Deprem sonrası Suriye'ye yardım neden gecikti?

Deprem sonrası Suriye'ye yardım neden gecikti?
Kahramanmaraş merkezli depremlerden etkilenen Suriye'nin kuzeyine uluslararası yardımların gönderilmesinde geç kalındı. Peki bunun sorumluluğu kime ait? Yardımlar neden gecikti?

2022/10/30/dw-serit.jpg

CATHRIN SCHAER

Suriye'nin kuzeyindeki Afrin ilçesine bağlı Cinderes beldesinde yaşayan Ramazan Hilal, 6 Şubat'taki deprem başladığı zaman ailesi ile birlikte panik içinde evden dışarıya fırladığını anlatıyor. DW'ye konuşan Hilal, "Herkes yalın ayaktı. Yanımıza hiçbir şey alamadan, yaralı olarak, canımızı kurtarmak için kaçtık" diye konuşuyor.

Depremden iki hafta sonra da Hilal ailesinin durumu pek değişmedi. Cinderes, Suriye'nin kuzeyinde depremlerin en ağır yıkıma yol açtığı bölge. Suriye'deki iç savaş nedeniyle yedi yıl önce Halep'i terk etmek zorunda kalan Hilal ailesi şimdi de yıkılan evlerinin yanında kendilerinin yaptığı derme çatma çadırda kalıyor. Ramazan Hilal evin yıkıntılarının çökme tehlikesine rağmen, işe yarayacak eşyaları evden kurtarmaya çalıştığını söylüyor. "Şu anda içinde yaşadığımız çadır için direkleri ödünç almak zorunda kaldım, kumaşı ise kendim satın aldım" diyen Hilal, "Bugüne kadar hiçbir yardım almadık" ifadelerini kullanıyor.

Bölgeye ilk yardım konvoyları depremden dört gün sonra ulaşmaya başladı. Oysa yardımlar felaketten önce yola çıkmışlardı. Çadır, ilaç, gıda ve gereken diğer malzemelerle yüklü yardım konvoyları ise ancak geçen hafta bölgeye ulaşabildi.

Depremlerin ardından İdlib bölgesindeki Sarmada kentinde arama kurtarma çalışmaları - (06.02.2023)

Beyaz Baretliler İdlib bölgesindeki Sarmada'da arama kurtarma çalışmalarına katıldı - (06.02.2023) Fotoğraf: Omar Albam

Ramazan Hilal gibi bölge sakinleri, kışın soğuğuna rağmen hayatta kalmaya çalışırken, yardımın çok geç kaldığını ve yetersiz olduğunu söylüyor. Enkazın altından insanları çıplak ellerle kurtarmaya çalışan arama kurtarma ekiplerinin hikâyeleri son günlerde bölgede yayılıyor. Ancak enkaz altında kalan insanların sesleri çoktan kesildi, onlar için her türlü yardım geç kaldı.

Yardımın gönderilmesinde neden geç kalındı?

Bölgede, Suriye'deki iç savaştan kaçan çoğunu Suriyelilerin oluşturduğu yaklaşık 4 milyon kişi yaşıyor. Söz konusu bölge, Suriye hükümetine karşı savaşan farklı grupların kontrolünde bulunuyor. Uzun yıllardır süren çatışmalar, geçici yönetimler ve Suriye ile müttefiki Rusya'nın altyapıya yönelik saldırıları nedeniyle sağlık hizmetleri veren tesisler ve acil yardım deprem öncesinde de ya sıkıntı yaşıyordu ya da yok olmuştu. Deprem felaketi öncesinde de bölgede yaşayan insanlar hayatta kalabilmek için uluslararası yardıma muhtaçtı.

