ERG'den Öğretmenlik Kanunu'na itiraz: Kapsayıcı ve yeterli değil

ERG'den Öğretmenlik Kanunu'na itiraz: Kapsayıcı ve yeterli değil
ERG'den Öğretmenlik Kanunu'na itiraz: "Öğretmenler arasındaki kadro ve statü farklılıklarının giderilmesi, koşulların iyileştirilmesi yönünde yeterli değil."

Kısa Dalga - Eğitim Reformu Girişimi, Meclis Genel Kurulu'nda görüşülecek 'Öğretmenlik Meslek Kanunu'na ilişkin değerlendirmelerini açıkladı.


Temel amacı 'öğretmenlerin mesleki gelişimlerini desteklemek, iş
barışını sağlamak, çalışma koşullarını iyileştirmek ve mesleğin itibarını artırmak' olarak açıklanan teklifin, öğretmenlerin ve eğitim
paydaşlarının beklentilerini tam anlamıyla karşılayamadığı belirtildi. ERG'nin raporunda "Kanunun amacında yer almasına karşın, öğretmenler arasındaki kadro ve statü farklılıklarının giderilmesi, iş barışının sağlanması ve çalışma koşullarının iyileştirilmesi yönünde yeterli düzenlemeler yapılmadı" denildi. Bilgi notundaki 'değerlendirmeler' şöyle:

AYM kararı neydi, teklif nasıl hazırlandı?

Öğretmenlik Meslek Kanunu, 13 maddeyle 14 Şubat 2022 tarihinde Resmî Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe girmişti. CHP'nin başvurusu üzerine Anayasa Mahkemesi bazı maddeleri iptal etmişti. AYM’nin tanıdığı dokuz ay, kanunun iptal edilen maddelerinin eğitim paydaşlarının da katılımıyla revize edilmesine ilişkindi. Ancak, yeni kanun teklifinin hazırlanma
sürecinin katılımcı profili ve kapsayıcılık bakımından ne genişlikte bir kitleyi içine aldığına ilişkin bir bilgi bulunmuyor.

Öğretmen yetiştirme: Fakülteler işlevsizleşebilir

Mevcut düzende, öğretmen yetiştirme Yükseköğretim Kurulu’na (YÖK) bağlı öğretmen yetiştiren kurumların yani üniversitelerin yetkisindedir. Millî Eğitim Akademisi’nin kuruluşunda eğitim fakültelerinden resmi görüş alınmaması, eğitim fakültelerinin işlevsizleşmesini beraberinde getirebilir. Mevcut öğretmen yetiştirme deneyiminin, kültürünün ve akademik
birikiminin ortadan kaybolmasına sebep olabilir. Yükseköğretim ile ilk ve ortaöğretim arasındaki tartışılan uyumsuzluğu daha da derinleştirebilir.

Mesleğin itibarını azaltabilir

Öğretmen adaylarının mezuniyet sonrasında akademilerde çok düşük maaşlar alacak, akademi sonrasında ise atandıkları takdirde yine sözleşmeli öğretmen olarak istihdam edilecek olmaları, öğretmen yoksulluğunu derinleştirme ve mesleğin çekiciliği ile itibarını azaltma riskini
taşıyor. Akademi dönemine ve ilk atamaya ilişkin düzenlemeler, halihazırda yeni atanan öğretmenler özelinde tartışılan mesleki motivasyon, aidiyet ve iyi olma hâli tartışmalarını büyütüyor.

Öğretmenin mesleki motivasyonu bozulabilir

Meslekte kariyer basamaklarıyla yükselme sistemine, aynı derece ve kademede görev yapan öğretmenlerden unvan alanların almayanlardan daha yüksek maaş alacak olması yüzünden eşit işe eşit ücret ilkesini bozacağı yönünde eleştiriler gelmişti. Teklifte yer alan kariyerde
yükselme sistemi, iş barışı, meslektaşlar arası dayanışma ve işbirliği ile öğretmenin mesleki motivasyonunu bozma riski taşıyor.

Özel okul öğretmenleri yok

Kanun taslağı özel öğretim kurumlarında görev yapan öğretmenlerin haklarını düzenlemiyor. Yani bu gruptaki öğretmenler, ÖMK'da belirtilen kariyer basamakları gibi düzenlemelerden muaf olacaklar. Ek olarak, özel okullar nezdinde çokça tartışılan "taban maaş hakkı" gibi haklara
da erişimleri düzenlenmemiş olacak. Bu, özel okullarda çalışan öğretmenlerin sıkça dile getirdiği mali sorunların ve özel ve kamu kurumlarında çalışan öğretmenler arası eşitsizliklerin devam edeceği anlamına geliyor.

