İktidarın deprem bölgesi vaatleri: Yapılanlar ve yapılmayanlar...

İktidarın deprem bölgesi vaatleri: Yapılanlar ve yapılmayanlar...
Molozlar, enkazlar, suya erişim ve barınma sorununun devam ettiği deprem bölgesinde yurttaşlara vaat edilen sözler ne kadar tutuldu? Neler yapıldı? Neler eksik bırakıldı?

6 Şubat’ta Kahramanmaraş merkezli meydana gelen depremlerin üzerinden neredeyse 6 ay geçti. Bu süre içerisinde AKP hükümeti ve Cumhurbaşkanı Erdoğan tarafından deprem bölgesine ve depremzedelere pek çok vaatte bulunuldu.

'319 bin konutu 1 yıl içinde teslim edeceğiz'

Depremden sonra yaptığı her konuşmasında Erdoğan bir yıl içinde bölgenin tamamındaki konut ihtiyacını çözecek sayıda, kaliteli ve güvenli yapının inşasını tamamlayacağı sözünü verdi. Hatta Malatya’da yaptığı bir konuşmada Erdoğan, "Amacımız 319 binini bir yıl içinde teslim edecek şekilde, 650 bin yeni konut ve köy evi yaparak şehirlerimizi normal hayatlarına döndürmektir" demişti. Ancak Mayıs ayında dönemin Çevre ve Şehircilik Bakanı Kurum yaptığı paylaşımda deprem bölgesinde yapımına başlanan konut sayısının 144 bine ulaştığını bildirmişti. Ama ne kadar konutun yapımının tamamlandığı bilinmiyor.

İkametgah sorunu nedeniyle destek alamayan yurttaşların sorunu çözülmedi

Çadır, konteyner, prefabrik yapılarla, yurtlarla, bu amaçla tahsis edilen otel odaları ve kamu misafirhaneleriyle depremzedelerin geçici barınma ihtiyaçlarına cevap verilmesi planlandı. Depremde bu destekler kısmen sağlanırken ikametgahları deprem sırasında oturdukları evle farklı olan pek çok depremzede bu haklardan mahrum bırakıldı. Bölgede bu sorunlar sürekli olarak dillendirilirken konuya dair herhangi bir adım atılmadı. Ayrıca şu an KYK yurtlarında kalan depremzedeler de buralardan çıkartılıyor. Ancak çıkartılan depremzedelerin nereye yerleşecekleri ya da yerleştirecekleri ise bilinmiyor.

Öte yandan ilk etapta, oturulamaz hâle gelen hane başına 15 bin lira taşınma ve 5 bin lira ile 2 bin lira arasında kira yardımı, ayrıca yine hane başı 10 bin lira destek yardımı yapılacağı da söylenen vaatler arasındaydı. Nakdi destek yardımlarının çoğu depremzedelere verildi. Ancak burada da ikametgahı farklı yerlerde olan yurttaşlar bu haktan faydalanamadı.

Deprem bölgesi başta olmak üzere 10 bin yeni akıllı ve yeşil imalathanenin yapılması da vaatler arasındaydı. Ancak bu vaate dair açıklandığı günden sonra herhangi bir gelişme yaşanmadı.

Çiftçilere yönelik vaatler

Erdoğan, 3 ay önce Gaziantep Nurdağı’nda yaptığı konuşmasında çiftçilere yönelik açıklamalarda da bulunmuş ve “Afet alanlarında hayatını sürdürecek çiftçilerimize Ziraat Bankası vasıtasıyla sıfır faizli hayvancılık kredileri verecek hayvan ve yem alımlarını destekleyeceğiz. Böylece ahırlar dolacak, üretim artacak, çiftçilerimizin kazançları yükselecek. Afet alanları dışındaki bölgelerde, buralarda yaşayan gençler başta olmak üzere bu kırsal dönüşümden yararlanmak isteyenlere de el uzatıyoruz. Bu kardeşlerimize İlk Evim kampanyası şartlarıyla akıllı köylerden ev sahibi olma imkanı getiriyoruz. Hala köylerde yaşayan vatandaşlarımızdan mevcut evini yıkıp bu modele uygun sağlam, güvenli, teknoloji destekli eve kavuşmak isteyenlere de uygun şartlı finansman sağlayacağız” ifadelerini kullanmıştı.

