CHP'den "faili meçhul gazeteci cinayetleri raporu": Hakikat Komisyonu kurulmalı
CHP İnsan Haklarından Sorumlu Genel Başkan Yardımcısı Gülizar Biçer Karaca tarafından gazeteciler için hazırlanan “Faili Meçhul Cinayetler ve Cezasızlık Raporu”nda cinayetlerde asıl faillerin yargılanamadığı, en düşük suçlardan ceza verildiği, verilen cezaların infazının ertelendiği ya da sanıkların af yasalarından yararlandığına dikkat çekildi. Raporda, gazeteci cinayetlerini araştırmak için bağımsız bir Hakikat Komisyonu kurulması önerildi.
Karaca, 1 Şubat 1979’da öldürülen gazeteci Abdi İpekçi ile faili meçhul cinayetlerde öldürülen gazetecilerle ilgili hazırladığı “Faili Meçhul Cinayetler ve Cezasızlık Raporu”nu kamuoyuyla paylaştı.
Gazetecilerin her zaman işlerini, özgürlüklerini ve hayatlarını kaybetmek riskiyle yaşadıklarını belirten Gülizar Biçer Karaca, 15 Temmuz darbe girişiminin ardından yaşanan süreçte de gazetecilerin keyfi gözaltılar ve yargılama tehditleri ile de karşı karşıya kaldıklarını vurguladı. Gazetecilerin 90'lı yıllarda olduğu gibi hedef alındığına, resmen sona ermiş olsa bile OHAL koşullarının fiilen devam ettiğine dikkat çeken Gülizar Karaca, “Öldürülen pek çok gazetecinin faili bulunmadığı gibi açılan soruşturma dosyaları da zamanaşımını beklerken yılda sadece bir kez ‘failler bulunamadı’ ibareli tutanaklar konmak için açılmıştır. Bu dosyaların pek çoğu zamanaşımına uğramış, bazılarında birkaç tetikçi cezalandırılmış ve mağdur yakınlarının taleplerine rağmen soruşturmalar faillerin bulunması için genişletilmemiştir” dedi.
Cezalar en alt sınırdan verildi
Raporda, Türkiye’deki cezasızlık iklimini ortaya koyan ve azmettiricileri hala ortaya çıkarılmayan gazeteci cinayetlerinden sekizine dair hukuki süreç detaylı olarak ele alındı ve cezasızlığın önlenmesi için çözüm önerileri ortaya konuldu. Abdi İpekçi, Çetin Emeç, Muammer Aksoy, Musa Anter, Uğur Mumcu, Metin Göktepe, Hrant Dink, Ahmet Taner Kışlalı cinayetlerine dair dosyalardaki detayların yer aldığı raporda, davaların hepsinde ortak olan noktalar için üç başlık açıldı. Gazeteci cinayetlerinde asıl failler yerine alt kademedeki güvenlik güçleri ya da tetikçilerin yargılandığına, bu yargılamalarda ceza alt sınırı en düşük olan suçlardan ceza verildiğine vurgu yapıldı. Yargılamalar sonucunda da ceza alan kamu görevlisi ya da tetikçi bulunsa bile bu cezaların infazında ertelemeye gidildiğine ya da çıkarılan af yasalarından faydalanarak faillerin serbest kaldığına dikkat çekildi.
Raporda öne çıkan diğer tespit ve öneriler şöyle sıralandı:
-Gazetecilerin faili meçhul cinayetlerle öldürülmesinin ardındaki gerçek sorumluları soruşturabilmek için öncelikle fiilen yaşanan cezasızlık durumunu engelleyecek yasal ve idari önlemler alınmalıdır.
-Bu suçların zamanaşımına uğramasının önüne geçilmeli ve faili meçhul gazeteci cinayetleri insanlığa karşı suçlar kapsamında değerlendirilmelidir.
-Devlet sırrı yasası bu suçların aydınlatılmasına geçit verecek şekilde tekrar düzenlenmelidir.
-Devlet memurlarının yargılanmasını izne bağlayan yasalar gibi sorumluların hesap vermesini zorlaştıran yasalar kaldırılmalıdır.
-Kamuoyunun davalara desteğini engellemeye yönelik dava nakli gibi uygulamalar terkedilmeli, soruşturmalar hızlı ve etkin bir şekilde yürütülmelidir.
-Hak ihlallerine karışan devlet görevlilerine işten el çektirilmeli, terfi ve taltif edilmeleri engellenmelidir.
-12 Eylül askeri darbesinden bu yana gerçekleşen gazeteci cinayetlerini araştırmak için bağımsız bir Hakikat Komisyonu kurulmalıdır. Komisyonda gazeteciler, sivil toplum kuruluşları, hak örgütleri, siyasi partiler ve mağdur yakınları yer almalıdır.
-Kurulacak Hakikat Komisyonunda toplumsal istişarenin en geniş tabana yayıldığından emin olunmalı, tüm bulgular basın yoluyla ve eşzamanlı olarak kamuoyuyla paylaşılmalıdır. Her cinayetin kendine has özellikleri ve faillerin neden korunduğu duyurulmalı ve tanıklığı olanlara uluslararası ölçekte çağrı yapılmalıdır.
-Mağdur yakınlarının devam eden acısına saygı duyulmalı ve anma ve benzeri programlar düzenlemeleri engellenmemelidir.
-Basın özgürlüğü ile düşünce ve ifade özgürlüğünü güvence altına alacak yasalar ve fiili uygulamalar hayata geçirilmeli, kolluğa ve hakim ve savcılara bu özgürlüklerin korunması ile ilgili meslek içi eğitimler verilmelidir.
- Basını hedef gösteren siyasi üslup ve gelenekten vazgeçilmelidir.
Çözüm önerileri sıralandı
CHP’li Karaca’nın raporundaki çözümlerin hedefleri ise şöyle aktarıldı:
-Gazetecilerin faili meçhul cinayetlerle öldürülmesinin ardındaki sorumluların soruşturulup yargılanabilmesi için yasal düzenlemeler konusunda müdahalelerde bulunmak.
-Devlet sırrı yasasının faili meçhul cinayetler ve zorla kaybetmeler konusundaki soruşturma ve kovuşturmaların derinleştirilebilmesi için yeniden düzenlenmesi konusunda kanun teklifi vermek.
-Devlet görevlilerinin insan hakları ihlallerinde soruşturmaların izne bağlanmaması konusunda kanun teklifi vermek.
-Hak ihlallerine karışan devlet görevlilerine işten el çektirilmesi konusunda kanun teklifi vermek.
-Faili meçhul gazeteci cinayetlerinin insanlığa karşı suçlar kapsamında değerlendirilmesi ve davalara desteğin engellenmesine yönelik dava nakillerinin engellenmesi konusunda kamuoyu duyarlılığı oluşturmak.
-12 Eylül Askeri Darbesinden bu yana gerçekleşen gazeteci cinayetlerini araştırmak için bağımsız bir Hakikat Komisyonu kurulması konusunda önerge vermek.
-Soruşturma makamlarının harekete geçirilebilmesi için medya, insan hakları örgütleri, barolar, üniversiteler, mağdur yakınları ile dayanışma içerisinde olmak.
-Basını hedef gösteren siyasi üslup ve geleneğin ortadan kaldırılması için mücadele etmek.
(ANKA)
Abone Ol
İyi gazetecilik posta kutunda!
Güncel haberler, haftalık ekonomi bülteni ve Pazar derginiz Plus’ı email olarak almak için abone olun.