Engelli eğitiminde mahremiyet mi, çocuğun yüksek yararı mı?
DİLEK GEDİK
Ankara’da Down Sendromlu ve aynı zamanda otizmli olan çocuğun kameraların net görüntü almadığı bir alanda öğretmeninden gördüğü şiddet, yıllardır özel gereksinimli çocukların ailelerinin sınıf içinde kamera ısrarını yeniden gündeme getirdi. Ailelerin kamera başvurusunu Milli Eğitim Bakanlığı (MEB) reddetmiş, ancak Kamu Denetçiliği Kurumu başvuru üzerine sınıfta kamera uygulamasına yönelik tavsiyede bulunmuştu. MEB, bir diğer kamu kurumunun tavsiyesini uygulamamakta ısrarlı. Gerekçe mahremiyet, sonuç şiddet. Konu Danıştay’da. Davaya konu çocukların ise kendilerini ifade etme imkanı yok.
MEB’den çözüm önerisi yok
İlk tartışma ve talep İzmir’den başladı. İzmir’de özel eğitim ana sınıfındaki 3 öğrenciye fiziksel ve psikolojik şiddet üzerine otizm dernekleri eğitimi sırasında bir öğrenciye cinsel taciz iddiasıyla açılan iki davayı izlediklerini belirterek “Özel gereksinimli çocukların eğitim kurumlarında uğradıkları fiziksel ve psikolojik şiddete dair gerek sosyal medyada gerekse veli gruplarında çokça örnek olay da paylaşıldığı” gerekçesiyle CİMER aracılığıyla Milli Eğitim Bakanlığı’na başvurdular. MEB’den olumlu yanıt alamayan derneklerden KEDİ Otizm Derneği, Ocak 2024’de özel çocukların eğitim alanlarında her türlü şiddetten korunması için sınıflara kamera konulması talebini içeren dilekçesini Ombudsmanlık kurumu Kamu Denetçiliği Kurumu’na verdi. KDK, Milli Eğitim Bakanlığı'na güven ilişkisinin kurulması için çalışma yapmasını önerdi. MEB’in tebliğ tarihinden itibaren 30 gün içinde tavsiye kararına çözümüyle birlikte yanıt vermesi gerektiğini bildirdi.
Kamera sistemi tercih değil, ihtiyaç
MEB, bu konuya bir çözüm bulmadı. Mevcut sistemde devlet okullarında koridorlarda, okul giriş ve çıkış kapılarında, bahçede, toplu alanlarda kamera sistemi uygulanıyor. Ancak sınıf içerisinde kamera uygulaması bulunmuyor.
Özel Çocuklar Eğitim ve Dayanışma Derneği (ÖÇED) Başkanı Parin Yakupyan, özel eğitim sınıflarına ilişkin kamera talebinin tercih değil ihtiyaçtan kaynaklandığını belirterek, neden bu sistemde ısrarlı olduklarını şöyle açıkladı:
“Kendini ifade edemeyen çocuklarımızın, eğitim aldığı ortamda şeffaflığın sağlanması ve ailelere güven vermesi için kapalı devre kamera sistemi ile kayda ihtiyaç vardır. Bu sadece otizmli bireyler için değil, olası kazalarda şüpheli duruma düşmesini asla istemediğimiz eğitimcilerimiz için de güvenlik ağı sağlayabilecek bir yöntemdir. Bu hayatta hemen hiç kimse kendisinin takip edilmesinden, izlenilmesinden hoşlanmaz. Evet, bunu biz de biliyoruz. Ama yine de özel gereksinimli çocuklarımız için kamera şart diyoruz. Çünkü amacımız mahremiyet ihlali değil. Yaşanabilecek olumsuzlukların önüne geçmek. Hiçbir özel gereksinimli bireyin kapalı kapılar ardında zarar görmesini istemiyoruz. Eğitimcimizin de, zan altında kalmamasını da sağlamak boynumuzun borcu. Sadece ve sadece bir başvuru olduğunda ailelerin ve yöneticilerin izleyebileceği bir kamera sistemi kurulmasını istiyoruz.”
Kamu Denetçiliği Kurumu'nun kararı
Derneklerin başvurusu üzerine Kamu Denetçiliği Kurumu şu tavsiye kararını vermişti:
“Ulusal ve uluslararası mevzuat kapsamında, sınıf güvenliğinin sağlanması ve özel hayatın gizliliğinin korunması arasındaki dengenin, özel gereksinimli çocukların eğitim haklarına erişim sürecinde, üstün yararları önceliklendirilerek kurulması gerektiği; bu bağlamda, çocukların her türlü ihmal, istismar ve şiddete karşı korunmalarında video kamera uygulamasına nazaran çocukların ve öğretmenlerin temel bir hak olan kişisel verilerinin korunması hakkını daha az sınırlandıran ve okul yöneticileri, öğretmenler, öğrenciler ve aileler olmak üzere tüm ilgililerin sürece katılımını ve iletişimlerini kuvvetlendirerek aralarında güven ilişkisinin tesis edildiği etkin bir mekanizmasının oluşturulması amacıyla, multidisipliner bir yaklaşımla işbirliği içerisinde gerekli çalışmaların yapılması gerektiği yönünde, Milli Eğitim Bakanlığına Tavsiyede Bulunulmasına, Kararın başvurucuya ve Milli Eğitim Bakanlığına tebliğine, 6328 sayılı Kanunun 20’nci maddesinin üçüncü fıkrası uyarınca, Milli Eğitim Bakanlığı tarafından bu karar üzerine tesis edilecek işlemin otuz gün içinde Kurumumuza bildirilmesinin zorunlu olduğunun idareye hatırlatılmasına, Türkiye Cumhuriyeti Kamu Başdenetçisince karar verildi.”
Kamera davası Danıştay’da
Ombudsmanlık kurumunun kararı üzerine Danıştay'a başvuruda bulunan otizm dernekleri, MEB'in kamera ret gerekçelerinden biri olarak Kişisel Verilerin Korunması Kanunu'nu (KVKK) gösterdiğini hatırlatarak KVKK'da bulunan istisnalara dikkat çekti ve özel gereksinimli bireylerin çoğunun şiddet durumlarını anlama veya ifade etmede sorun yaşadığını belirtti. KVKK'nın hayat veya beden bütünlüğünün korunması için zorunlu halleri öngören maddelerine atıfta bulunulan başvuruda kamera sistemlerinin özel öğrencilerin güvenliği açısından önemli olduğu vurgulandı. (Haber Merkezi)
Abone Ol
İyi gazetecilik posta kutunda!
Güncel haberler, haftalık ekonomi bülteni ve Pazar derginiz Plus’ı email olarak almak için abone olun.