Dünya Çikolata Günü: O şahane tadın 'karanlık yüzü'
Yıllık 7 milyon ton çikolata dünyanın hemen her yerinde oldukça fazla tüketiliyor. Bu, yeryüzünde yaşayan her insan başına bir kilogram çikolata tüketildiği anlamına geliyor.
2010 yapımı "Çikolatanın Karanlık Yüzü" gibi belgesellerin işaret ettiği gibi bu iştahın bazı kötü yan etkileri var.
BBC Türkçe'de Fernando Duarte imzalı makale özetle şöyle:
"Çikolata endüstrisi, ormanların yok edilmesi ve hammaddesi olan kakao çekirdeklerinin hasadında çocuk işçilerin çalıştırılması gibi etik ve sürdürülebilirlik sorunlarını görmezden gelmemesi için uzun süredir baskı altında.
Peki sektör bu popüler zevke gölge düşüren sorunları ele almak konusunda ne kadar başarılı?
Çikolata endüstrisinin temel sorunlarından biri, çikolatanın hammaddesi olan kakao çekirdeklerinin arzının oldukça sınırlı olması.
Kakao ağaçları oldukça hassas ve yetişirken yüksek yağış ve sıcaklığa ihtiyaç duyarlar. Buna karşın ağaçların ışık ve rüzgardan korunmak için orman örtüsüne ihtiyacı vardır. Bu koşulları sağlayan sınırlı sayıda ülke var.
Birleşmiş Milletler Gıda ve Tarım Örgütü (FAO) verilerinde göre, sadece iki Batı Afrika ülkesi - Fildişi Sahili ve Gana - dünya çapında hasat edilen kakao çekirdeklerinin neredeyse yüzde 52'sini tek başına üretiyor.
Batı Afrika'da iklim krizinin etkisiyle sıcaklık ve kuraklığın artırması beklentisi çiftçiler için büyük bir endişe kaynağı.
Diğer bir sorun da ormansızlaşma. Üreticiler kakao ağacı tarlaları oluşturmak için doğal orman alanlarını yok ediyor.
Çevre odaklı hak savunucuları Fildişi Sahili'ndeki yüksek ormansızlaşmanın ana sebeplerden birinin kakao çiftçiliği olduğunu söylüyor. Dünya Bankası verilerine göre ülke son 50 yılda orman örtüsünün yüzde 80'ini kaybetti. Bu, dünyanın en yüksek ormansızlaşma oranlarından biri.
Buradaki ormanlar hala tehdit altında. Uydu verilerini kullanarak dünya çapında ormansızlaşmayı haritalayan ABD merkezli Mighty Earth, Afrika ülkesinin yalnızca 2020'de 470 kilometrekarelik bir orman alanını kaybettiğini kaydediyor.
Afrika'nın kakao endüstrisi konusunda uzmanlaşmış University College London'da araştırmacı Dr. Michael Odijie, günümüzde hakim ekonominin bu kısır döngüye neden olduğuna inanıyor.
ABD merkezli dünyanın en büyük çikolata üreticisi Mars, BBC'ye yaptığı açıklamada 2025'e kadar kullandığı kakaonun "ormansızlaşmadan arınmış" hale gelmesi gibi adımlar atarak tedarik zincirini daha sürdürülebilir hale getirmeyi amaçladığını anlattı.
Kakao çiftçiliğinde çocukların (ve yetişkinlerin) zorlu çalışma koşullarına dair kanıtlar var. 1998 yılında, BM Çocuk Fonu komşu ülkelerden çocukların kakao çiftliklerinde çalışmak için sistematik olarak Fildişi Sahili'ne kaçırıldığını açıklamıştı.
İngiltere merkezli kölelikle mücadele eden STK, Anti-Slavery International'a göre bu uygulamalar hala devam ediyor.
Örgütün sözcüsü Jessica Turner BBC'ye verdiği demeçte, "Tahminlere göre, dünya çapında kakao sektöründe en az 30 bin yetişkin ve çocuk zorunlu olarak çalıştırılıyor."
Ancak çocuk emeğinin daha geniş kullanımı farklı bir anlama geliyor. Bu terim, Uluslararası Çalışma Örgütü'ne (ILO) göre, "çocukları çocukluklarından mahrum bırakan" - onların okula gitmesini önleyen, zararlı veya tehlikeli koşullarda çalıştırıldığı işleri ifade ediyor.
Çikolata endüstrisi, 2001 yılından bu yana, Harkin-Engel protokolü adı verilen uluslararası bir anlaşmanın parçası olarak, kakao üretiminde çocuk işçiliğine son vermeyi taahhüt etti. Ancak 2020 yılına kadar Fildişi Sahili ve Gana'da çocuk işçiliğinde yüzde 70'lik bir azalma sağlanması gerekiyordu.
Çikolata endüstrisindeki dünyanın en büyük oyuncularının bir bölümünün altında toplandığı şemsiye kuruluş Dünya Kakao Vakfı (WCF), endüstride çocuk işçiliği sorunu yaşandığını kabul etti ve yalnızca Fildişi Sahili ve Gana'da kakao çiftçiliğinde çalışan 1,6 milyon çocuk olduğu yönünde tahminlerini aktardı.
Abone Ol
İyi gazetecilik posta kutunda!
Güncel haberler, haftalık ekonomi bülteni ve Pazar derginiz Plus’ı email olarak almak için abone olun.