Erdoğan'dan Kobane davası yorumu: Yüreklere su serpmiştir
Cumhurbaşkanı ve AKP Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan, Kobani davasında mahkemenin verdiği kararlara ilişkin ilk değerlendirmesinde, "6-8 Ekim olaylarını kışkırtanlar, yönlendirenler, azmettirenler, milletimize böyle bir acıyı yaşatanlar bellidir. Hukuk, elbette bunlardan hesap sormak zorundadır. Siyasi dava denilerek, terör kalkışmasının aklanmaya çalışılması, her şeyden önce hukuka ve demokrasiye hakarettir. 6-8 Ekim olaylarını kimse mazur ve meşru gösteremez. Mahkeme kararıyla ilgili haddi aşan yorumları tasvip etmiyoruz" dedi. Erdoğan, mahkemenin verdiği kararın yüreklere su serptiğini ve adaletin tecellisine olan inancı yeniden güçlendirdiğini söyledi.
26. Dönem Adli Yargı ve 16. Dönem İdari Yargı Kura Töreni'nde konuşan Erdoğan'ın sözlerinden öne çıkanlar:
"Milletin iradesine kimsenin gölge düşürmesine izin vermeyeceğiz"
Milletin kendilerine vermediği yetkiyi silah gücüyle, fezlekelerle veya diğer kanun dışı yollarla gasp etmeye yeltenenler, bundan sonra da adaletin pençesinden kurtulamayacaklar. Vatanımızın bekasına, devletimizin bütünlüğüne, milletimizin birlik ve dirliğine, milli iradenin egemenliğine, vatandaşımızın huzuruna, refahına ve özgürlüklerine kim kast ederse, dün olduğu gibi karşısında yine bizi bulacak, yargımızı bulacaktır.
Demokrasimize uzanan elleri kırmaktan çekinmedik, yine çekinmeyeceğiz. Milletin iradesine kimsenin gölge düşürmesine izin vermeyeceğiz. Görevi huzuru sağlamak olanların, darbe şartlarının oluşmasını beklediği ve tereyağından kıl çeker gibi darbe yapmakla övündükleri günler artık geride kalmış, eski Türkiye'de kalmıştır. Antidemokratik veya gayrimeşru yollara tevessül edenlerin Türkiye'de varacağı tek yer, mahkeme salonlarında hukuka hesap vermek olacaktır.
"6-8 Ekim olayı protesto gösterisi değil, terör kalkışmasıdır"
6-8 Ekim olaylarıyla ilgili birkaç gün evvel açıklanan mahkeme kararlarını da bu zaviyeden değerlendiriyoruz. Burada bir gerçeğin altını öncelikle çizmek istiyorum; 6-8 Ekim hadisesi, asla bir protesto gösterisi değil, 37 insanımızın vahşice öldürüldüğü bir terör kalkışmasıdır.
Suriye'deki gelişmeleri bahane eden bölücü örgüt unsurları, doğrudan devletimizin bekasını hedef alan bir isyan girişiminde bulunmuştur. Bu isyan girişiminde 37 insanımız, şehir eşkıyaları tarafından katledilmiştir. Ülkemizin 35 ili, 96 ilçesi ve 131 yerleşim biriminde, sokaklar, dükkanlar, okullar ateşe verilmiş, masumların kanı akıtılmıştır. Bölücü canilerin katlettiği insanlar arasında, ihtiyaç sahiplerine kurban eti dağıtan 16 yaşındaki Yasin Börü ve arkadaşları da vardır.
"Siyasi dava demek, hukuka ve demokrasiye hakarettir"
6-8 Ekim olaylarını kışkırtanlar, yönlendirenler, azmettirenler, milletimize böyle bir acıyı yaşatanlar bellidir. Hukuk, elbette bunlardan hesap sormak zorundadır. Siyasi dava denilerek, terör kalkışmasının aklanmaya çalışılması, her şeyden önce hukuka ve demokrasiye hakarettir. 6-8 Ekim olaylarını kimse mazur ve meşru gösteremez.
Mahkeme kararıyla ilgili haddi aşan yorumları tasvip etmiyoruz. Karar, kayıplarının acısıyla son 10 yıldır Kerbela'ya dönmüş yüreklere su serpmiş, adaletin tecellisine olan inancı yeniden güçlendirmiştir. İsyan girişiminden 10 yıl sonra, geç de olsa hakkın yerini bulduğunu görüyor ve bundan da mağdurlar ve demokrasimiz adına memnuniyet duyuyoruz. Sokakları kan gölüne çevirerek bu ülkede siyaset yapılmayacağını artık herkesin anlamasını ümit ediyoruz."
Abone Ol
İyi gazetecilik posta kutunda!
Güncel haberler, haftalık ekonomi bülteni ve Pazar derginiz Plus’ı email olarak almak için abone olun.