Et fiyatlarındaki artışın nedenleri: 5 maddede sıralandı

Et fiyatlarındaki artışın nedenleri: 5 maddede sıralandı
TÜSEDAD et fiyatlarındaki artışın nedenlerine dair Rekabet Kurumu’na bir yazı gönderdi. TÜSEDAD, 5 madde sıralarken, kesilen hayvanın yerine yenisinin konulamadığını vurguladı.

Türkiye’de vatandaşlar, yüksek gıda fiyatlarıyla boğuşurken, son dönemde en çok tartışılan konulardan birisi et fiyatları. Kırmızı et fiyatlarındaki artışın nedenlerini gündemine alan Ekonomim yazarı Ali Ekber Yıldırım, üretici sayısının azaldığına dikkat çekti.

Yazısında, Rekabet Kurumu’nun, kırmızı et fiyatındaki artışı mercek altına aldığını ve 27 Mart 2023 tarihli yazı ile Tüm Süt, Et ve Damızlık Sığır Yetiştiricileri Derneği’nden (TÜSEDAD) de küçükbaş ve büyükbaş hayvancılıkla ilgili bilgi ve belgeler istediğini belirten Yıldırım, TÜSEDAD Yönetim Kurulu Başkanı Sencer Solakoğlu’nun Rekabet Kurumu’na gönderdiği yazıyı köşesinde paylaştı.

Süt ve yemin etkisi

Yıldırım’ın “Küçükbaş ve büyükbaş hayvancılıkta yaşananları ve piyasadaki gelişmeleri, buna bağlı olarak kırmızı et fiyatlarını gerçekçi bir dille analiz ediyor” diyerek paylaştığı yazıda özetle şu bilgilere yer veriliyor:

1- Süt/yem paritesi temelde kırmızı et üretimini doğrudan etkileyen faktörlerin başında gelmektedir. Süt hayvancılığı yapan işletmelerin temel geliri süt satışlarından sağlandığından, çiğ süt fiyatının çoğu zaman maliyetin altında kalması; yani süt üreticisinin süt satışından kazandığı para ile hayvanlarını besleyeceği yemi alamaması (çiğ süt/yem paritesi); dişi hayvanlarını kesime göndermesi ile sonuçlanmaktadır. Dolayısıyla, dengesizliklerin temel sebebi süt fiyatlarıdır. Çiğ süt fiyatının en düşük olduğu dönemde dahi 1 litre süt üretimi için 1,5 kg %19 ham protein içeriğine sahip yem alınabilir olması süt işletmelerinin sürdürülebilir olmaları için kritik eşiktir.

2- Et tedariki; iki ana kalem sayesinde sağlanır. Birincisi besi danaları, ikincisi ise reforme ineklerdir. Reforme inek miktarı ise, toplam dişi sığır sayısının %50 sinin %20’si olarak kabul edilmektedir. Dişi sığırların; %50’si henüz süt üretimine başlamamış genç hayvanlardan, kalanı süt veren inekten oluşur. Süt veren ineklerin her yıl %20’si reforme olarak kesime gider ve ete dönüşür.

Üretici sayısı azalıyor

3- Süt üretiminin azalması, anaç hayvan kesimlerinin artması ile doğru orantılıdır. Kooperatiflerde toplanan süt miktarları ve üretici sayıları dikkat çekici bir biçimde düşmüştür. Bursa ili Damızlık Sığır Yetiştiricileri Birliği bölgesel olarak Türkiye’nin süt üretim merkezlerinden biri olmakla beraber süt birliğinin aktif olmaması sebebi ile destekleme almak isteyen üreticinin örgütlü satış için kaydolmak zorunda olduğu bir birliğin üye sayısı 4000 civarından 1280 civarına düşmüştür. Bu oran sahada yaptığımız görüşmeleri teyit etmektedir.

4- Süt hayvancılığının bu denli küçülmesinin ve buna bağlı et arzında meydana gelen düşüşün temel sebebi süt fiyatının düşük tutulmasıdır. Zarar eden üretici işi bırakma eğiliminde olması ve gençlerin zarar eden bir işe girmek istememesi hem köyden kente göçü arttırmakta hem de ülkemizin üretimde dışa bağımlılığını arttıracağı ortadadır.

Dişi hayvan kesimi arttı

5- Azalan dişi hayvan sayısına bağlı olarak doğan erkek sayısı da azalmakta ve bu da besi materyalinin bulunamaması anlamını taşımaktadır. Dişi hayvan kesimlerinin artması kırmızı et arzında kısa dönemde artışa sebep olmakta ve market fiyatlarının sabit kalması anlamını taşımaktadır. Ancak, buradaki en büyük olumsuz etki uzun dönemde görülmekte; besiye alınacak erkek dana bulunamadığı için kırmızı et arzı düşmekte ve buna bağlı et fiyatları yükselmektedir. Şu anda sektörümüzün içinde bulunduğu durum tam olarak budur.

Kesilen hayvanın yerine yenisi konulamıyor

TÜSEDAD’ın yazısında, kesilen hayvanın yerine yenisi konulmadığına da vurgu yapıldı:

“Son dönemde, besicilikteki asıl önemli olan konu, karkas satış fiyatından ziyade kesilen hayvanın yerine yenisini koyma maliyetinin çok yüksek oluşudur. Bu sebeple besicilerimiz, canlı ağırlık artışı az dahi olsa hayvanlarını 1 ay kadar ellerinde tutmakta ve sonra kesime sevk etmektedirler. Temel sorun yine anaç hayvan kesimlerine dayanmaktadır.” (Kısa Dalga)

Ekonomi