Deprem bölgesi seçim sonrası unutuldu mu?

Deprem bölgesi seçim sonrası unutuldu  mu?
6 Şubat depreminin üzerinden geçen aylara rağmen bölgede hala pek çok sorun devam ediyor. Bunların başında su ve barınma sorunu gelirken yardımların da ciddi bir şekilde azalması depremzedelere unutulduklarını düşündürtüyor.

ESRA TOKAT


6 Şubat’ta meydana gelen Kahramanmaraş merkezli depremler 7. ayına girdi. Depremden başta Hatay, Adıyaman ve Kahramanmaraş etkilenirken toplamda Adana, Diyarbakır, Gaziantep, Kilis, Malatya, Osmaniye, Şanlıurfa ve Elazığ’ın da olduğu 11 il ciddi ölçüde hasar gördü.

Hasar gören bu kentlerde pek çok sivil toplum örgütü dayanışma için faaliyetlerde bulundu. Bunların arasında ihtiyaçların haritalanması, toplanması ve dağıtılması, aş evleri, psikolojik destekler, eğitim gibi pek çok faaliyet yer aldı. Öte yandan depremin ilk haftasında deprem bölgesine yardım ulaştıramayan hükümet de tüm bu süre boyunca eleştirildi.

Deprem bölgesindeki yardım faaliyetlerini CHP Kahramanmaraş Milletvekili Ali Öztunç, Yeşil Sol Parti Adana Milletvekili Tülay Hatimoğulları, Emek Partisi (EMEP) Gaziantep Milletvekili Sevda Karaca Demir ve Türk Tabipleri Birliği (TTB) Hatay Koordinatörü Dr. Ali Kanatlı değerlendirdi.

İhtiyaçlar ilk günkü gibi aciliyetini koruyor

"Devlet vatandaştan gelen yardımları depoladı ve stok yaptı, seçim döneminde oy almak için dağıttı" diyen CHP'li Öztunç "Bu stoklar da bitti şimdi hiç kimseye hiçbir yardım gitmiyor" diye konuştu. Bölgedeki temel ihtiyaçların ilk günkü gibi aciliyetini koruduğunu vurgulayan YSP'li Hatimoğulları ise "Ne yazık ki deprem bölgesini anlayan, kamucu bir anlayış yok. Bunun da bedelini deprem bölgesinde yaşayanlar çok ağır ödüyor" ifadelerini kullandı.

Tarikat ve cemaat faaliyetleri

EMEP vekili Karaca da bölgede demokratik kitle örgütlerinin dayanışma faaliyetlerinin engellendiğini kaydetti ve bölgedeki tarikat ve cemaatlerin faaliyetlerine "Tarikat ve cemaate bağlı vakıflar adeta Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı ile deprem bölgesinde ihya edilmiş durumda. Devletin yapması gereken kamusal hizmetler bunlara devredilmiş durumda" sözleriyle dikkat çekti. TTB'den Kanatlı ise deprem bölgesindeki belediyelerin çalışmalarının önemini belirtti ve "En az 3-5 ay daha diğer belediyelere başta Hatay’ın ve depremden etkilenen diğer illerin ihtiyacı var" diye konuştu.

Öztunç: ‘Devlet vatandaştan gelen yardımları depoladı ve stok yaptı, seçim döneminde oy almak için dağıttı’

“Deprem bölgesinde yardım falan kalmadı” diyerek sözlerine başlayan CHP Kahramanmaraş Milletvekili Ali Öztunç, “İlk zamanlarda vatandaşlar Türkiye’nin ve dünyanın dört bir yanından duyarlılık gösterdiler ve yardım gönderdiler. Zamanla bu yardımlar azaldı ama devlet de yardımlarını kesti. Devlet o dönemde vatandaştan gelen yardımları depoladı ve stok yaptı. Bunları bugün için kullanması gerekirken seçim döneminde bunları insanlara oy almak için rüşvet gibi dağıttılar. Bu stoklar da bitti şimdi hiç kimseye hiçbir yardım gitmiyor” dedi.

oztunc.jpeg
CHP Kahramanmaraş Milletvekili Ali Öztunç

‘Bakanlar boş geliyor, dolu gidiyor’

