiğini ileri sürdü.

T24'ten Cansu Çamlıbel'e konuşan Yaltırak'ın açıklamaları özetle şöyle:

Deprem yönetmeliğinin dayandığı tehlike haritası tehlikeli bir harita. Çünkü o harita elmayı, armudu, eriği aynı yere atıyor ve bunların ortalama ağırlığını bir istatistik olarak alıyor. Sonra da senin karşına ayva çıkma olasılığı 2500 yılda bir diyor. Öyle bir sınıflama yapılamaz.

(Çok önemli bir konu olduğu için tekrar sorarak net biçimde kayda geçirmek istiyorum. Ülkenin deprem tehlike haritaları yanlış, bunlar üzerine kurgulanmış deprem yönetmeliği de yanlış. Bunu mu söylüyorsunuz?)

Evet. Haritalar da yanlış, haritalar üzerinden çalışılan senaryoları da yanlış. Siz hepsini 1’e göre hesaplıyorsunuz, buna 1.5 geldi bu yıkıldı. Ne yapacaksınız?

Deprem tehlike haritaları olasılıksal tehlike haritaları olmaktan çıkartmalı. Mesela Kuzey Anadolu fayında Erzincan depremi oldu. Tehlike haritasında Erzincan bölgesi hala kıpkırmızı. Ama orada 200 yıl hiçbir deprem olmayacak. Bitti orası. Orada yeniden 7’den büyük deprem olması için o fayın tekrarlanma periyodunun aşılması lazım.

TPAO: Marmara çok faylı bir alan

1999’da TPAO diyor ki Marmara’da tek ve basit bir fay yok. Biz TPAO olarak 4300 kilometre veri topladık. Bu verilere göre yaptığımız harita budur ve Marmara çok faylı bir alandır, öyle tek bir fay yok. Le Pichon ve Şengör. Neyi söylüyor? Daha hiçbir haritaları yokken harita yapmamışken Cumhuriyet Bilim Teknik dergisinde “tek fay var” diyorlar. Oysa TPAO bile artık 1999’da “çok fay var” dedi.

Sonra sınırlı sismik kesitle ben 1999’un Ocak ayında çizdiğim fay haritası çoklu fay sistemi var. Sonra toplanan sismik veriler ve batimetri haritasına dayanarak bu makaledeki fay haritasını hiç dikkate almıyorlar. Kimse bunu göstermek istemiyor. E tabii kendilerini yanlışlamış olacaklar. Tüm söylenenler gösterilenler ve yazılanlar güme gidecek."

Sümenaltı değil yok saymak diyelim. Ben kimim ki çizeceğim o haritayı? Hala diyorlar! Ve tek fayı test etmek için Çubuklu gemisini gönderiyorlar. Bakıyorlar ki o tek fay yok bu veride. Oysa yeni batimetri haritasını TPAO’nun fay haritasının üzerine koyunca ikisi birbirini doğruluyor. Yani tek fay olmadığı ortaya çıktı.

Yazıp çizdikleri tüm fayları siliyorlar!

En sonunda bu grup, 2001 yılında bugün Türkiye’nin hala kullandığı fay haritasını yayınlıyorlar. Daha önce yazıp çizdikleri tüm fayları siliyorlar. İzmir Körfezi’nden Adalar’a geliyorlar, Adalar’dan Ganos’a kadar tek bir fay yapıyorlar. Yani başından beri iddia ettikleri “tek fay” haritasını buluyorlar!

TPAO ekibi memur ve gizlilik kuralını ihlal edemezler. Çıkıp bilimsel bir tartışmaya giremezler.

18 Haziran 2008’de Celal Şengör beni odasına çağırdı. Marmara’nın yeni bir fay haritasını yapmamız lazım, bunu sen yap. Bütün bu bölüm bu olayı bilir. Caner İmren’den verileri alıp çalışmamı istedi. Caner’le biraz itişip kakıştık çünkü o benimle harita yapmak istemedi. Çünkü biliyor ki yeni bir fay haritası yapılırsa doktorasından farklı sonuç ortaya çıkacak. Ama Celal Şengör ısrar ettiği için bu fay haritası yapıldı.

Harita yayınlanmasın diye uğraşıyor

Fakat haritayı tamamladığım akşam o ekibe güvenmediğim için bir kopyasını çalışma masasına koyuyorum, diğerini rulo yapıp doğru 4. Levent’teki fotokopiciye gidiyorum. Orijinal haritanın dijital çıktısını alıyorum kendim için. Ertesi sabah Celal Şengör’ün odasına gidiyorum. Kendisi haritaya bakarken hop oturuyor hop kalkıyor. “Ben Xavier’e söylemiştim tek fayın olamayacağını. Aferin Cenk, bu işi sen çözdün. Biz bunu dünyanın en iyi dergilerinde yayınlayacağız” diyor. Ama “sen yaz” demiyor. Makaleyi Caner yazsın, sen ikinci isim ol, Xavier Le Pichon üçüncü isim olsun, ben dördüncü isim olayım. Aradan dört yıl geçiyor dört yıl boyunca Caner İmren bu harita yayınlanmasın diye uğraşıyor. Şengör de Le Pichon’un haritayı görmesinden sonra bu olayı zorlamıyor. Çünkü Le Pichon yazdıkları onca makaleden sonra pozisyon değiştirmek istemiyor.

Hala Marmara'da tek fay var diyorlar

2014’te Celal Şengör beni tekrar çağırıyor; “Selin Grall geliyor birlikte yazacağız, bu pazar seni arayacağız” diyor. Ama aramıyor. Tabii o aşamada bilmedikleri şey, bu haritanın bir kopyasının bende olduğu. Bu arada ben Kanada’ya dönüyorum. Bir süre sonra 2014 yılı içinde bir harita yayınlıyorlar ama değiştirerek. Ve ilk defa kendi haritalarında olmayan ve benim 15 sene önce kendi haritama koyduğum fayı oraya ekliyorlar. Tek fay dedikleri yere diğerlerini de ekliyorlar ama bir ayrıntı var, gri çizgilerin yani diğer fayların artık aktif olmadığını söylüyorlar. Yani aslında bizim yaptığımız harita neredeyse ama orada ben yokum.

Hala “Marmara’da tek fay var” diyorlar. Ama bizim yaptığımız haritayı temel alarak 2014’te yayınladıkları haritada 4 tane segment var. Bugün o segmentten birisinin üzerinde deprem olsa diyecekler ki “bizim haritamızda var”. Ya da öbüründe olsa “biz onun aktif olmadığını düşünüyorduk ama demek ki aktifmiş” diyecekler. Yani her şekilde haklılar. Ama bu harita kenarda yedek duruyor. Hala televizyonlara çıkıp anlattıkları harita eski tek faylı harita. Söz konusu haritayı çok göstermiyorlar ortalıkta ama bir sigorta olarak kenarda duruyor." (Kısa Dalga)

Gündem