Erdoğan: Karabağ, Azerbaycan toprağıdır, bunun dışındaki bir statü kabul edilmeyecek

Erdoğan: Karabağ, Azerbaycan toprağıdır, bunun dışındaki bir statü kabul edilmeyecek
Birleşmiş Milletler Genel Kurulu'nda konuşan Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, "Ermeniler dahil herkesin Azerbaycan topraklarında barış içinde yan yana yaşaması öncelikli hedefimiz olmalıdır. Tek millet, iki devlet şiarıyla hareket ettiğimiz Azerbaycan’ın toprak bütünlüğünü koruma yönünde attığı adımları destekliyoruz" dedi.

Cumhurbaşkanı ve AKP Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan, Birleşmiş Milletler 78. Genel Kurulu’nda konuştu. Erdoğan, Genel Kurul'da yaptığı açıklamada, Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti ve Azerbaycan'ın Karabağ'da başlattığı operasyona dair önemli mesajlar verdi.

Erdoğan, "Azerbaycan ve Ermenistan arasındaki görüşme sürecini başından beri destekledik. Ancak Ermenistan’ın bu tarihi fırsatı yeterince değerlendiremediğini görüyoruz. Artık herkesin kabul ettiği gibi Karabağ, Azerbaycan toprağıdır. Bunun dışında bir statüye atılması asla kabul edilmeyecek" dedi.

T24'ün derlediği habere göre; Erdoğan ayrıca, "Kıbrıs'ın artık federasyon modeli temelinde gerçekleşemeyeceği herkesin kabul ettiği bir gerçektir. Uluslararası toplumu bunu kabullenerek KKTC'nin bağımsızlığını tanımaya, bu ülke ile diplomatik siyasi ve ekonomik bağlar kurmaya davet ediyoruz" ifadelerini kullandı.

Erdoğan’ın konuşmasından satır başları şöyle:

"Yabancı karşıtlığı, ırkçılık ve İslam düşmanlığının yeni bir krize dönüşme emareleri, son bir yılda endişe verici boyutlara ulaştı. Dünyanın hangi köşesinde yaşarsak yaşayalım iklim değişikliği ve buna bağlı doğal afetler, artık günlük hayatımızın bir gerçeği haline gelmiştir. İklim değişikliğine bağlı küresel sıcaklık artışının bir buçuk dereceyle sınırlı tutulabilmesi giderek zorlaşıyor. Bunun şartlarından biri kalkınmakta olan ülkelerin çabalarının finansal ve teknolojik olarak desteklenmesidir. Gıda güvenliği, iklim değişikliğinden etkilenen alanların başında geliyor. Su ve toprak kaynaklarının sürdürülebilir kullanımına yönelik doğru politikalar ve yatırımlar geliştirip uygulamalıyız.

Maraş depremi

Türkiye, 6 şubat 2023 sabahı, gerek büyüklüğü gerek etkilediği alan itibarıyla sayın Genel Sekreter’in ifadesiyle yüzyılın en büyük doğal afetlerinden biriyle karşı karşıya kaldı. Dünyanın 100’ü aşkın ülkesinden yardım çağrımıza destek veren tüm dostlarımıza ülkem ve milletim adına teşekkür ediyorum. Depremin yaralarını sarmak, şehirlerimizi bir an önce ayağa kaldırmak için çalışmalarımızı yoğun bir şekilde sürdürüyoruz.

Libya'daki sel ve fırtına

Birkaç gün önce de, güçlü tarihi bağlarımızın bulunduğu Libya, fırtına ve selin yol açtığı ağır yıkımlara ve can kayıplarına maruz kaldı. Felaketin ardından Türkiye olarak 10 bini aşkın insanın hayatını kaybettiği, binlerce kişiden hala haber alınamadığı Libya’ya yardım için hemen harekete geçtik. İlk etapta üç gemi ve üç uçakla, 567 personelin yanı sıra yüzlerce araçtan, binlerce ton ilaçtan, barınma ve sıhhi malzemeden oluşan yardımları gönderdik. Dünyanın neresinde bir mağdur, mazlum varsa yanında yer alan bir ülke olarak Libyalı kardeşlerimizi de yalnız bırakmadık, bırakmayacağız.

Genel Kurul’un bu yılki temasının Türkiye’nin hedefleriyle birebir örtüştüğünü görmekten memnuniyet duyuyoruz. Cumhuriyetimizin 100. yılında hayata geçirmeye başladığımız Türkiye Yüzyılı vizyonumuz, bu örtüşmenin en somut ifadesidir.

