İzmir'de şiddetli yağış ve fırtına nedeniyle Alsancak, Mavişehir ve Yalı mahallelerinde deniz taştı. Deniz ve kaldırımlar ile birleşti, sitelerin bahçeleri ile iş yerlerini su bastı. İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Tunç Soyer deniz kabarması olarak adlandırılan durumun tsunami etkisi yarattığını söyledi.
İstanbul’da Caddebostan sahil şeridinde denizde dev dalgalar oluştu. Menekşe sahilinde ise denizdeki yosun ve taşlar dalgalarla sahilyoluna kadar geldi.
Yalova'nın Çınarcık ilçesinde etkili olan şiddetli yağış ve fırtına sonrası taşan deniz, kara ile birleşti. İstanbul Deniz Otobüsleri (İDO) seferleri,nden birçoğu da iptal edildi.
Deniz taşması daha önce de fırtınalı günlerde gündeme gelmişti. Ancak bu kez çok daha fazla örnekle karşı karşıya kaldı. Peki denizler neden taşıyor?
İzmir Yüksek Teknoloji Enstitüsü (İYTE) Öğretim Görevlisi Dr. Doğan Kısacık bu taşkınların yağmur suyundan kaynaklanmadığını deniz seviyesinin yükseldiğini söyledi.
Dr. Kısacık, deniz taşkını olaylarının arttığını söylüyor ve şu bilgileri verdi:
“2013’ten beri defalarca yağmur olmadan taşkın yaşandı ancak karasal bir taşkın deniz taşkınlarıyla üst üste geldiği zaman problemi büyütüyor. Taşkın sıklığında bir artış var bu küresel ısınma ve iklim değişikliği etkisi. Kıyı korumaların direnci belirlenirken bu etkenlere bakılarak projelendirme yapılmalı.
"Denizdeki ölçümlere baktığımızda basınç değişimi gözleniyor. Alçak basınç 985 milibarlara kadar düştü. Bu da bizim ölçümlerimize göre su seviyesinde 60-70 santimetre civarında su seviyesi yükselmesine sebebiyet veriyor.
Buna ek olarak önce güneyli sonra da batılı rüzgarlar Ege Denizi’nde körfezin içerisine doğru sıkıştırıyor. Bu da fırtına kabarması denilen su seviyesi yükselmesine sebebiyet veriyor. Aynı rüzgârlar körfez içerisinde yüksek dalgaların oluşmasına neden oluyor. Bu dalgalar kırılma nedeniyle kıyı çizgisinde kabarmaları meydana getiriyor. 75-95 cm aralığında değişen su seviyesi yükselmesi itibariyle meydana geldi. Hem kuzey hem de güney ile iç körfezde ciddi hasara sebebiyet verdi."
"Hemen çözüm bulabilecek şeyler değil bunun için yapısal değişim gerek. İşin içerisinde bir de gel git durumu var. Bu yaşadığımız kötü bir senaryo değil bundan daha da kötü senaryolar yaşayabiliriz. Yaklaşık 30 cm’de gel git yaşandı. Gelgitin en yoğun olduğu zaman ile fırtınanın en yoğun olduğu zamanın çakışması demek yaklaşık bir metre bir metre 15 cm su seviyesinin artması demek. Bu durum da yaşadığımızın daha da şiddetlisini yaşamamız demek."
"Ayrıca dalga olarak da bir buçuk metrenin yukarısında kıyı çizgisine yakın yerlerde olma ihtimali var. Hem bu dalgayı hem de 1,15 cm su seviyesi değişimini hesaba katan kıyı koruma yapısını mutlaka hayata geçirmemiz gerek. Bu bahsettiğimiz güncel yaşadığımız taşkınlardan yola çıktığımız hesaplamalar ancak küresel ısınmanın, iklim değişikliğinin etkilerini hesaba katarsak yaklaşık bunun üzerine en iyi 30 cm su seviyesinde değişimi koymamız gerek. Önümüzdeki 50 ve 100 yılı hesaba katarak düzenlemeleri yapmamız gerek."
Ne yapmalı?
Önümüzdeki günlerde yapılacak koruma kanunları bu veriler ışığında ortaya çıkar. Bir de körfez koruma kanunu yapmamız gerek. Dik ve eğimli duvar yapısı sahil şeridinde hakim ancak yaşadığımız olaylar her iki yapının da yetersiz olduğunu bize gösterdi. Dalga aşım miktarlarının gelen dalgaların enerjisini azaltma yönünde çalışmalar düzenlenmekte. TÜBİTAK ile yaptığımız çalışmalar sonucunda Büyükşehir Belediyesi de bizlere desteklerini sunuyor…” (ANKA)