Bakanlık Mart ayında yaptığı açıklamada çiftçilere 5 milyar liralık destek sağladıklarını ifade etmişti. Depremler nedeniyle genel hayata etkili afet bölgesi ilan edilen yerlerde, arılı kovan, büyükbaş, küçükbaş ve kanatlı hayvan yetiştiricilerine, bir defaya mahsus olmak üzere, canlı hayvan ve besleme amaçlı şeker yardımı yapılacağı duyurulmuştu.

Deprem bölgesine ve depremzedelere yönelik vaatleri CHP Adıyaman Milletvekili Abdurrahman Tutdere, EMEP Gaziantep Milletvekili Sevda Karaca ve TİP Hatay İl Başkanı Şahin Kışlakçı değerlendirdi.

‘Enkazları kaldırma işlemleri çok ağır ilerliyor’

Deprem bölgesindeki barınma sorunlarının depremin üzerinden 6 ay geçmesine rağmen tam anlamıyla çözülmediğini vurgulayan Tutdere, “Konteyner kentlerde içme su sorunları var. İnsanlar temiz suya hala erişemiyorlar. İçme suyuna erişim olmadığı için de çok ciddi mağduriyetler var. Öte yandan şehirler 1 yıl içinde eski haline dönecek denildi ancak enkazları kaldırma işlemleri çok ağır ilerliyor. Her sokakta molozlarla karşılaşıyoruz” dedi.

‘Köyde kalan yurttaşların konteyner talepleri neredeyse karşılanmıyor’

Köylerde ve kırsallarda hala kalıcı konut ihalelerinin yapılmadığını söyleyen CHP Adıyaman Milletvekili Abdurrahman Tutdere, “Köylerde kalan yurttaşların konteyner talepleri neredeyse karşılanmıyor. KYK yurtlarında kalan yurttaşlara çıkmaları için bir yandan baskı yapılıyor. Dolayısıyla bu insanlar nerede kalacakları belirsiz. 6 ay geçti yani iktidarın söyledikleriyle yaptıkları arasında çok büyük bir orantısızlık var” şeklinde konuştu.

‘1 yıl içinde konutların karşılanması imkansız görünüyor’

Bölgede söz verildiği gibi 1 yıl içerisinde konutların karşılanmasının gerçekçi görünmediğini belirten Tutdere, “Çalışmalar yeni yeni başladı. Burada yaklaşık 30 bin konut ihtiyacı var. Bu hızla karşılanması imkansız görünüyor. Bölgedeki fahiş kira artışları cezalandırılacaktı ancak şu an Adıyaman’da 8 bin TL’den aşağı ev kirası bulunmuyor. Devletin verdiği kira yardımı de bunların karşısında eridi. Ayrıca vatandaş ev kiralamak istese zaten kiralanacak ev yok. Bu da ayrı bir sorun oluşturuyor. Kira destek oranlarının artırılması gerekir” çağrısında bulundu.

‘Çiftçilerin ürünlerini depolayacak alanları yok’

Çiftçilerin deprem bölgesinde çok büyük mağduriyet yaşıyorlar, destekler çok kısıtlı. TMO’ya ürünlerini satmak için sıra bekleyen çiftçilerin depolayacak alanları yok. Çünkü depoları yıkıldı çiftçilerin. Bu nedenle de ürünleri elde kalmasın diye ucuz fiyata ellerinden çıkarıyor. Vatandaşlar devletin elinin uzanmasını bekliyor.

