Fethiye Çetin, Erdoğan'ın, Rakel Dink'e 'Bizi aşan şeyler var' dediğini anlattı

Fethiye Çetin, Erdoğan'ın, Rakel Dink'e 'Bizi aşan şeyler var' dediğini anlattı
Uzun yıllar Hrant Dink davasına katılan avukatlardan Fethiye Çetin, Erdoğan’ın, Dink öldürüldükten sonra Rakel Dink’e “Bizi aşan şeyler var” dediğini aktardı. Çetin Erdoğan, "Sarı Gelin'in Ankara'nın dehlizlerinde kaybolmasına izin vermeyeceğim" demişti Sonra yavaş yavaş muktedir olmaya başladılar" dedi.

Agos Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Hrant Dink'in öldürülmesinin üzerinden 17 sene geçti. Hrant için, 19 Ocak'ta Sebat Apartmanı'nın önünde anma olacak. Bu yıl çok daha kalabalık bir anma bekleniyor. Çünkü, Hrant Dink cinayetinin tetikçisi Ogün Samast, 16 yıl 10 ay hapis yattıktan sonra yaklaşık iki ay önce tahliye edildi.

Agos Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Hrant Dink’in öldürülmesine ilişkin davalara uzun yıllar boyunca katılan avukat Fethiye Çetin, T24’ten Cansu Çamlıbel’e konuştu.

Çetin, “Yola ‘bu işin takipçisi olacağız’ diye çıkan Erdoğan’a yolda ne oldu da bugün ‘FETÖ’cüler yaptı, ceza aldılar ve dosya kapandı’ gibi bir noktaya geldi sizce?” sorusuna verdiği yanıtta, 19 Ocak 2007’de Hrant Dink öldürüldükten sonra Erdoğan ile Rakel Dink’in arasında geçen diyaloğu aktardı.

hrant-dink.webp

Hrant Dink öldürüldüğünde evine ilk gidenlerden birinin dönemin Başbakanı Recep Tayyip Erdoğan olduğunu söyleyen Çetin, sözlerini şöyle sürdürdü:


“O ziyaret sırasında ‘Bizi aşan şeyler var’ gibi bir ifade kullanmıştı. O dönem evet iktidardaydılar ama henüz muktedir değildiler. Daha sonra ettiği laflar da var. ‘Sarı Gelin’in Ankara’nın dehlizlerinde kaybolmasına izin vermeyeceğim’ demişti mesela. Sonra yavaş yavaş muktedir olmaya başladılar. Ben bu süreçte kendi deneyimimden yola çıkarak şunları söyleyebilirim. Hrant öldürüldüğünde iki özel yetkili savcı atandı biliyorsunuz; Selim Berna Altay ve Fikret Seçen. Bu ikisi hemen bütün dosyaya şamil olmak üzere gizlilik kararı aldılar. Bu gizlilik kararından sonra hazırlık süresince biz dosyaya ulaşamadık. Hakikatin ortaya çıkması konusunda yakıcı bir çıkarı olan Dink ailesinin dışında yürütüldü bu süreç. İddianame ortaya çıkıp dava açıldıktan sonra gördük ki savcılar pek bir şey yapamamışlar.”

'Madem cinayet bir FETÖ kurgusu...'


Fethiye Çetin’in Hrant Dink cinayetine ilişkin değerlendirmesi ise şöyle:

"Madem cinayet bir FETÖ kurgusu ve İstanbul Emniyeti’nin haberi yok, o zaman İstanbul Emniyeti neden yapması gerekenleri yapmıyor, tehditlere karşı önlem almıyor? Neden engellemiyorlar cinayeti? Ben bu cinayetin sadece bir cemaat operasyonu olduğuna dönük argümanı kabul etmiyorum. Bu bir bir algı operasyonu. Bana kalırsa Hrant Dink cinayeti bir ‘Özel Harp Aygıtı’ işiydi. Ve devlet içerisinde birbiriyle kavgalı gruplar da Hrant Dink'i korumaya değer bulmadılar ve bu şekilde sonuçlandı. Bizi şu anda bunun sadece cemaatin işi olduğuna inandırmaya çalışıyorlar çünkü rüzgâr buradan esiyor. Yarın nereden isteyeceğini bilemeyiz."