"Dünya beşten büyüktür"

Genel sekreterin geçen günlerde yaptığı İkinci Dünya Savaşı sonrası kurulan kurumların bugünün dünyasının yansıtmadığı tespitine biz de katılıyoruz. Bu tespit bizim, "Dünya beşten büyüktür" çağrımızı ifade ediyor. Güvenlik Konseyi, artık güvenliğinin teminatı olmaktan çıkmış, beş ülkenin siyasi stratejilerinin çarpışma alanı haline gelmiştir.

Sığınmacılar meselesi

Sınırlarımız ötesinde inşasına öncülük ettiğimiz konutlar tamamlandıkça sığınmacıların buralara geri dönüşü hızlanacaktır. Ancak Suriye'nin toprak bütünlüğü ve siyasi birliğine en büyük tehdit bu ülke üzerinde hesabı olan güçlerin güdümündeki terör örgütlerine verilen açık destektir. Bir yandan PKK terör örgütünün diğer yandan mezhep ayrışması üzerinden organize edilen radikal grupların cenderesi altında bunalan Suriye halkı isyan noktasına gelmiştir.

Bölgede her başları sıkıştığında DAEŞ bahanesine sığınanlar artık ifşa olmuştur. DAEŞ ile fiilen en büyük mücadeleyi vermiş, bu örgüte en büyük kayıpları yaşatmış ve arkasındaki gerçekleri çok iyi bilen bir ülke lideri olarak açık konuşmak istiyorum. Suriye ve Irak başta olmak üzere Orta Doğu Kuzey Afrika ve Sael’de kendi siyasi ve ekonomik çıkarları için DAEŞ ve benzeri örgütleri paravan olarak kullananların riyakarlıklarından bıktı, usandık. Bu bölgelerdeki tehdit sadece DAEŞ değildir. Asıl tehdit, vekalet savaşlarının aracı olarak kullanılmak üzere beslenen terör örgütleridir. Sırf kendi siyasi ve ekonomik çıkarları için terör örgütleriyle çalışmaya devam eden ülkelerin terörden ve bununla bağlantılı sorunlardan şikayet etmeye hakkı yoktur.

AB’den beklentimiz, uzun süredir ihmal ettiği ülkemize yönelik yükümlülüklerini süratle yerine getirmeye başlamasıdır. özellikle Türkiye'ye yönelik sergilenen ikircikli tavırların artık bir son bulması gerekiyor.

Ermenistan-Azerbaycan gerginliği

Güney Kafkasya’da barışın, huzurun ve iş birliğinin tesisi yolunda, önümüzde tarihi bir fırsat bulunuyor. Bu fırsatı değerlendirmek için Ermenistan ile iyi komşuluk ilişkileri ve tam normalleşmeyi hedefleyen bir süreç başlattık. Azerbaycan ve Ermenistan arasındaki görüşme sürecini başından beri destekledik. Ancak Ermenistan’ın bu tarihi fırsatı yeterince değerlendiremediğini görüyoruz. Artık herkesin kabul ettiği gibi Karabağ, Azerbaycan toprağıdır. bunun dışında bir statüye atılması asla kabul edilmeyecek. Ermeniler dahil herkesin Azerbaycan topraklarında barış içinde yan yana yaşaması öncelikli hedefimiz olmalıdır. Tek millet, iki devlet şiarıyla hareket ettiğimiz Azerbaycan’ın toprak bütünlüğünü koruma yönünde attığı adımları destekliyoruz. Kadim medeniyetimizin köklerinin uzandığı ve aynı kültürü paylaştığımız Orta Asya ülkeleriyle iş birliğimizi güçlendiriyoruz. Türk devletleri teşkilatının bölgesel ve küresel düzeyde giderek daha etkin bir aktör haline dönüşmesinden memnuniyet duyuyoruz."

"Aile" ve LGBTİ+ göndermesi

Aile ve aile müessesesine sahip çıkmak, insan ve tüm insanlığın istikbaline sahip çıkmak demektir. Giderek artan küresel dayatmalar karşısında tüm dostlarımızı aile müessesesinin korunmasına hassasiyet göstermeye davet ediyorum.

Bu sene 100. yılında kutlayan Türkiye Cumhuriyeti olarak herkes için barış, refah ve tüm insanlığın yararına adımlar atmaya sürdüreceğiz.

Gündem