"Deprem bölgesinde ihaleleri alan şirketlerin çoğu AKP döneminde zenginleşen şirketler"

"Deprem bölgesinde ihaleleri alan şirketlerin çoğu AKP döneminde zenginleşen şirketler"
TMMOB Mimarlar Odası Ankara Şubesi Yönetim Kurulu Üyesi Yüksek Mimar Nihal Evirgen, deprem bölgesinin yeniden inşa sürecini Kısa Dalga Podcast'te Esra Tokat'a değerlendirdi.

Kahramanmaraş, Malatya, Hatay, Osmaniye ve Adana’da depremden sonra başlayan yeniden inşa sürecinde ihalelerin kime verildiğini araştıran TMMOB Mimarlar Odası Ankara Şubesi Yönetim Kurulu Üyesi Yüksek Mimar Nihal Evirgen “İhaleleri alan bu şirketlerin bir çoğu AKP döneminde yani son 20 yılda zenginleşen şirketler” tespitinde bulundu.

'Günümüzde kamu ihaleleri ile zenginleşen, 5’li çete olarak anılan şirketler...'

Deprem bölgesinde ihaleleri alan şirketlerin önceki projelerini ve şu an yürütmekte oldukları projelerini incelediğinde bölgede kamusal yarar güdülmekten oldukça uzak olunduğunu ifade eden Evirgen, "İhaleleri alan firmaların projeleri kapitalist kentselleşmenin örneklerini içeren projelerden oluşuyor. Yerli bir dönüşüm yerine insanların artık orada barınamayacakları çok daha pahalı lüks konutlara, AVM’lere yer açan, rant odaklı örnekleri görüyoruz. Öte yandan ihaleleri alanların daha çok günümüzde kamu ihaleleri ile zenginleşen, 5’li çete olarak anılan şirketlerden olduğunu görüyoruz. Böylesi büyük bir yıkım ne yazık ki kar için fırsat olarak değerlendiriliyor ve kamusal faydanın da oldukça geri planda olduğunu görüyoruz” diye konuştu ve şunları söyledi:

Şehir hastaneleri ve Kanal İstanbul'da görev alan şirketler

En çarpıcı noktalardan birisi de ihaleyi alan şirketlerin bir çoğunun özellikle AKP döneminde yani 2000’ler sonrası son 20 yılda zenginleşen ve bu son 20 yılda çoğunluğu kamu ihaleleri ile büyük projelere imza atan, uluslararası alanlarda projelere başlayan ve doğrudan Cumhurbaşkanlığı eliyle ödüllendirilen firmalar. Esasında hem meslek örgütleri hem de kent ve çevre mücadelesi veren kurumlar ve inisiyatifler olarak çokça bildiğimiz 'mega' projeleri yapan firmalar oldukları görülüyor. Örneğin şehir hastanelerinin İngiltere’den Türkiye’ye getirilmesini sağlayan ofisler bunların arasında ya da Kanal İstanbul’un yapımı sırasında projeleri alan firmalar var bunların arasında.”

Deprem bölgesindeki ihale süreci: “Asla şeffaf olarak yürütülmüyor”

Deprem bölgesindeki ihale sürecinin asla şeffaf olarak yürütülmediğinin altını çizen Evirgen, “Bu ihale süreçlerini kimse bilmiyor. İhalelerin nasıl gerçekleştiğine dair ne yazık ki bir veri yok. 6 Şubat’ta gerçekleşen depremin ardından Şubat ayı sonlanmadan kimlerin burada iş yapacağına ilişkin sonuçlar açıklandı” dedi.

Geçici barınma ünitelerinin çok sağlıklı bir şekilde kurulması gerekiyordu”

Deprem bölgesinde ilk günden bu yana söylüyoruz; geçici barınma ünitelerinin çok sağlıklı bir biçimde kurulması gerekiyordu. Bizim ülkemizde en büyük atlanan adımlardan biri bu. Zaten 1 yıl içerisinde 650 bin konut inşa edeceğiz iddiasıyla yola çıkan Çevre ve Şehircilik Bakanlığı’nın depremin 7’nci ayınd abu hedefin çok gerisinde olduğunu görüyoruz, bunu tahmin etmek de zaten zor değildi. Buna rağmen bu iddianın yerine biz geçici barınmaya dair bir takım çalışmalar yapıyor olsaydık çok daha ileri bir seviyede insanların hem barınma açısından çok daha nitelikli alanlarda yaşamasını sağlayabilirdik.”

İlgili makaleye buradan ulaşabilirsiniz.

Gündem