Çiftçilerin yaş ortalaması 58: ‘Gençler tarımda gelecek göremiyor’

Çiftçilerin yaş ortalaması 58: ‘Gençler tarımda gelecek göremiyor’
Türkiye Ziraat Odaları Birliği’nin araştırmasına göre genç nüfus tarımdan uzaklaştı, çiftçilerin yaş ortalaması 58'i geçti. Üreticiler, "Maliyetler yüksek, destek yok, zarar ediyoruz" diye dert yanarken, Dr. Özden "Genç nüfus tarımda gelecek göremediği için üretimden kaçtı" dedi.

Türkiye Ziraat Odaları Birliği’nin (TZOB) verileri tarımdaki büyük tehlikeyi gözler önüne serdi.

Verilere göre, tarımla uğraşan nüfus giderek yaşlanıyor, genç nüfus gün geçtikçe tarımdan uzaklaşıyor.

Birgün’den Aycan Karadağ’ın haberine göre, TZOB verilerinde; Türkiye'de erkek çiftçilerin yaş ortalaması 57,7, kadın çiftçilerin yaş ortalaması 60,1, kayıtlı toplam çiftçilerin yaş ortalaması ise 58,1 oldu.

Çiftçilerin büyük kısmı 50 yaş ve üzeri. Türkiye’de 18-32 yaş arasında çiftçilik yapanların oranı toplam çiftçilik yapanlar içinde sadece yüzde 4,8'e tekabül ediyor.

“Gençler tarımda gelecek göremiyor”

Gençlerin üretimden uzaklaşmasına dair konuşan Ege Üniversitesi Tarım Ekonomisi Bölümü Öğretim Elemanı Dr. Fatih Özden, “Türkiye bir tercih yaptı. Neo-liberal politikaların bir yansıması olarak tarımı sermayeye açtı. AKP döneminde bu daha da tavan yaptı. Tarım, kır kökenli çiftçilerin işi olmaktan çıkarılıp, yatırımcıların işi haline getirildi. Bunun sonucunda köylerde genellikle çiftçilik dışında alternatifi olmayan yaşı ilerlemiş nüfus tarımda kalırken arkadan gelen nüfus ise tarımda gelecek göremediği için üretimden kaçtı” dedi.

“Destek bulamayan çiftçi borçlanmaya gitti”

Girdi maliyetlerindeki artışa da dikkat çeken Özden, “Endüstriyel tarım yoğun şekilde çiftlik dışında piyasadan sağlanan girdilere bağımlı bir üretim şekli. Bu girdi kalemlerinin birçoğu da dövize bağlı. Son yıllarda döviz kurundaki artışlar çiftçinin belini büküyor. Çiftçiler maliyetleri artık karşılayamıyor. Ürün fiyatları açısından da üreticiler beklediklerini bulamadı. Ayrıca sözleşmeli tarım gibi çiftçileri kendi topraklarında işçileştiren üretim biçimleri yaygınlaştı. Tarımı sermayeye açıp şirketleşen bir tarım sektörü çiftçiyi rekabet edemez duruma getirdi. Bu süreçte çiftçiye destek de azaldı. Tarım Kanunu gereği çiftçiye her yıl verilmesi gereken milli gelirin yüzde biri oranındaki destek hiçbir zaman verilmedi. Destek bulamayan çiftçi, çözümü borçlanmayla çözmeye çalıştı. Bu da çiftçiyi borç sarmalına itti. Ciddi bir kredi genişlemesi yaşandı. Çiftçilerin 300 milyar TL kredi kullandığını biliyoruz. Tüm bunların sonucu olarak mülksüzleşmeye başlayan çiftçiler tarımdan ve kırsaldan koptular. Dolayısıyla yeni nesil de geleceğini tarım ve kır dışında aramaya başladı” diye konuştu.

“Çiftçiler olarak borç batağındayız”

Mersin Silifke’de çiftçilik yapan 54 yaşındaki Zarif Korkmaz da girdi maliyetlerinden şikayetçi. “Kendimi bildim bileli çiftçilik yapıyorum” diyen Korkmaz, son yıllarda tüm tarımsal girdilerin inanılmaz arttığını söyledi. Korkmaz, “Çiftçiler olarak borç batağındayız. Birçok arkadaşım arazilerini satmak zorunda kalıyor. Birçok arkadaşımız üretimden kaçıyor. Yıllarını vermiş insanlar üretimi bırakıp başka işlerle uğraşıyor. Göç ediyorlar. Tarım artık bitiyor. Böyle olunca gençler zaten üreticiliğe yönelmiyor” dedi.

Babası ile birlikte çiftçilik yapan 22 yaşındaki Akif Korkmaz ise “Gençlere destek olunmuyor. Devlet 35 yaş altı üretim yapacak gençlere vergisiz gübre, ilaç gibi destekler sağlamalı. Biz de teşvik olalım. Atamızdan miras bu topraklarda üretelim. Ama öyle olmuyor… Maliyetler artık karşılanmıyor. Geçenlerde iki genç arkadaşım traktörüne borçlar yüzünden el konuldu. O yüzden artık gençler tarımdan uzaklaşıyor. Gençleri üretime tekrar kazandırabilmenin tek yolu üretimde önümüzü açabilecek politikalar uygulamaktır. Tüm bu olumsuz tabloya rağmen üretmek gerekiyor. Biz de gücümüz yettikçe üretim yapacağız” diye konuştu. (Kısa Dalga)

Gündem