Suriye'deki muhalif güçlerin kontrolündeki bu bölgeye yardım ulaştırmak uzun süredir siyasi bir konu. Beşar Esad liderliğindeki Suriye hükümeti bölgeye yapılacak insani yardımın Şam üzerinden yürütülmesinde ısrarlı bir tutum izliyor. Ancak Esad, uluslararası yardımı bugüne kadar kendisi ve destekçilerini zenginleştirmek için kullanırken, muhaliflerin kontrolündeki bölgelerde ise yardımın kesilmesini sağladı. Bu nedenle de Birleşmiş Milletler (BM) ve insani yardım kuruluşları iç savaşın başından bu yana yardımın Şam'ın onayı alınmadan, Türkiye sınırı üzerinden doğrudan muhaliflerin kontrolündeki bölgelere gönderilmesinde ısrar ediyor.

Son yıllarda bölgeye gönderilen yardımın büyük kısmı doğrudan Türkiye üzerinden ulaştırıldı. 2014 yılında BM Güvenlik Konseyi, Suriye'nin kuzeyine yönelik yardım kararlarına müdahil oldu. Güvenlik Konseyi, BM bünyesindeki yardım kuruluşlarının ve ortaklarının Şam'ın onayı olmaksızın Türkiye'den iki, Ürdün ve Irak'tan birer sınır kapısı olmak üzere toplam dört sınır kapısı üzerinden bölgeye yardım gönderilmesi kararı aldı.

Ancak 2014 yılından beri Rusya'nın Beşar Esad'a verdiği askeri desteğin artması ve 2022'de Rusya'nın Ukrayna'ya saldırmasıyla Güvenlik Konseyi'nde yaşanan gerilim durumu dramatik bir şekilde değiştirdi. Rusya'nın Esad rejimini desteklemek ve Güvenlik Konseyi'nin diğer üyelerinden tavizler almak için BM Güvenlik Konseyi'ndeki daimi üyeliğini kullanmasıyla Suriye'nin kuzeybatısına sınır ötesi yardım siyasi bir pazarlık kozu haline geldi. Oluşan bu baskı nedeniyle BM Güvenlik Konseyi 2020 yılından bu yana sadece Türkiye-Suriye sınırı üzerinden yardım konvoylarının gönderilmesine izin veriyor.

Sorumlu kim?

6 Şubat'ta Kahramanmaraş merkezli depremler meydana geldiğinde Suriye'nin kuzeyindeki yardım durumu işte böyleydi. Esad rejimi, 13 Şubat'ta Türkiye sınırındaki iki kapının daha üç ay süreyle açılmasına izin verdi. Beşar Esad'ın destekçileri uluslararası yaptırımlar nedeniyle bölgeye yardım ulaşmasında geç kalındığını savunurken, durumu eleştirenler ise Suriye hükümetinin siyasi nedenlerle bu kararı almakta geciktiğini öne sürüyor.

İdlib'deki bir hastanede tedavi edilen yaralı depremzedeler

İdlib'deki bir hastanede yaralı depremzedeler de tedavi ediliyor Fotoğraf: Omar Elbam/DW

İtalya'daki Avrupa Üniversite Enstitüsü'nden Suriye uzmanı Joseph Daher Washington Post gazetesine yaptığı açıklamada sınırların açılmasının "rejime kendi siyasi amaçları için yaşanan trajediyi araçsallaştırma imkanı verdiği" değerlendirmesinde bulundu.

Uluslararası insan hakları kuruluşu Refugees International'dan Jesse Marks da, "Suriye hükümetinin kontrol alanını genişletmek için krizleri kullanmak istediğini ve bunu yaptığını defalarca gördük" şeklinde konuştu.

Birleşmiş Milletler geç mi kaldı?

Suriye'nin kuzeyine yardımın gecikmesinde BM'nin suçu bulunduğunu öne sürenler de var. Türk hükümeti 8 Şubat'ta bölgeye yardım gönderilmesi için iki sınır kapısının daha açılmasına izin verirken, BM Suriye hükümetinin onayını bekleme kararı aldı.

BM'nin Suriye'ye gönderdiği yardım konvoyunu oluşturan tırlar - (09.02.2023)

BM'nin gönderdiği yardım konvoyu 9 Şubat'ta Cilvegözü Sınır Kapısı'ndan geçerek Suriye'ye ulaştı Fotoğraf: OMAR HAJ KADOUR/AFP/Getty Images

Suriyeli yardım kuruluşu Beyaz Baretlilerin yöneticisi Raed Saleh, BM'ye yardımın neden zamanında ulaşmadığını sorduğunda "bürokrasi" nedeniyle yanıtı aldığını yazdı. Saleh geçen hafta CNN için yazdığı yorumda "Son yıllarda dünyada yaşanan en ölümcül felaketlerden biri karşısında BM bürokrasinin esiri oldu" ifadelerini kullandı.

