Emniyet istihbaratı, Suruç bombacısının Suriye'ye gittiği bilgisini MİT ile paylaşmamış

Emniyet istihbaratı, Suruç bombacısının Suriye'ye gittiği bilgisini MİT ile paylaşmamış
Emniyet Genel Müdürlüğü'ne bağlı istihbarat biriminin, Suruç'ta canlı bomba saldırısını gerçekleştiren Şeyh Abdurrahman Alagöz’ün Suriye’ye gittiği bilgisini Millî İstihbarat Teşkilâtı ile paylaşmadığı ortaya çıktı. Şube müdürü hakkında disiplin süreci başlatıldı.

IŞİD’in, Şanlıurfa’nın Suruç ilçesindeki canlı bomba saldırısı ile ilgili dava dosyasındaki belgelere göre; Emniyet Genel Müdürlüğü İstihbarat Daire Başkanlığı C Şube Müdürlüğü, saldırıyı düzenleyen Şeyh Abdurrahman Alagöz’ün Suriye’ye gittiği bilgisini Millî İstihbarat Teşkilâtı ile paylaşmadı. Bu bilgiyi C Şube Müdürlüğü’ne ileten Adıyaman Emniyeti’nin, Alagöz ile ilgili başka bir istihbarat notunda, Terörle Mücadele Şube Müdürlüğü’nü “Halen Suriye ülkesinde DEAŞ adına faaliyet gösterenlerin bulunduğu, önümüzdeki süreçte bu şahısların ülkemize geri dönmeleri halinde çeşitli sansasyonel eylemlere tevessül edebilecekleri” diye uyardığı ortaya çıktı. Tüm bunların ardından, C Şube Müdürü E.Ç. hakkında disiplin süreci başlatıldı.

IŞİD’in 20 Temmuz 2015 tarihinde Şanlıurfa’nın Suruç ilçesinde düzenlediği, 33 yurttaşın hayatını kaybettiği canlı bomba saldırısı ile ilgili dava Şanlıurfa 5. Ağır Ceza Mahkemesi’nde sürüyor.

ANKA'dan Tamer Arda Erşin ve Gürkan Demirtaş'ın haberine göre, saldırıyla ilgili mülkiye müfettişlerinin kamu görevlileri hakkında hazırladığı raporun geniş hali, dava dosyasına eklendi. Raporda, dönemin kamu görevlilerinin, mülkiye müfettişlerinin sorularına verdiği yanıtlarda da yer aldı.

Yaklaşık 9 ay önce Suriye'ye gitmiş

Rapora göre; Emniyet Genel Müdürlüğü İstihbarat Daire Başkanlığı C Şube Müdürlüğü’nün, canlı bomba saldırısını düzenleyen Şeyh Abdurrahman Alagöz’ün, 13 Ekim 2014 tarihinde Suriye’ye gittiği yönündeki bilgiyi Milli İstihbarat Teşkilatı’na vermediği ortaya çıktı. Bu tespitin ardından, mülkiye müfettişlerinin, C Şube Müdürü E.Ç. hakkında 18 Kasım 2015 tarihinde disiplin süreci başlattığı bilgisi raporda yer aldı.

Rapora göre, Adıyaman Emniyet İstihbarat Şubesi, Alagöz’ün Suriye’ye gittiği yönündeki bilgiyi; Emniyet Genel Müdürlüğü İstihbarat Daire Başkanlığı’na, 7 Ocak 2015’te iletti. Bu istihbarat, C Şube Müdürlüğü’ne gönderildi. Ancak C Şube Müdürlüğü, Adıyaman’dan gelen bu istihbaratı, MİT gibi istihbarat birimlerine ulaştırmadı.

Bu istihbaratın MİT’e iletilmesinin önemi, Adıyaman Emniyeti’nin mülkiye müfettişlerine gönderdiği yazıda anlatıldı. Adıyaman Emniyeti, Alagöz’ü; Türkiye sınırları içinde takip edebildiğini ancak ülke sınırlarından çıktıktan sonra istihbarat faaliyeti yürütme imkanının kalmadığını bildirdi. Adıyaman Emniyeti, ilerleyen süreçte Alagöz’ün de aralarında olduğu 33 kişi hakkında, TEM Şube Müdürlüğü’ne “Halen Suriye ülkesinde DEAŞ adına faaliyet gösterenlerin bulunduğu, önümüzdeki süreçte bu şahısların ülkemize geri dönmeleri halinde çeşitli sansasyonel eylemlere tevessül edebilecekleri” bilgisini de paylaştı.

Adıyaman Emniyeti: Sınırlar kontrol altına alınmalıydı

Mülkiye müfettişlerinin raporuna göre, Adıyaman Emniyeti yazısında şu değerlendirmeleri yaptı:

“Suriye'deki örgüt mensuplarının ülkemize illegal giriş-çıkışlarının teknik takip faaliyetleri (dinleme, sinyal bilgilerinin izleme vb.) haricinde zamanında tespit edilmesi çok zordur. Adı geçen şahsın da herhangi bir telefon kullandığına ilişkin bir tespit yapılamadığından ülkemize girişiyle ilgili herhangi bir bilgiye ulaşılamadığı, dolayısıyla Şeyh Abdurrahman Alagöz'ün gerçekleştirdiği menfur saldırıdan veya saldırı emaresinden önceden haberdar olunması şubemiz açısından mümkün olmamıştır. Bahse konu saldırı olayının ilimizle asıl ilişkisi failin ilimizden Suriye'ye katılması olup, şahsın Suriye’ye gittiği değerlendirilen tarihten olay zamanına kadar ilimize geldiği şeklinde herhangi bir tespitin tarafımızdan yapılamadığı dolayısıyla Suriye'ye gittiği tarihten sonra ülkemiz içerisinde şahsa yönelik yapılan ilk tespitin olaya ilişkin olduğu… Bu ve benzeri olayların engellenebilmesinin, sınırlarımızın kontrol altına alınması ve illegal geçişlerin önlenmesiyle tam anlamıyla başarılı olabileceği, yapılacak olan istihbari çalışmaların ise benzere eylemleri engellemede yetersiz kalabileceğinin değerlendirildiği hususunu arz ederim.”

Bombacının ismi patlamadan 4 saat önce sorgulatılmış

Mülkiye müfettişlerinin kamu görevlileri hakkında hazırladığı raporda, canlı bomba Şeyh Abdurrahman Alagöz’ün isminin, saat 11:45’te düzenlenen saldırıdan önce emniyetin sisteminden iki kez sorgulandığı ortaya çıkmıştı.

O dönem Şanlıurfa İstihbarat Şubesi’nde görevli polis memuru A.G.’nin, Emniyet’in şüpheli şahıslarla ilgili bilgilerin yer aldığı DEVA sisteminde, katliamdan yaklaşık 4 saat önce saldırıyı düzenleyen Şeyh Abdurrahman Alagöz’ün ismini sorguladığı tespit edilmişti. Bir diğer sorgulamayı yapan istihbarat polisi A.B. de saldırıdan 1 saat 5 dakika önce, yani saat 10:41’de Alagöz’ün ismini sorgulatmıştı. Her iki istihbarat polisi de bu işlemin rutin işlem olduğunu savunmuştu. (Kısa Dalga)

Gündem