Sözleşmeli öğretmenler...

Sözleşmeli ve kadrolu öğretmenlik arasındaki hak farklılıkları ortadan kaldırılmadı. Sözleşmeli öğretmenlerin en çok altını çizdikleri ihtiyaçlarından biri aile birliği hakkıdır. Yeni kanunda yer alan “Sözleşmeli öğretmenler, can güvenliği ve sağlık mazeretleri hariç olmak üzere, üç yıl süreyle başka bir yere atanamaz.” ifadesi bu hakkın sözleşmeli öğretmenlere tanınmayacağı anlamına geliyor.

Ücretli öğretmenliğe devam

Ücretli öğretmenlik uygulaması sonlandırılmadı. Ücretli öğretmenler saat başına ücret alıyor, tatil dönemlerinde ücret alamıyor ve asgari ücretin altında, çok sınırlı özlük haklarla çalışıyorlar.
Ayrıca, ücretli öğretmenlerin eğitim fakültesi mezunu olma zorunluluğu bulunmuyor, önlisans ve açıköğretim mezunları belirli branşlarda ücretli öğretmen olabiliyor.

Mesleki yetersizlik maddesi keyfi uygulanabilir

Madde 34’te öğretmenlerin “mesleki yetersizliğinin” müfettişlerce tespit edilmesi durumunda akademide eğitime alınması ve yetersizliğin yeniden tespitinde öğretmenlikten alınarak “genel idare hizmetleri sınıfı”nda yer alan kadrolara atanmasına dair ifadede yetersizlik göstergelerine dair hiçbir standart sunulmaması öğretmenleri keyfi cezalandırmalara karşı korunmasız bırakabilir. İki değerlendirmenin farklı müfettişlerce yapılacak olması, öğretmenlerin uğrayabileceği mobbing karşısında yeterli bir koruma
sağlamayabilir.

Disiplin cezaları 18 sayfa


Disiplin cezaları kanun teklifinin getirdiği en kapsamlı düzenlemelerdendir; 18 sayfayı biraz aşan teklifin dört sayfasından fazlasının disiplin hükümlerine ayrıldığı görülüyor. Disiplinin bu denli geniş yer bulması, kanunun öğretmeni cezalandırma aracı olarak yorumlanmasına sebep olabilir. Ayrıca, suç teşkil eden durumların muğlak ve objektif olarak değerlendirilemeyecek “hayâsızca hareketler” gibi ifadelerle tanımlanmış olması, cezaların keyfi ve adaletsizce verilmesinin yolunu açabilir.

Atama bekleyen öğretmenler de yok

Kanun teklifinde, atama bekleyen öğretmenlere, öğretmenlerin yaşam ve çalışma koşullarına, özerkliğine, emekliliğine ve meslek etiğine dair düzenlemeler bulunmuyor. Ek yasal düzenlemelere duyulacak gereksinim kanun teklifinin mevcut hâliyle kapsamı ve öngörüsü
bakımından yeterli olmadığının göstergesidir.

Kapsayıcı kanun gerek

Bu teklif, öğretmenlerin çalışma ve yaşama koşulları, mesleğin itibarı gibi alanlardaki kritik ihtiyaçları dikkate almıyor ve öğretmenlerin iyi olma hâlini olumsuz etkileme riski olan, ceza odaklı düzenlemeler barındırıyor. Tüm öğretmenleri kapsayan adil bir maaş, liyakate dayalı kariyer ilerlemesi ve kapsamlı bir koruma sağlayacak, daha kapsayıcı ve adil bir
çerçeve savunulmalıdır. Öğretmenlerin dönüştürücü gücünü vurgulayan, insan haklarına dayalı bir yaklaşımla düzenlenecek bir meslek kanunu için atılacak adımlar kanun teklifinin bir meslek kanunu olarak kabul görmesi için elzem olacaktır." (Haber Merkezi)

Abone Ol

İyi gazetecilik posta kutunda!
Güncel haberler, haftalık ekonomi bülteni ve Pazar derginiz Plus’ı email olarak almak için abone olun.

Gündem