Çorlu tren katliamında yakınlarını kaybettiler... Aileler seslendi: Cezaevlerine gitmelerini istiyoruz

Çorlu tren katliamında yakınlarını kaybettiler... Aileler seslendi:  Cezaevlerine gitmelerini istiyoruz
Tekirdağ’ın Çorlu ilçesinde 8 Temmuz 2018’de meydana gelen ve 7’si çocuk 25 kişinin hayatını kaybettiği, 300’den fazla kişinin de yaralandığı tren faciasına ilişkin 13 sanıklı davanın 18’inci duruşması başladı. Aileler, duruşma öncesinde Çorlu Santral’dan başlayarak duruşmanın yapılacağı salona kadar yürüdü.

Tekirdağ’ın Çorlu ilçesinin Sarılar köyü yakınlarında 8 Temmuz 2018’de meydana gelen, 7’si çocuk 25 kişinin hayatını kaybettiği, 300’den fazla kişinin de yaralandığı tren faciasına ilişkin yargılamanın 18’inci duruşması, bugün Çorlu 1. Ağır Ceza Mahkemesi’nde başladı.

Duruşma öncesinde aileler, Çorlu Santral önünde bir araya gelerek duruşmanın yapılacağı Çorlu Halk Eğitim Merkezi’ne kadar yürüyüş yaptı.

'Suçu yağmura attılar, mıcır getirip delilleri yok etmeye çalıştılar'

Faciada 14 yaşındaki kızını, altı aylık yeğenini ve kardeşlerini kaybeden Zeliha Bilgin, duruşmanın yapılacağı bina önünde yaptığı açıklamada şunları söyledi:

Adalet tarafında neler yaşadık? Dört alt düzey sanıkla başlayan bu dava; ‘suçlu yağmurdur’ denilerek üstü kapatılmaya çalışılmış ve asla buna müsaade etmemişizdir. Olayın daha ilk saatlerinde, mıcırlar getirtilip deliller yok edilmeye çalışılmıştır. Yine olayın ilk saatlerinde iki yanlı bilirkişi tayin edilmiş ve bu iki bilirkişi; Pamukova tren katliamını aklayan Sıddık Binboğa Yarman ve Mustafa Karaşahin’dir. Altyapıda hiçbir eksiklik olmadığını, hattın gayet düzgün çalıştığı yönünde rapor vermiştir. Unutma bunu Türkiye. Ticari ilişkisi olduğu bir kuruma, aksini vermesi de düşünülmezdi zaten. Bu iki yanlı kişi, biz ailelere; avukatlarımızın talebi ile davadan menedilmiş ve yeni bilirkişi heyeti atanmıştır. Yeni bilirkişi raporu, TCDD’nin birimlerini asli kusurlu bulmuştur.

Dört alt düzey sanıkla başlayan davaya, dokuz kişi daha eklenmiş; zamanın Genel Müdürü İsa Apaydın, Ulaştırma Bakanı Ahmet Arslan’a bu dava bir kere sorulmamış, sorulamamıştır. Gelinen aşamada tüm sorumlular ve katliama sebep olan nedenler ve eksiklikler ortaya çıkmasına rağmen TCDD Genel Müdürü seviyesine hiçbir zaman çıkarılmamış ve mahkeme bu tutumunda ısrar etmiştir. Tüm sorumluların yargılanması için yapılan tüm başvurular hep reddedilmiştir. Üst düzeye hiçbir zaman ulaşılmamıştır. Hep korunmuştur. Mevcut sanıkların, TCDD ile iş bağlantıları hiçbir şekilde sonlandırılmamıştır, hatta terfi almışlardır.

