DEVA Partili Yeneroğlu'ndan Özdağ'a: İnsan onurunu ayaklar altına politikaları ayaklarımın altına alırım

DEVA Partili Yeneroğlu'ndan Özdağ'a: İnsan onurunu ayaklar altına politikaları ayaklarımın altına alırım
Zafer Partisi Genel Başkanı Özdağ’a yanıt veren Yeneroğlu, “Maalesef Türkiye'de tek tip kimlik olmazsa bölünürüz ve parçalanırız vehmi on yıllarca zihinlere kazınmıştır. Bu sebeple okul eğitimi başta olmak üzere toplumu farklılıklara karşı ciddi endişelere sevk eden ne varsa birlikte düzeltmeliyiz” dedi.

DEVA Partisi Genel Başkan Yardımcısı Mustafa Yeneroğlu, bugün Kemal Kılıçdaroğlu ile protokol imzalayan Zafer Partisi Genel Başkanı Ümit Özdağ’ın Suriyelilerle ilgili açıklamasına tepki gösterdi.

Özdağ, CHP Gençlik Kolları’nın “Suriyeliler gidecek” şeklindeki duvar yazılamasını alıntılayarak, “Öncelikle elinize sağlık gençler. Size Zafer Partisi’ndeki şablonları da verelim. Ve söz ben İçişleri Bakanı olarak yollayacağım. Ancak sadece Suriyeliler değil Türkiye’yi dünyanın lunaparkı zanneden, kadınlarımıza cariye muamelesi yapan, sokaklarımızı uyuşturucu cennetine çeviren, selefi cihatçı örgütlenme yapan ve yılda 11 milyar dolarımızı yiyen herkes gidecek. Bugün saat 11.00’i bekleyin” demişti.

DEVA Partili Yeneroğlu, Özdağ’ın bu tweetini alıntılayarak, Almanya’da yaşadığı ayrımcılığı anlattı ve “İnsan onuru ve ötekinin hakkı benim için yaşam felsefesidir. Ötekileştirilenin kimliğine bakmam, kötülüğün izahatını dinlemem. İnsan onurunu ayaklar altına alan her politikayı ayaklarımın altına alırım” dedi.

“Tek tip kimlik olmazsa bölünürüz vehmi zihinlere kazındı”

Yeneroğlu, eski bir "Türken raus (Türkler dışarı)” yazılamasının fotoğrafını da paylaşarak, şöyle dedi:

“Almanya'da çocukken 'Türkler Dışarı' bağrışmalarının Türkler olarak bizi nasıl endişeye sevk ettiğini hiç unutmam. Çok evimiz yakıldı, çok canımız yandı. Bu acı tecrübelerden hareketle çok genç yaşlardan beri ayrımcılık ve ırkçılıkla mücadele hayatımın önceliklerinden oldu.

İnsan onuru ve ötekinin hakkı benim için yaşam felsefesidir. Ötekileştirilenin kimliğine bakmam, kötülüğün izahatını dinlemem. İnsan onurunu ayaklar altına alan her politikayı ayaklarımın altına alırım.

Bir taraftan İslam ve Türk düşmanlığına, ırkçılık ve ötekileştirmeye karşı mücadele, diğer taraftan da Batı Avrupa ülkelerinde yaşayan göçmenlerin entegrasyon ve katılımı için çaba içinde gençliğimiz geçti.

Ancak o zamanlarda da toplumun sessiz çoğunluğunun aklı selim içinde olduğunu da hiç göz ardı etmedim ve demokratik kültüre sahip çıkanlara ve insanlığın ortak vicdanına güvendim. Irkçılığa karşı nerde bir duruş olsa yanında oldum ve yerel toplumun büyük çoğunluğunun da hep yanımızda olduğunu gördüm.

Maalesef Türkiye'de tek tip kimlik olmazsa bölünürüz ve parçalanırız vehmi on yıllarca zihinlere kazınmıştır. Bu sebeple okul eğitimi başta olmak üzere toplumu farklılıklara karşı ciddi endişelere sevk eden ne varsa birlikte düzeltmeliyiz. Ortak noktamız insan hakları ve demokrasi kültürü olduğu sürece çözemeyeceğimiz sorun yok; yeter ki 'demokrasi' derken zihnimizde önüne 'Türk tipi' tanımlamasını eklemeyelim; yeter ki evrensel standartlara riayet edelim, yeter ki yola çıkan her türlü faşizan emele yolun başlangıcında dur diyelim!" (Kısa Dalga)

Gündem