Cumhurbaşkanlığı YİK Üyesi Cemil Çiçek'den yargı krizi yorumu: İki testi çarpışırsa biri kırılır, diğeri çatlar

Cumhurbaşkanlığı YİK Üyesi Cemil Çiçek'den yargı krizi yorumu: İki testi çarpışırsa biri kırılır, diğeri çatlar
Cumhurbaşkanlığı Yüksek İstişare Kurulu üyesi olan Cemil Çiçek yargı krizi hakkında konuşarak "Üstün olan hukuktur. Yargıda hiçbir kurum diğerinden üstün değildir, üstün olan hukuk ve adalettir. Bu manada illa bir üstünlük aranacaksa o da TBMM’dir, çünkü devleti kuran TBMM’dir." görüşünü dile getirdi.

Eski TBMM Başkanı, eski Adalet Bakanı ve şu anda da Cumhurbaşkanlığı Yüksek İstişare Kurulu üyesi olan Cemil Çiçek, Yargıtay'ın, TİP milletvekili Can Atalay hakkında "hak ihlali" kararı veren Anayasa Mahkemesi üyelerini sert sözlerle eleştirerek suç duyurusunda bulunması hakkında, “Türkiye’de sorunu çözecek olanlar sorunun baş kaynağı hale gelirse, bu ciddi sıkıntıları da beraberinde getirir" dedi.

Çiçek, Hürriyet yazarı Sedat Ergin'e, Yargıtay ile AYM arasındaki hukuk krizini değerlendirdi, hukuk çerçevesinde ve sağduyuyla hareket edilmesi çağrısı yaptı.

Çiçek, "Türkiye’de tecrübeye sıkça atıf yapılır ama kimse tecrübeden istifa etmez. Çünkü Türkiye’de tecrübenin karşılığı yoktur. Tecrübe mağazası açsak kira parasını zor çıkarırız, çünkü tecrübenin müşterisi yoktur. Şayet olsaydı yaşadığımız bunca üzücü olaylar tekrar tekrar yaşanmazdı" dedi.

Çiçek, “İki testi çarpışırsa biri kırılır, diğeri çatlar. Sonuçta ikisi de işe yaramaz hale gelir. O zaman yetki kullanılarak böyle bir akıbete duçar olmamak için, ülkeye zarar vermemek için ciddi düşünmeleri gerekir" ifadesini kullandı.

“Türkiye benzer sıkıntıları geçmişte de yaşadı” diyen Çiçek şöyle devam etti:

“Her zaman makul bir yol bulunur; toplum da rahatlar, tansiyon da belli ölçülerde yumuşamış olur. Yeter ki tecrübe önemsensin. Hukuk her şeye bir çare bulur. Ancak önce tansiyonun normale avdet etmesi lazım. Üstün olan hukuktur. Yargıda hiçbir kurum diğerinden üstün değildir, üstün olan hukuk ve adalettir. Bu manada illa bir üstünlük aranacaksa o da TBMM’dir, çünkü devleti kuran TBMM’dir.”

Ne olmuştu?

Can Atalay, Gezi Parkı davasında 18 yıl hapse mahkum edildikten sonra 14 Mayıs'ta yapılan 28. Dönem Milletvekili Genel Seçiminde TİP'ten milletvekili seçilmişti.

Atalay'ın, "milletvekili seçilmesi nedeniyle hakkındaki yargılamanın durması ve tahliye edilmesi" talebiyle yaptığı başvuru, Yargıtay 3. Ceza Dairesi'nce reddedilmişti. Milletvekili seçilerek yasama dokunulmazlığı kazandığı gerekçesiyle yargılamada durma kararı verilmesi talebinin reddedilerek yargılamaya devam edilmesi nedeniyle "seçilme ve siyasi faaliyette bulunma" hakkının, tahliye talebinin reddedilmesi nedeniyle de "kişi hürriyeti ve güvenliği" hakkının ihlal edildiği ileri sürülerek Anayasa Mahkemesi'ne bireysel başvuru yapılmıştı.

Anayasa Mahkemesi, TİP Hatay Milletvekili Can Atalay için 'tahliye edilsin' kararı verip, uygulama için kararı İstanbul Anadolu 13. Ağır Ceza Mahkemesi'ne gönderdi. Mahkeme kararı uygulamayıp, evrakı Yargıtay'a iletti. Yargıtay 3. Ceza Dairesi ise AYM'nin yetkisini aştığını ileri sürerek hak ihlali kararına uymadı ve Atalay'ı tahliye etmedi.

Ayrıca Atalay'ın milletvekilliğinin düşürülmesi işlemlerinin başlaması için dosyayı TBMM'ye gönderdi. Daire, kararı veren Anayasa Mahkemesi üyeleri hakkında da suç duyurusunda bulundu. (Kısa Dalga)

Gündem