Katliamda yaşamını yitiren Oğuz Arda Sel’in dedesi Mehmet Öz ise şunları söyledi:

“Arkadaşlar, bu bir kamu davasıdır. Kamuyu temsilen bir davadır. Ancak, üst düzey kamu yöneticilerini koruyan bir davadır. 2016 senesinde, tren yolunun açılışını yapanlar, tren yolunda neler olup, neler bittiğini gayet iyi biliyor; iktidar bu tren yolunda ne olduğunu biliyor. Suçu üstlenmemek için mücadele veriyorlar. Yaptıkları çok büyük bir suç, Yedisi çocuk, 25 insan öldü. Kendilerinde suç olduğunu biliyorlar. Kılıf uydurmaya çalışıyorlar, uyduramıyorlar. Bugün, adaletin nasıl işlediğini göreceğiz."

Daha sonra duruşma salonuna geçildi.

Duruşma, saat 10.00'da başladı. Yoklama ile başlayan duruşmada, görüntü ve ses kaydı yapılmasına oy birliğiyle karar verildi. Avukatların, soruşturmanın genişletilmesi için yeniden bilirkişi incelemesi yapılması talebi reddedildi. Esas hakkındaki mütalaa iddia makamı tarafından tekrar okundu.

dha-b65149a2f501360367d0300b2d02b0ce-7.jpg

Ardından katliamda yakınlarını kaybedenlere söz verildi. 9 yaşındaki oğlu Oğuz Arda Sel'i yitiren Mısra Öz, "6 yıldır oğlumun acısını yaşıyorum. Sizlerin de oğlu olabilirdi. Biz yıllardır sizi hukuk çerçevesinde anlamaya çalıştık. Siz bizi hiç anlamaya çalışmadınız. Buraya tanık olarak bile getirmediğiniz Genel Müdür ve yardımcılarına biz de ulaşamadık, onlar şirketlerini kurdular, hayatlarına devam ettiler. Mümin Karasu'nun tutuklu kaldığı o kısa sürede bile başımızı yastığa rahat koyduk" dedi ve şöyle devam etti:

“Biz gerçek sorumluları bu yargı salonunda görmeden içimiz hiçbir şekilde soğumayacak. 6 yılda bir hukuk öğrencisi fakülteyi bitirmiş stajını yapmış davalara başlamış olurdu. Bu süre zarfında içerideki 13 sanığı bile bir kez olsun tutuklu yargılayamadılar. Hükmünüz belli değiştirebileceğinizi zannetmiyorum. Madem burada üst makamları göremedik bari bu sanıklar bu salondan ellerini kollarını sallayarak çıkmasınlar. Biz bugün bu isimlerin olası kastla ceza alıp tutuklanıp buradan evlerine, ofislerine değil cezaevine gitmelerini istiyoruz.”

Avukat Taşçı, TCDD yetkililerinin sorumluluğuna dikkat çekti

Avukat Akçay Taşçı, önce 4 ardından 9 sanığın adeta yem gibi önlerine konulduğunu, bilirkişi raporunda yönetimsel sorunlara dikkat çekilmesine ve tüm taleplerine rağmen yetkililerin soruşturmaya dahil edilmediğini belirtti. Taşçı, "Eğer 25 insanın ölümüne ilişkin hakkaniyetli bir yargılama yapacaksak, Süleyman Karaman, Talat Aydın, Şükrü Kutlu, Ümit Ulvi Canik, Veysi Kurt, İsa Apaydın, sanık koltuğuna oturmalıdır" diyerek TCDD yetkililerinin sorumluluğuna dikkat çekti.

Taşçı şöyle dedi: "Bilirkişi raporlarına göre öngörülemeyen bir yağış yağmadı ve menfez ömrünü tamamlamıştı. Herhangi bir sanığın münferit bir eyleminden bahsetmiyoruz. Genel Müdürlük tarafından herhangi bir belirleme yapılmadığından biz burada bir kakafoni halinde menfezi kimin kontrol etmesi gerektiğini tartıştık. Eğer 25 insanın ölümüne ilişkin hakkaniyetli bir yargılama yapacaksak Süleyman Karaman, Talat Aydın, Şükrü Kutlu, Ümit Ulvi Canik, Veysi Kurt, İsa Apaydın sanık koltuğuna oturmalıdır." (DHA)

Gündem