Dr. Ramazan Demirtaş: 1999'dan sonra yüzde 65, 30 sene dedik, kaldı 6 yıl, mutlaka 6 yıl içinde olacak meselesi tartışmaya açık

Dr. Ramazan Demirtaş: 1999'dan sonra yüzde 65, 30 sene dedik, kaldı 6 yıl, mutlaka 6 yıl içinde olacak meselesi tartışmaya açık
Uzmanlık alanı Paleosismoloji, deprem jeolojisi olan Dr. Ramazan Demirtaş, Marmara Depremi'ni, 6 Şubat deprem bölgesindeki diri fayları, Karadeniz'deki durumu ve fay yasasına ilişkin değerlendirmelerini Kısa Dalga'ya yaptı... Demirtaş Marmara'ya ilişkin olarak "Gelecek 30 yıl içerisinde bu depremin olma olasılığı %65 dedik. 24 yıl geçti. Şimdi ne kaldı geriye 6 yıl ama bu mutlaka 6 yıl içerisinde olur mu olmaz mı meselesi de her zaman tartışmaya açık" dedi. Söyleşinin ilk kısmını paylaşıyoruz...

YAVUZ KARAMAHMUTOĞLU


İstanbul herkesin merak ettiği ve üzerine çokça söz söylediği bir yer. Özellikle Türkiye'yi yasa boğan Kahramanmaraş merkezli, 11 ili etkileyen 6 Şubat 7,8 ve 7,6 büyüklüğündeki depremlerden sonra yeniden gündeme gelen olası İstanbul depremi üzerine, bilim insanlarının çeşitli görüşleri bulunuyor.

1912 depremi, sonra Adalar depremiyle oluşmuş olduğu iddia edilen Marmara boşluğunda olan creep nedeniyle 7'den fazla büyük deprem üretmeyecek yorumlarını, tek fay modeli ve çok parçalı fay modelleri kamuoyuna yansıyan yorumlar olarak göze çarpıyor.

Uzmanlık alanı Paleosismoloji, deprem jeolojisi olan Dr. Ramazan Demirtaş’a bu tartışmalarla ilgili ve kendisinin Marmara depremine nasıl yaklaştığını konuştuk.

Demirtaş “Tüm Marmara'nın tabanı tarandı. Neyi anladık? Buradaki amaç şuydu, Marmara Denizi içerisindeki segmantasyonu ortaya çıkartmak. Segmantasyonu ortaya çıkartamazsanız üzerine deprem tehlikesini koyamazsın. Çünkü depremleri üreten segmentlerdir yani sismik segmentlerdir. Şimdi bunu bilmezseniz doğal olarak sıkıntıya girersiniz” değerlendirmesinde bulunuyor.

99 depremi sonrası bilim insanlarından oluşan bir grubun Marmara’da sismik yansıma çalışmaları yapıp, deniz tabanına inip numuneler aldıklarını söyleyen Demirtaş ilk önce şöyle düşündüklerini aktardı:

"Marmara hattında bir deprem olacak bu 8'e yakın bir deprem olacak, boydan boya kıracak. 17 Ağustos 99'un bittiği yerden itibaren Adalar'daki 1894 de dahil Kumburgaz'dan orta Marmara'dan batı Marmara'ya 1912'nin olduğu yere kadar 8 büyüklüğünde deprem olacak. Bu tek tip fay modeli olarak geçti. Hala o şekilde geçiyor."

Demirtaş bu teze itiraz ettiğini söyleyerek "1912 kırığının doğudan nereye kadar devam ettiğini biliyor musunuz diye" katıldığı konferanslarda sorduğunu aktarıyor.

Demirtaş bu durumu şu şekilde açıklıyor:

"Çünkü 1912 7.4 büyüklüğünde bir deprem. 100 kilometreden uzun bir kırılma ve yırtılmaya neden olmuştur. Daha doğrusu yırtılma diyelim. Ben çok kırılmayı sevmiyorum. Dolayısıyla onun en azından Batı Marmara segmentinin olduğu uç kısma kadar en azından Tekirdağ Çorlu'nun güneyinden 1766'daki olan depremin olduğu batı uca kadar devam ettiği şeklinde düşünebiliriz."

"Buranın 1912 batısında, doğusunda da 1894 var, geriye kaldı 50-60 gövdelik bir kısım Kumburgaz'ın olduğu kesim" diyen Demirtaş "Celal Şengör'ün Naci Görür'ün söylediği minimum 7.2-7.6 olacak dediği sadece o 60 kilometrelik kısmın yani 1766'nın tekrarı şekline dönüşmüş durumda" ifadelerini kullandı.

Bir başka grubun Almanlarla beraber, sismolojik çalışmalar yaptığını söyleyen Demirtaş "Grup çalışmalarından sonra Okyanus tabanı sismo metreleriyle yakından yapınca oradaki bir kısmın yavaş akma yani creep şeklinde dolayısıyla bu depremi geciktirdiğini söylediler" diye konuştu.

Demirtaş, “Bir kısmı kilitli değil, bir kısmı kilitli, bir kısmı da yavaş akma gösterdiği için şu anda beklenen Marmara depremi, 1999'dan beri 24 yıl geçmesine rağmen olmamasının altında yatan nedenlerden bir tanesinin, o yavaş kırıktan kaynaklandığının söylendiğini” ifade ediyor.

Cenk Yaltırak'ın son araştırmalarına da değinen Demirtaş, Yalıtırak’ın "Yaltırak diyor ki, kaç bin kilometre sismik yaptık onları değerlendirerek bir segmantasyon ortaya çıkarttık. Bu tek tip model değil de çok parçalı bir model oldu." yorumunu getirdiğini belirtiyor.