“28 Mayıs’ta seçim yapıldı, 30 Mayıs’ta Kızılay çadırlarını söktü, yemek vermeyi kesti” diyerek bölgedeki duruma tepki gösteren Öztunç şunları söyledi:

“İşleri bitti, oyları aldılar sonra da dönüp bir daha bakmadılar. Maraş’a her gün b,r bakan geliyor bir bakan gidiyor. Bunlar boş geliyorlar dolu gidiyorlar. Yani Maraş’a yönelik herhangi bir yatırım ve çalışmalarla gelmiyorlar. Ama giderken bagajlarını tarhana ile dondurma ile yöresel ürünler ile doldurup gidiyorlar. Maalesef sahipsiz kaldı buralar, hiç umurlarında değil.”

‘İkinci büyük depremi seçimden sonra yaşadık’

“Kamyon kamyon oy aldılar bu bölgeden yüzde 70’in üzerinde. Maraş’ta milleti kandırdılar sonra arkalarına bile bakmadılar. Burada çok büyük bir su krizi var. Tankerle su taşınıyor ama yetmiyor. Evlerde su akmıyor, köylerde su akmıyor. Su krizi insanları ciddi manada perişan etmiş durumda. Neticede deprem vurdu, depremden sonra da su sorunu bölgeyi kırmaya başladı. Depremden sonra hükümetin burada insanlara ilgisizliği vatandaşı bitirmeye başladı, ikinci büyük depremi de seçimden sonra yaşadık.”

‘Televizyonda deprem için toplanan parayı seçimde yediler’

Demokratik kitle örgütleri ve sivil toplumun da bölgedeki yardımının oldukça azaldığını ifade eden Öztunç, “Bir yandan da kriz var. Onlar da yapamıyor. Çünkü asıl yapması gereken devlet. Bu hiç de zor değil ama umurlarında değil. Depreme vakit ayırmıyorlar. Bu bölgenin kalkınması için depremden sonra televizyonda toplanan yardımlar bile yeterli ama bu paraları seçimde yediler. Onlar için her şey seçimlerdi, seçimleri tekrar almaktı. Şimdi vatandaş ölmüş bitmiş, dağılmış, perişan olmuş hiç umurlarında değil” sözleriyle değerlendirmesini bitirdi.

Hatimoğulları: ‘Yerellerde kurulan dayanışma ağları etkili’

Yeşil Sol Parti Milletvekili Tülay Hatimoğulları ise depremin yaşandığı ilk zamanlarda toplumsal dayanışma ağlarının Türkiye genelinde ve yurt dışında epey güçlü olduğunu belirtti ve “Tabi zaman geçtikçe bu ağlar zayıfladı. Fakat yerellerde belli başlı bölgelerde çok güzel dayanışma ağları kurulmuş yerelin kendisinin kurduğu. Mesela Hatay’da ‘Hatay Deprem Dayanışma’ gibi ağlar, Adana’da Mersin’de kurulan ağlar etkili. Bölgede hala içme suyu ve hijyen ihtiyacı ciddi. Bu ağlar ihtiyaç duyulduğunda dışarı ile iletişim kurarak bu ihtiyaçları sağlamaya çalışıyor” bilgisini verdi.

tulay.png
Yeşil Sol Parti Adana Milletvekili Tülay Hatimoğulları

‘İnsanlar unutulduklarını düşüyorlar’

Bu ağların sayısı az etkileri ise kısıtlı olsa da deprem bölgesini unutturmamak adına çok önemli olduklarını vurgulayarak şunları söyledi:

“Hala Türkiye ve dünya kamuoyuna sıcağı sıcağına burada yaşanan sorunları, dayanışma talebini aktarabilme adına yaptıkları çalışmalar hakikaten çok önemli. Sonuçta toplumsal dayanışma ağlarının sınırları ve olanakları kısıtlıdır. Ancak ne yazık ki yeterli değil, daha da güçlendirmemiz gerekiyor bu ağları. Deprem bölgesinin unutulmaması adına bu çok önemli. Özellikle yıkımın yoğun yaşandığı bölgelerde normal bir hayata dönüş olamıyor çünkü hayatı sürdürecek kent kalmadı.”