Haberin ilgili soru cevap kısmı şöyle:


- Davanın seyrinde ortaya çıkanları ve hala çıkmayanları sormaya devam edeceğim. Ama bu bahsettiğiniz görüşmede yer alan kişilere dair soruşturma için dönemin Başbakanı Tayyip Erdoğan'ın onay verdiğini hatırlatmanızdan hareketle devam edelim. Erdoğan cinayetin ardından Hrant'ın eşi Rakel Dink'e taziye ziyaretinde bulunmuştu, kamuoyuna yaptığı açıklamalarda "Bu cinayet bize karşı işlendi" gibi çok iddialı cümleler kurmuştu. Hatta mahkemeden ilk karar çıktığında "daha temyize gidecek" demişti. Özetle cinayetten çok rahatsız bir görüntü sergiliyordu. Belli ki Erdoğan o dönem Hrant Dink'in öldürülmesini kendisini ve partisini zor durumda bırakmak için planlanmış bir eylem olarak görüyordu. Yola "bu işin takipçisi olacağız" diye çıkan Erdoğan'a yolda ne oldu da bugün "FETÖ'cüler yaptı, ceza aldılar ve dosya kapandı" gibi bir noktaya geldi sizce? Bugün Erdoğan'ın iktidar ortağı olan MHP ve ülkücülerin sivil alandaki uzantıları mı kendisini bu noktaya getirenler? Mesela Dink öldürüldüğünde MİT Müsteşarı olan, bugün de Bahçeli'nin en yakınında kilit bir danışmanlık pozisyonunu tutan Şenkal Atasagun'un bir etkisi var mıdır tüm bunlarda?

Dediğiniz gibi Hrant öldürüldüğünde evine ilk gidenlerden biri Recep Tayyip Erdoğan'dır. O ziyaret sırasında "Bizi aşan şeyler var" gibi bir ifade kullanmıştı. O dönem evet iktidardaydılar ama henüz muktedir değildiler. Daha sonra ettiği laflar da var. "Sarı Gelin'in Ankara'nın dehlizlerinde kaybolmasına izin vermeyeceğim" demişti mesela. Sonra yavaş yavaş muktedir olmaya başladılar. Ben bu süreçte kendi deneyimimden yola çıkarak şunları söyleyebilirim. Hrant öldürüldüğünde iki özel yetkili savcı atandı biliyorsunuz; Selim Berna Altay ve Fikret Seçen. Bu ikisi hemen bütün dosyaya şamil olmak üzere gizlilik kararı aldılar. Bu gizlilik kararından sonra hazırlık süresince biz dosyaya ulaşamadık. Hakikatin ortaya çıkması konusunda yakıcı bir çıkarı olan Dink ailesinin dışında yürütüldü bu süreç. İddianame ortaya çıkıp dava açıldıktan sonra gördük ki savcılar pek bir şey yapamamışlar.


- Ne demek istiyorsunuz? Biraz açalım lütfen.

Tetikçilerin bütün telefon görüşmeleri aylarca kayda alınmış. Ogün Samast'ın, Yasin Hayal'in, Erhan Tuncel'in onlarca telefon görüşmesi var kayıtlarda. Savcılar bu görüşmelerin dökümlerini istediğinde "imha ettik" denilerek verilmemiş. Mesela teknik takipte olan Ramazan Öztürk diye bir sanık var. Savcılar onun da aslında aylarca dinlendiğini Telekomünikasyon İletişim Başkanlığı'na yazılan bir yazı sonucunda tesadüfen öğreniyorlar. Bütün bilgileri istiyorlar, onlar da gönderilmiyor.

- Göndermeyen kim?

Trabzon Emniyet'i.


- Ramazan Akyürek mi?

Yok o zaman artık Ramazan Akyürek orada değil, Ankara'da Emniyet Genel Müdürlüğü'nde İstihbarat Daire Başkanı'ydı. Bütün delilleri yok edip savcılara göndermeyen Trabzon Emniyet, bir gece Erhan Tuncel'i alıp sabaha kadar tutuyor, sonra bırakıyor. Bizim savcı bunu tespit ediyor. Ama o gecenin bilgileri de gelmiyor, hepsini yok ediyorlar. Trabzon Emniyet bunları yaparken Trabzon Jandarma'sı ne yapıyor? İnanılmaz bir biçimde arşivde ayıklama yapılıyor. Gelen bütün ihbarlar yok ediliyor, onların yerine yeni bir ihbar gelmiş gibi sahte rapor hazırlanıyor. (Kısa Dalga)

Gündem