Demirtaş’tan, ‘sahte kanser ilacı’ soruları: AKP Milletvekili ve Saray’ın danışmanları bu kirli tezgahın neresinde?

Edirne F Tipi Kapalı Cezaevi’nde tutuklu bulunan eski HDP Eş Genel Başkanı Selahattin Demirtaş, sahte kanser ilacı ile ilgili iddialara ilişkin bir dizi soru yöneltti. Demirtaş, Sağlık Bakanlığı’nın “2019’da suç duyurusunda bulunulduğunu” belirtmekle yetindiği sahte kanser ilacı iddiaları için, “AKP Milletvekili, AKP yöneticileri ve Saray’ın danışmanları bu kirli tezgahın neresindeler?” diye sordu. Demirtaş, sosyal medya hesabından yönelttiği sorularını şöyle sıraladı:

“Nasıl oluyor da iddialara konu olan ve insanlıktan nasibini almamış bu ilaç çeteleri, SGK’ya bu sahte kanser ilaçlarını satabiliyor?

SGK’nın ilgili biriminin başındaki daire başkanının istifa mektubunda adı geçen ve eski ortağının tehdit ve darp etmekten savcılığa suç duyurusunda bulunduğu eski AKP milletvekili, AKP’li yöneticiler ve Saray danışmanları bu kirli tezgâhın neresindeler?İnsan yaşamının en ağır hastalıklarından biri olan kanser hastalarını, bile isteye ölüme sevk eden bu gelişmeler karşısında, hükûmet yetkilileri neden bu kadar sessiz?”

İstifa mektubuyla ifşa oldu

Demirtaş’ın sorularıyla hatırlattığı “sahte kanser ilacı” iddiası Gazeteci Murat Ağırel tarafından gündeme getirildi.

Ağırel, Cumhuriyet Gazetesi’ndeki yazısında, kan kanserinin son aşamasında kullanılan ‘İclusig’ isimli ilacın sahte çıktığını aktardı. İddiaların merkezinde, Sosyal Güvenlik Kurumu Yurtdışı Sağlık Hizmetleri’nde Daire Başkanı olarak görev yapmaktayken istifa eden Fatih Çırakoğlu’nun istifa mektubunda yer alan ifadeler yer alıyordu. Çıkaroğlu istifa yazısında, “Ben eski AKP milletvekili Şükrü Ayalan’ın Bangledeş'ten getirmeye çalıştığı 50 Euro'ya aldığı ruhsatsız ilaçları 3 bin 750 Euro'ya satmasını engellediğim için üzerimde oluşan baskıyı kaldıramıyorum” ifadelerini kullanmıştı.

Türk Tabipleri Birliği de konuyla ilgili açıklamasında sahte ilaç iddialarının araştırılmasını istemişti. TTB’den yapılan açıklamada şöyle denilmişti:

“SGK’nın bu ilaç için tedarikçi ecza depolarına 26 milyon TL, Türk Eczacıları Birliği ise 508 bin 200 avro ödediği tespit edilmiştir. Yurtdışından temin edilen ilaç için ecza deposu sahipleri ve bazı bürokratların işbirliği yaptığı, mevzuata aykırı işlemler olduğunu ve bunların müfettiş raporlarında yer almasına rağmen hâlâ herhangi bir işlem uygulanmamıştır. Dolayısıyla vatandaşların sağlıklı olması için ilaç temin etmekle görevli kurumların kamuyu büyük zarara uğrattığı görülmektedir.”