Ekrem İmamoğlu: Bu kadar mafyanın arasında nasıl kaldık?

Ekrem İmamoğlu: Bu kadar mafyanın arasında nasıl kaldık?
İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu, bağımlılıkla mücadele vurgulu bir etkinlikte konuşma yaparken Türkiye'de son dönem yapılan uyuşturucu operasyonlarına atıf yaptı: " Yani insan şuna üzülüyor Allah Allah diyorsun. Ya biz bu kadar, bu kadar mafyanın veya bu işle uğraşanın arasında nasıl kaldık?"

İstanbul Büyükşehir Belediye (İBB) Başkanı Ekrem İmamoğlu, yapımı tamamlanan Ataşehir Bütünleşik Halk Sağlığı Merkezi'ni 14 Mart Tıp Bayramı'nda hizmete açtı.

14 Mart Tıp Bayramı nedeniyle doktor, hemşire ve tüm sağlık çalışanlarının gününü kutlayan İmamoğlu, şunları söyledi:

Özellikle pandemi döneminde sunulan hizmetler hiç unutulmaz. Gösterdiğiniz azim ve kararlılık kamu sağlığının korunması noktasında tüm Türkiye'ye gerçekten önemli bir güç vermiştir. Biz de bu dönemde İBB olarak salgını, konunun uzmanları olan bilim insanlarının bilgileri ve önerileri doğrultusunda ortak aklın ve bilimin ışığında yönetmek adına İBB Bilimsel Danışma Kurulu’nu hayata geçirerek; salgın sürecinde olağanüstü çaba gösteren ve virüsü sevdiklerine bulaştırmamak adına hastanelerde ön saflarda mücadele eden sağlık çalışanlarımıza otellerde konaklama hizmetini sunarak; sizlerin gündelik hayatlarını kolaylaştırmak adına ücretsiz toplu ulaşım ve otopark hizmeti vererek sizlerin mücadelesine katkı sağlamaya çalıştık. İyi ki varsınız tekrar sağ olun, var olun.

"Giderek eksiliyoruz"

Son yıllarda üzülerek tanık oluyoruz. sağlık çalışanlarının çalışma şartlarına ve uğradıkları şiddete. Bunu söylemekte fayda var. Özellikle yapılan yanlış politikalar on binlerce gencimiz gibi hekimlerimiz için de Türkiye'deki hayatı ve meslek icralarını zorlaştırıyor. Özellikle hekimlerimizin ve diğer sağlık çalışanlarının bu güzel ülke için canla başla çalışanlar insanlarımız, ülkemizi terk etmek zorunda kalıyor. Bu anlamda giderek eksiliyoruz. Tıptaki geleneklerimizi, gücümüzü kaybediyoruz. Halbuki biz gerçekten özellikle cumhuriyet dönemindeki Osmanlı döneminde ilk adımları atılmıştır, tıp noktasında çok önemli insanlar yetiştirmiş bir toplumuz biz. O anlamda gidenlerin bize büyük bir kayıp olduğunu da ifade etmek isterim.

"Ülkemizin bekasını gerçekten önemsiyorlarsa"

Kalanların hayatı da hiç kolay değil. Her gün görüyoruz, sağlık çalışanlarına yönelik şiddet haberlerini duyuyoruz. Bu beni çok derinden üzüyor. Bunun kadar kötü bir şey yok. Bu konudaki tedbirlerin alınması, bu konuda bir çözüm üretilmesi özellikle merkezi idarenin, hükümetin gerekli yasal düzenlemelerle hekimlerimizin güvenliğini özellikle can güvenliğini sağlama çağrısında buradan bulunmak istiyorum. Ülkemizin bekasını gerçekten önemsiyorlarsa sağlık gibi en önemli beka sorununu da daha fazla hasıraltı etmesinler. Çok güzel bir söz, insanı duygulandırıyor her zaman. Beni Türk hekimlerine emanet edin demiş Mustafa Kemal Atatürk… Bugün de sağlığımızın sizlere emanet olduğunu buradan söylemek isterim. Her vatandaşımızın da aynı duyguda olduğunu belirtmek isterim. Tabii bunun mümkün olması İstanbul Büyükşehir Belediyesi olarak bizler de elimizden geleni gerektiğinde daha fazlasını yapmaya da devam edeceğiz ve bütün sağlık çalışanlarımızın en üst düzeyde yanlarında olacağız. İyi ki varsınız.

"Hizmetlerimiz sadece İstanbul’a değil Türkiye'ye de iyi geliyor"

Yaşanabilirlik endeksine göre sağlık ve sağlığa erişimin bir şehri yaşanabilir kılıyor. Dolayısıyla bu önemli bir konudur. En önemli 5 objektif kriterden birisi göreve geldiğimiz gün itibariyle ele aldığımız hususlardan birisiydi ve aklımızda şu soru vardı; İstanbullulara layık yaşanabilir bir İstanbul nasıl olabilir? Bizim cevabımız bu anlamda net. İstanbulluların hakkı adil, yeşil ve yaratıcı bir İstanbul'dur. Bu anlamda yani bireyleri, çocukları, kadınları, yaşlıları aileleri sağlıklı ve özellikle çevresi sağlıklı, ekonomisi sağlıklı bir İstanbul var etmektir. Ve inanın bu konuda çok çalışıyoruz. Sağlık tüm hayallerimizin ve dört buçuk yıldır hayata geçirdiğimiz tüm hizmetlerin ortak kesişim kümesi. Bugüne dek hayata geçirdiğimiz önemli hizmetlerimiz var. Bakın söyleyeyim özellikle hayata geçirdiğimiz 21 ve hayata geçireceğimiz 14 yaşam vaadimizde bütüncül vizyonla hareket ettik. Sosyal politikalarımızda da girişim ve girişimcilere verdiğimiz desteklerle de sağlıklı bir İstanbul yalnızca 16 milyon İstanbulluya değil, 85 milyonluk Türkiye'ye iyi geldiğini de yaptığımız hizmetlerle gösteriyoruz.

"Bu kadar mafyanın arasında nasıl kaldık"

Bereket getirdiğimiz işlerimiz sizlerin desteği ve onayıyla çok daha yukarılara taşıyoruz. Bütün hizmetlerimizde sizlerin ortaya koyduğunuz mücadeleyle tam yol ileri deveye devam edeceğiz ve çok başarılı olacağız. Bakın 10 yeni bağımlılıkla mücadele merkezi açacağız. Ve bu bağımlılıkla mücadele meselesi Türkiye'nin, İstanbul'umuzun özellikle son dönemde niçin en büyük problemlerden birisi olduğunu bu millet, bu idareye merkezi idareye soracak, soracak. Hiç bu işin lamı cimi yok. Yani bir dönem bu işle hayatını geçiren insanlar ortalıkta kol geziyor. Şimdi de her gün birisi öbürüsü yakalanıyorken alkışlanıyorlar. Ben açıkçası söyleyeyim. Yani insan şuna üzülüyor Allah Allah diyorsun. Ya biz bu kadar, bu kadar nasıl mafyanın veya bu işle uğraşanın arasında kaldık? Bunlar ne zaman yerleşti? Bu ülkeye diye düşünmeden edemiyorum. Beni çok üzüyor. (Kısa Dalga)

Gündem