‘Vatandaş ortada kaldı’

Vatandaşlara yeterli bilgilendirme yapılmadığını da ekleyen Tutdere “Köylerde ağır hasarlı evler yıkılmaya başlandı ancak köylüler endişeli çünkü nerede kalacakları meçhul. Konteyner de verilmemiş. Vatandaş ortada kaldı. Ağır hasarlı yazılan ancak az hasarlı olan evler de var bölgede. Dolayısıyla yeniden hasar tespiti için komisyonlar kurulmalı ve yeniden gözden geçirilmeli” dedi.

‘Tüm deprem bölgesinde suya erişimde ciddi sorun var’

Deprem bölgesine pek çok ziyarette bulunarak sorunları yerinde tespit etmeye çalışan EMEP Gaziantep Milletvekili Sevda Karaca, bölgede aylar geçmesine rağmen çok ciddi bir su sorunu yaşandığını aktardı. “Bu deprem bölgesindeki ortak sorun. Şebeke suyu olmadığı gibi içme suyuna ulaşım da kısıtlı. İnsanlar su sıralarına girerek içme suyu götürmeye çalışıyorlar. Bunlar da ücretli olduğu için kısıtlı alabiliyorlar. Şebeke suyunu kullanmak zorunda kalanların ise ishal, kusma ve ateş sorunu ile karşılaşıyorlar. Hatta geçtiğimiz gün Samandağ Devlet Hastanesi’nde çalışan sağlıkçılar bile karın ağrısı şikayeti ile hastaneye başvurdular. Sorunu çözme konusunda belediyelerinde eksik kaldığını gözlemledik. Kanalizasyonlar da sağlıklı bir biçimde düzenlenmemiş hala” dedi.

Tapu yoksa hizmet de yok

İkametgah sorununa da değinen Karaca şunları söyledi:

“Bu ülkede tapunuz yoksa gerçekten hiçbir hakkınızın olmadığını gördük deprem bölgesinde. Barınma alanlarında ve çadır hizmeti alabilme konusunda çok ciddi sıkıntılarla karşı karşıya kalıyorlar. Bu insanlar depremzedeler. Depremde kimliklerini, tüm belgelerini kaybetmiş insanlardan bahsediyoruz. Yeri geldiğinde bir dolmuş parasını karşılamakta büyük güçlük çekiyor bu insanlar ancak evlerine ne olup olacağına dair bilgilendirmeler için saatlerce devlet dairelerinde bekletiyorlar. Bilgilendirmeler çok eksik. İnsanlar sürekli başvuru tarihlerini kaçıracakları konusunda büyük endişe duyuyorlar.”

‘Şehirler toz duman altında’

“Her ne kadar hızlı bir biçimde evlerin inşa edildiğine dair propagandalar olsa da biz kentlerde moloz ve enkaz kaldırma konusunda insan sağlığına uygun olmayan uygulamalar gördük. Moloz ve enkaz kaldırmalar özel şirketlere ihale edilmiş durumda ancak bu şirketler kendilerine ek masraf çıkmasın diye molozları ayıklama ve enkaz kaldırma işlemlerini enkazın olduğu yerde işçilerin sağlığını gözetmeden yapıyorlar. Bu çalışmalar sırasında hiç olmazsa su kullanılması lazım toz kalkmaması için ancak yine şirketler sulama işleminin ek masraf getirdiği gerekçesiyle yapmıyorlar. Şehirler toz duman altında. Bu da ciddi bir asbest tehlikesi doğuruyor.”

‘Göstermelik çalışmalar...’

Çadırkentlerde ve konteynerler de çocuklar için alanların çok az olduğunu söyleyen Karaca, “Çocukların hangi okullara gidecekleri, taşımalı eğitim yapıp yapmayacakları bile belli değil. Gidecekleri okullar sağlam mı ve bu okulların güçlendirilmesinin ne zaman yağılacağı meçhul. Görünen o ki 6 ay oldu ve şu vakte kadar bir tek çivi çakılmamış eğitim kurumlarının okulların açılmasına yakın göstermelik bir takım denetimlerle ve inşaat çalışmalarıyla güçlendirildiği söylenecek” dedi.

