Devlet kamu-özel işbirliği yöntemini bırakıyor mu?

Devlet kamu-özel işbirliği yöntemini bırakıyor mu?
Araç garantili otoyollar ve köprüler, yolcu garantili havalimanları, hasta garantili şehir hastaneleri ile tanınan kamu-özel ortaklığı projeleri son dönemde azalıyor. 2017’den bu yana büyük nitelikli yatırımlarda 30 proje hayata geçirilirken, bu yatırım sözleşmelerinin 3’ü 2020, 1’i ise 2021 yılında imzalandı.

Türkiye’nin son yıllardaki hemen hemen büyük nitelikli bütün kamu yatırımlarında tercih edilen kamu-özel ortaklığı modeli yatırımlarda azalış gözleniyor. 2018 ve 2019’da 8 sözleşme, 2020’de 3 sözleşme imzalanarak projeler başlatılmıştı. 2021 yılında ise şimdiye kadar 1 sözleşme imzalandı.

Genel eğilimler açısından 5 yıllık dönemlere bakıldığında da benzer sonuçlar gözlendi. 2021 yılı dahil edilerek 5 yıllık eğilimlere bakıldığında, 2017’den bu yana 30 proje hayata geçirildi. Önceki 5 yıllık dönemlerde sırasıyla 69, 53 ve kamu- özel projelerinde garanti sisteminin bulunmadığı dönem olan 2001-2006 döneminde 33 proje başlatılmıştı.

Dünya Gazetesinden Mehmet Kaya'nın haberine, sözleşme büyüklüklerinde de (yatırım kamu payı) benzer bir sonuç gözlendi. 2013’de İstanbul Havalimanı projesinin sözleşmesinin imzalandığı yıl olması nedeniyle tek bir yılda 74.3 milyar TL’lik bir büyüklüğe ulaşılmıştı. Aynı dönemde şehir hastaneleri de başlatılmıştı. Son 5 yılda imzalanan projelerin sözleşme tutarı 7.7 milyar TL oldu. 2012-2016 döneminde 91,5 milyar TL’lik büyüklüğe ulaşıldı. 2007-2011 arasında ise sözleşme büyüklüğü 31.3 milyar TL seviyesindeydi. 2001-2006 döneminde ise 6.4 milyar TL’lik sözleşme imzalanmıştı.

Türkiye’de kamu-özel ortaklığı son dönemde tercih edilen büyük yatırım finansman modeli olsa da kur ve salgında olduğu gibi küresel risklerde kamuya beklenenin üzerinde yük getirdiği eleştirileri yapılıyordu. Bu arada Sayıştay dergisinde yayımlanan bir makalede, kamu- özel işbirliği mevzuatının dağınık olduğu ve bunun ulusal kamu-özel işbirliği politikası olmasını engellediği, sözleşmelerin öngörülemeyen durumlar adaptasyonu içermediği, hedef ve başarı kriterlerinin sözleşmelere net olarak yazılamadığı eleştirileri yapılmıştı.

Ekonomi