“İnsanlar burada yaşadıkları sıkıntılar nedeniyle unutulduklarını düşünüyorlar. Başlangıçta yardımlar çok geldi ama şimdi azaldı şimdi gündem bile olmadıklarını düşünüyorlar. Ayrıca bölgede temel ihtiyaçlar ilk günkü gibi aciliyetini koruyor. Konteynerler az, insanlar hala bu sıcakta çadırlarda kalıyor.”

‘İktidar seçim yatırımı gibi düşündü’

Devletin yardımlarının seçimden sonra ciddi ölçüde azaldığını vurgulayan Hatimoğulları, “Aş evlerinin çoğu seçimden sonra tek tek çadırlarını söküp gitti. Hem belediyelerin kurmuş olduğu aş evleri hem de AFAD’ın kurmuş olduğu aş evlerinin önemli bir kısmı bölgeden ayrıldı. Oysa bu yemek desteğinin ne olursa olsun devam etmesi gerekirdi. Normal şartlarda kent hayatı yeniden başlayana kadar, insanlar normal hayatlarına dönene kadar bunun sürdürülebilir olması gerekir. Ama iktidar bunu seçim yatırımı gibi düşündü. Seçim bitti şimdi çekildiler. Belki yerel seçimler geliyor diye tırnak içinde söylüyorum birkaç şey yapacaklar göstermelik, diyecekler ki ‘biz depremin yaralarını sardık.’ Bu da seçim yatırımı olacak. Etik olan, ahlaki olan kamunun bunu bir görev olarak yapması ama ne yazık ki yapmıyor. Ne yazık ki deprem bölgesini anlayan, kamucu bir anlayış yok. Bunun da bedelini deprem bölgesinde yaşayanlar çok ağır ödüyor.”

‘Bu bir siyasi faaliyettir’ denilerek engellemeye çalışılıyor'

Bölgede demokratik kitle örgütlerinin dolaylı olarak ciddi bir şekilde engelleme ile karşı karşıya kaldıklarını bildiren Hatimoğulları, “Buraya çadır kuramazsınız, burası uygun değil’ gibi dolaylı yollarla müdahale çok gördüm çünkü direk olarak müdahaleye ‘deprem bölgesine gelen yardımlar engelleniyor’ gibi bir izlenim yaratmamak için çok başvurmuyorlar. Ama sudan bahanelerle bu ağları çadırkentlerden ve konteynerlerden uzaklaştırmak istiyorlar. Ayrıca bazı faaliyetler de örneğin kadın atölyeleri, çocuk atölyeleri ‘bu bir siyasi faaliyettir’ denilerek engellemeye çalışılıyor. Öte yandan bazı konteyner ve çadırkentlere de ‘buraya giriş yasak’ denilerek bir kamp sistemi kurarak engellemeye çalışıyorlar” dedi.

Karaca: ‘AFAD tek yetkili’ denilerek çadırımız yerinden söküldü’

EMEP Gaziantep Milletvekili Sevda Karaca Demir, “Depremin ilk günlerinde yetişmeyen ihtiyaçları ve var olan ihtiyaçları gidermek için adım dahi atmayan devlet, halkın ve demokratik kitle örgütlerinin, siyasi partilerin deprem bölgesindeki yardımlarını AFAD eliyle ortadan kaldırmaya çalıştı” diyen Karaca “Örneğin Ekmek ve Gül’ün ‘Kız kardeşlik Köprüsü’ olarak deprem bölgesi için başlattığı kadınların ve çocukların ihtiyaçlarını gidermek için kurduğumuz dayanışma ‘Bu bölgede tek yetkili AFAD’ denilerek engellenmek istendi. İskenderun’da kadın sağlığı çadırı ve çocuklar için kurduğumuz etkinlik alanı da aynı şekilde yerinden söküldü. Malzemelerimizin ise bir depodan dağıtılması adına çeşitli zorluklar yaşatıldı” bilgisini verdi.

sevda-karaca.jpeg
Emek Partisi (EMEP) Gaziantep Milletvekili Sevda Karaca Demir

‘Köle kampı muamelesi’

Bu gibi örneklerin çokça yaşandığını ifade eden Karaca, “Hala özellikle seçimlerden sonra azalan ama halkın dayanışmasıyla devam eden çeşitli dayanışma örnekleri var. Bütün bunlar irili ufaklı engellerle yine karşılaşıyorlar. Halkın dayanışmasını engellemek isteyen devlet konteyner kentlere, çadır kentlere bir köle kampı muamelesi yaparak demokratik kitle örgütlerinin yürütmek istedikleri çalışmalara izin vermiyor” dedi ve şunları söyledi:

‘Devletin yapması gereken kamusal hizmetler tarikat ve cemaatlere bağlı vakıflara devredilmiş durumda’

“Ama biz deprem bölgesinde özellikle göçmenler ve mültecilerle ilgili çadır kentlerde ya da yoksulların kaldığı konteyner kentlerde ‘İlim Yayma Cemiyeti’ adı altında, ‘Özgür Suriye Doktorları’ adı altında çok çeşitli grupların da cirit atıklarını gözlemledik. Tarikat ve cemaate bağlı vakıflar adeta Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı ile deprem bölgesinde ihya edilmiş durumda. Devletin yapması gereken kamusal hizmetler bunlara devredilmiş durumda. Bunlarla imzalanan protokollerle devletin yerine getirmesi gereken görevler tarikat ve cemaatlere taşere edilmiş durumda. Burada dolayısıyla demografik yapı değişiminin, muhafakarlaştırma operasyonu, tarikat ve cemaatleştirme operasyonunun da bir unsuru olarak depremzedelerin ihtiyaçlarının, depremzedelerin ihtiyaç duydukları gündelik beslenme ve barınma gibi olanaklarının da bunlara devredildiğini görüyoruz.”

Kanatlı: ‘Seçimden sonra görülmeyecek kadar azaldılar’

Türk Tabipleri Birliği Hatay Koordinatörü Dr. Ali Kanatlı da bölgeye gelen yardımların dibe indiğini belirterek “Hatay unutuldu” dedi.

Kanatlı, “Depremin ilk dönemi yardım geldi. Su yardımı, gıda yardımı, sağlık yardımı, psikolojik destek gibi faaliyetler vardı. Arıtma desteği bile verilmişti. Sivil toplum örgütleri ve demokratik kitle örgütleri de ilk aylar bölgedeydi. Faaliyetleri 3. aya kadar devam etti. 14 Mayıs’tan sonra bölgeden yavaş yavaş çekilmeye başladılar. 28 Mayıs’taki ikinci tur seçiminden sonra ise görülmeyecek kadar azaldılar” bilgisini verdi.

ali-kanatli.jpg
Türk Tabipleri Birliği Hatay Koordinatörü Dr. Ali Kanatlı

Belediyelerin de bölgeden çekildiğini kaydeden Kanatlı, “Belediyeler de çekilince Hatay’ın alt yapısı felç oldu. Onlar da seçimlerle birlikte bölgeden ayrıldılar. İBB’nin desteği sürüyor ancak yeterli değil. Mesela yaza girerken bölgeyi ilaçlamak için belediye araçlarına ihtiyaç duyduk ama yoktular” dedi ve şunları ekledi:

‘Belediyelere en az 3-5 ay daha ihtiyaç var’

“Belediyelerin kanalizasyon ve alt yapı desteğine bölgede ihtiyaç var. Enkazlar kaldırılırken bölgenin sulanması için araçlara ihtiyaç var. En az 3-5 ay daha diğer belediyelere başta Hatay’ın ve depremden etkilenen diğer illerin ihtiyacı var. Yemek dağıtımı da artık kentte sadece birkaç noktada devam ediyor. Çadırda yemek yapmak riskli, zor ve hijyenik değil. Vatandaşların yemek sorunu için bu yüzden dağıtımın devam etmesi gerekiyor.”

‘Bebekler ve çocuklarda gıda eksikliğine bağlı gelişememe gibi sorunlar ortaya çıkabilir’

“İnsanların özellikle Antakya’da gıda alacağı bir yer yok. Kentin yüzde 90’ı yok oldu. Bu yüzden bu aş evleri geri açılmazsa yakın zamanda bölgedeki bebek ve çocuklarda gıda eksikliğine bağlı yeterli gelişmeme gibi sorunlar ortaya çıkabilir. Çünkü gelişme çağındaki çocukların daha fazla proteine ihtiyaçları var. Desteklerin devam etmesi şart. Devam edecek olan destekler de düzenli ve devamlı olmalı.”

Özel Haber