Sivil toplum kuruluşu Syrian Legal Development Programı'nın kurucusu, avukat İbrahim Olabi de DW'ye yaptığı açıklamada, BM'nin "bir açmazda" olduğunu dile getirdi. Olabi, sınır kapısının açılması veya Güvenlik Konseyi'nin yetki vermesi gibi konuların arkasındaki karmaşık siyasi meseleleri BM'nin görmezden gelmesi halinde, Şam ile ilişkileri riske atabileceklerini ve bu durumda da bölgede çalışamayabilecekleri değerlendirmesini yaptı.

ABD'de yayınlanan dış politika dergisi New Lines Editörü Muhammad Idrees Ahmad ise yazdığı yorumda, "Sınırın açılması konusunda gereksiz bir izni alma ve sonra da bunu diplomasinin zaferi olarak sunma amacıyla BM'nin bir hafta boyunca beklemesi için hiçbir neden yoktu" ifadelerine yer verdi. Ahmad, BM'nin tavrı için "Ukrayna'ya yardım etmek için Rusya'ya iznini sormak gibi" benzetmesi yaptı.

Diğer uluslararası kuruluşlar da benzer tepkiler gösterdi. İnsan Hakları İzleme (HRW) örgütü de geçen hafta yaptığı açıklamada, BM'ye tepki göstererek, "Suriye'nin kuzeybatısında muhaliflerin kontrolündeki bölgeleri ciddi şekilde etkileyen depremler için insani yardım sağlanmasında gecikmenin Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi'nce Suriye'de kurulan sınır ötesi yardım mekanizmasının yetersizliğini ve alternatif seçeneklere duyulan acil ihtiyacı gösterdiğini" belirtti.

Felaketten yarar sağlayanlar

Suriye'nin kuzeyine depremden etkilenen bölgelere yardım ulaştırılmasının gecikmesinin tek nedeni BM'nin Şam'ın kararını beklemesi değil. Hükümetin kontrol ettiği bölgelerden gönderilen bazı yardım konvoyları da muhalif gruplar tarafından engellendi.

İnsan Hakları İzleme örgütü, Suriye'nin kuzeyinde büyük ölçüde kontrolü elinde bulunduran silahlı Heyet Tahrir Şam gibi grupların yıllardır kendilerini bombalayan, aç bırakan ve vuran bir hükümetten herhangi bir yardımı kabul etmedikleri için yardım tırlarını geri gönderdiğini bildirdi. Suriye'nin kuzeyindeki Türkiye destekli gruplar da benzer bir tutum izledi.

Bunun yanı sıra bazı bağımsız silahlı grupların kendi kontrol noktalarından geçen yardım malzemelerinin bir kısmını alarak bölgelerinde insanlara dağıttığına dair haberler de geliyor. Bu deprem öncesinde de rastlanan bir uygulamaydı.

Suriye hükümetinin de bölgede yağma benzeri bir yönteme başvurduğu iddia ediliyor. Bölgede çalışan bir yardım görevlisinin İnsan Hakları İzleme örgütüne aktardığına göre, muhaliflerin kontrolündeki bölgelere gönderilen Suriye yardım konvoyu yerel yetkililer tarafından engellenerek, ancak yükünün yarısını boşaltması karşılığında yoluna devam edebildi. Daha sonra sosyal medyada dolaşan görüntülerde, Şam ve Suriye'nin diğer kentlerinde satışa çıkartılan Suriye Kızılay'ı ve BM logolu yardım paketleri görüldü.

Abone Ol

İyi gazetecilik posta kutunda!
Güncel haberler, haftalık ekonomi bülteni ve Pazar derginiz Plus’ı email olarak almak için abone olun.

Dünya