“17 köyde kahve ve halk buluşmaları yaptıklarını belirten Karaca, “Bu 17 köyün bir tanesinde bile hayvan desteği alan köylü görmedik. Hepsi başvuru yaptıklarını ancak bu başvuruların aylardır değerlendirildiğini söylediler. Çeşitli yem desteği aldıklarını ifade eden köylüler oldu. Onlar da hayatta kalan hayvan sayılarına yetecek kadar bir destek almadıklarını belirttiler. Bu yüzden kendi olanaklarıyla yem alıyorlar. Çiftçi ‘toprağımı biçeceğim ama bunun olanağı yok’, hayvancılıkla uğraşanlar ‘hayvana bakacağım ama bunun olanağı yok, evim yok barkım yok’, ‘tarım ve hayvancılıkla uğraşırken kullandığım bütün malzemeler enkazın altında’ diyorlar” diyerek desteklerin yeterli olmadığını bildirdi.

‘Su alt yapısı hala onarılmadı’

TİP Hatay İl Başkanı Şahin Kışlakçı da bölgede binaların yıkılması için ihalelerin verildiği firmaların enkaz kaldırma ve moloz ayrıştırmalarını aynı noktada yaptıklarını söyledi ve “Bazen 18 yaşın altında çocukların, ehliyeti olmayan insanların iş makinelerini kullandığı, sulama dahi yapmadıkları bir durum söz konusu. Şehrin su alt yapısı da hala onarılmadı. Valiliğin çadırları kaldırtmaya çalıştığı söylemleri var. Ancak çadırdan konteynere geçişe dair bir açıklama yapılmadı” dedi.

‘Yerel üreticilere bölgede herhangi bir destek yapılmadı’

Yerel üreticilere bölgede herhangi bir destek yapılmadığını da bildiren Kışlakçı, “KOSGEB üzerinden desteklerin bir kısmı açıklandı ancak bu destekler kredi şeklinde. Bu dönemde insanların faizsiz kredi desteği anlamsız kalıyor. Çiftçilerin de destek aldığına dair bir bilgimiz hala yok” dedi.

‘Yeniden yapılaşmaya dair bir çalışma yok’

Bölgedeki yeniden yapılanmayla ilgili de konuşan Kışlakçı, “Özellikle Samandağı, Defne, Arsuz, İskenderun ve Antakya’nın büyük bir çoğunluğunda herhangi bir yeniden yapılaşmaya dair bir çalışma yok. Tek yapılan Defne’deki devlet hastanesi. Bunun da yüzde 10’unu yapıp tabelasını astılar. Hatta tam tersi yeniden yapımda çıkacak masraflardan kaçınıldığı için ‘Yeniden Dönüşüm’ projesi adı altında 500 bin lira hibe ve 500 bin lira faizsiz kredi desteği ile yurttaşların kendi evlerini dönüştürmeleri bekleniyor” dedi.

AKP tarafından deprem sonrası hazırlanan ve seçim vaadi olarak da sunulan AKP Sektörel Politikalar Planı’nda da şu vaatler de bulunuyor:

  • Deprem bölgesinde sanayi ve ticaret koridoru oluşturarak bölgenin sahip olduğu üretim, ticaret ve ihracat potansiyelini ayağa kaldıracağız. Bu çerçevede, Sanayi ve Teknoloji Bakanlığının koordinasyonunda GAP (Güneydoğu Anadolu Projesi) ve DAP (Doğu Anadolu Projesi) Bölge Kalkınma İdarelerinin ve kalkınma ajanslarının katılımıyla oluşturulacak bir program uygulamaya konulacaktır. Bu Program ile deprem bölgesinde bulunan illerimizi tarım, sanayi ve hizmet sektörlerinde cazibe merkezine dönüştürecek bir eylem planı uygulanacaktır.

  • İlk Evim İlk İşyerim Kampanyasıyla inşa edilen yeni konutlarda önceliği, hali hazırda deprem yaşamış ve deprem riski yüksek bölgelere vereceğiz.

Gündem