Demirtaş bu yaklaşımda şunların kaydedildiğini aktardı:

"17 Ağustos’un hemen bittiği yerde bir Doğu Marmara segmenti var. Doğu Marmara segmenti en son 1509'da deprem üretti. Hemen devamında 1754'te Orta Marmara sırtının olduğu yerde, hemen onun yine biraz kuzey paralelinden başlayan 1766'da A dediği yani 7 küsurluk bir deprem.

Son Orta Marmara segmentinde olan kısmı biraz daha devamında da 3 ay sonra 1766 B dediğimiz ikinci bir deprem de Batı Marmara'da oldu.

Bir deprem olursa 4 tane 7.5'la 7.8 arasında 4 seri deprem olabilir bir dizi deprem olabilir"

Demirtaş, Şener Üşümezsoy’un yaklaşımının farklı bir şekilde olduğunu, “olan kısımın sadece Kumburgaz'ın olduğu kesimde, 6.7'lik deprem üretebilecek bir parça dışında parça olmadığını” şeklinde bir yorumun olduğunu “Üşümezsoy'un Yalova'nın güneyinden aşağı doğru Bandırmaya doğru inen bir hattın daha etkili olacağı şeklinde bir değerlendirmesi olduğunu” aktardı.

Demirtaş Ahmet Ercan'ın da 2045'e kadar deprem olmayacak şeklinde zaman zaman açıklamalar yaptığını hatırlattı.

Demirtaş “Cenk Yaltırak'ın doğal olarak segmantasyon fikri her zaman geçerli bir şey” olduğunu vurgularken “Cenk Yaltırak diyor ki burada 35 tane 7'nin üzerinde bu 6 segmentte var. Yani doğusundaki 17 Ağustos'un olduğu Gölcük segmentini de kabul ederseniz ve batısındaki Şarköy Mürefte yani Kanos ve Saroz segmenti de kabul edersek yeni segmentli bir parçanın olduğu kesimde 35 tane deprem var belli periyotlarla.” görüşünü dile getiriyor.

Demirtaş İstanbul depremine ilişkin şunları kaydediyor:

“İşte 1509'un olduğu yer ortalama 400-600 yıl aralıklarla tekrarlanırken 1766'nın olduğu depremlerin de 200-300 yıl aralıklarla tekrarlanıyor.

Tabii bu tartışmaya her zaman açık. Çünkü faylar her zaman karakteristik bir davranış göstermiyor.

Yani 6 Şubat'ı düşünün mesela çok parçalı bir şekilde yırtıldı ama başka aynı yerde 1000-1500 yıl sonra olsa belki tek parçalı yani 7'lik bir deprem yapacak, daha sonra 3 parça halinde ayrı ayrı zamanlarda 7'lik 3 tane deprem şeklinde de davranabiliyor.

Onun için şu anda Marmara'nın nasıl davranış göstereceği konusu sıkıntılı. Artı 1766-1509 depremleri de tartışmaya açık.

Acaba 1509'dan sonra olan deprem 1766-1754 3 tane deprem 1509'un 3 parçalı halindeki yırtılması mı?

O da bir tartışma konusu. Yani benim açımdan da öyle gözüküyor çünkü 1509 hemen yanında 600 yılla tekrarlanırken öbür tarafta hemen batısındaki komşularda 200-300 yılda tekrarlanması biraz ilginç geliyor.

Bence böyle olmaktan ziyade 1509 gibi bir deprem oldu sonra 1754-1766 gibi 3 parçalı halde kırıldı.

Bazen böyle 1509 gibi tek tip bir davranış gösterirken bazen de 3 parçalı bir davranış gösterebiliyor.

Yani onun için de şu anda 24 yıllık geçmesine rağmen yani 99'dan beri ne dedik?

Gelecek 30 yıl içerisinde bu depremin olma olasılığı %65 dedik. 24 yıl geçti. Şimdi ne kaldı geriye 6 yıl ama bu mutlaka 6 yıl içerisinde olur mu olmaz mı meselesi de her zaman tartışmaya açık.

Çünkü böyle bir formül yok. Yani tekrarlama periyodunu ve fayın davranışını tam olarak ortaya koyamadığımız için bu soru işareti olarak bekleyecek.”

Dr. Ramazan Demirtaş kimdir?

1986 Ankara Üniversitesi Jeoloji Mühendisliği bölümünden mezun oldu. Bölüm birincisi olan Bayındırlık ve İskân Bakanlığı’ndan burs alan Demirtaş kurumun deprem araştırma dairesinde göreve başladı. 1986-2009 Afet İşleri Genel Müdürlüğü, 2009-2021 arasında AFAD’da 35 yıl görev yaptı. Ankara Üniversitesi’nde 1993’de yüksek lisansa başlayan Demirtaş 1995 yılında tamamladı. Ankara Üniversitesi’nde 2000 yılında doktora eğitimini tamamlayan Demirtaş eğitimi sırasında 1 yılda Japonya’da çalışmalarını sürdürdü.

2021 yılında AFAD’dan emekli olan Demirtaş şu an çeşitli firmalara danışmanlık yapıyor.

Demirtaş aynı zamanda uzun süredir, sosyal medya hesapları üzerinden deprem konusunda bilgilendirme faaliyetlerinde bulunurken, yurttaşların depremlere ilişkin sorularını yanıtlıyor.

Editörün notu: Demirtaş'ın deprem bölgesindeki diri faylara, Karadeniz'in durumuna ve fay yasasına ilişkin değerlendirmeleri de gün gün yayınlanacak.

Gündem