Cumhurbaşkanı Erdoğan emeklinin beklediği açıklamayı yapmadı
Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan 1 saat 40 dakika süren kabine toplantısının ardından açıklamalarda bulundu. Erdoğan emeklilerin beklediği bayram ikramiyelerindeki artış konusunda açıklama yapmadı. İşe alınacak işçilerin 3 veya 6 aylık primlerinin bakanlık tarafından karşılanacağını söyledi. Çiftçiye ekim dikim yaptıkları 2B arazilerinde ecremisil kolaylığı sağlanacağını açıkladı. Fiyat artışları yüzünden refahın bir miktar gerileyebileceğini belirtti. "Terörün belini nasıl kırdıysak fiyat artışlarını da belini öyle kıracağız" ifadesini kullandı.
Erdoğan'ın konuşmasında verdiği mesajlar şöyle:
BURUK RAMAZAN: Ramazan ayının rahmeti, mağfireti, affı, bereketi milletimizle birlikte tüm Müslümanların, tüm insanlığın üzerine olmasını cani gönülden temenni ediyorum. Maalesef son yıllarda ramazan aylarını hep sıkıntılı gündemlerin eşliğinde buruk bir şekilde geçiriyoruz.
TEDARİK SİSTEMİ DÜZELMİŞ DEĞİL: Salgın döneminde bozulan tedarik sistemi hala düzeltilmiş değildir. Tam tersine Karadeniz'in kuzeyindeki savaşla birlikte yeni tehditlerle karşı karşıya kalmıştır. Geniş bir alanda giderek ağırlaşan sorunlar zengininden fakirine kadar tüm ülkeleri derinden sarsıyor. Merkezinde olduğumuz coğrafya başta olmak üzere dünyanın dört bir yanında benzer tabloları görmek mümkündür. Kendi kısır ve küçük hesapları üzerinde kaybolup, dünyada olup bitenleri takip edemeyecek kesim varsa da biz tüm bu gelişmeleri yakından takip ediyoruz
KRİZİ FIRSATA ÇEVİRECEK ADIMLARI ATIYORUZ: Türkiye'nin bu zorlu dönemi aşarak bir an önce hedeflerine ulaşması için ülkenin tüm gücünü, imkanlarını ve potansiyelini harekete geçirmenin gayreti içindeyiz. Hamdolsun salgın sürecinde bunu başardık. Şimdi de Ukrayna-Rusya savaşıyla yeni boyutlar kazanarak devam eden küresel krizi fırsata çevirecek adımları da atıyoruz. Bugün Türkiye savaşın her iki tarafıyla da yakın ilişkileri sürdürebilen, tarafları karşılıklı bir araya getirerek sorunun çözümü yolunda somut ilerlemeler sağlanmasını temin edebilen yegane ülkedir.
EKONOMK SALDIRILAR: Önce ekonomimizi çökertmek için döviz kuru ve faiz tartışmaları üzerinden başlatılan saldırıların, ardından da salgın döneminin yol açtığı küresel krizin ülkemize etkileri hala sürüyor. Enerji ve gıda fiyatları da başta olmak üzere, küresel ekonomik dengeleri kökünden bir kez daha sarsan Rusya-Ukrayna krizinin sonuçlarını da derinden hissediyoruz. Tabi burada şu gerçeğin unutulmaması gerekiyor; petrol, doğalgaz ve kimi madenler gibi ülkemizin küresel piayasalardan temin ettiği ürünlerin fiyatlarının döviz cinsinden katlanarak artmasını bizim tek başımıza önleyebilmemiz mümkün değildir.
ÜRETİM KAPASİTEMİZ YETERLİ: Aynı şekilde gıda sektörünün kullandığı ham madelerin fiyatlarındaki artışlar da ithalatımıza da ve ihracatımıza da olan etkileri sebebiyle bizi yakından ilgilendiriyor. Mevsim şartlarının sebze ve meyve fiyatlarının yükselmesi üzerindeki etkisini de gözardı edemeyiz. Esasen Türkiye'nin sorunu kendi vatandaşlarının ihtiyacı olan buğdayı, unu, yağı, eti, sütü, sebzeyi, meyveyi üretmek değildir. Alllah'a şükür kendi insanımızı temel gıda maddelerinden mahrum bırakmayacak üretim kapasitesine ve gerçekleşmesine sahibiz. Ama küresel sistemde açık bir ekonomide sadece sizin kendi kendinize yeterli olmanızla iş bitmiyor. Elinizdeki ürünlerin bir kısmını dışarıya satarken dışarıdan tüketim olarak ürün alıyorsunuz. Ürün arzındaki denge bozulduğunda fiyatlar fahiş şekilde yükseliyor. Amerika'da açıklanan son 40 yılın en yüksek enflasyon rakamları sınır tanımaz boyutları göstermektedir.
AÇGÖZLÜ KESİM VAR: Teknolojik ürünler ve enerji yanında insanların günlük hayatını yakından ilgilendiren yağdan, şekere, undan ete pek çok konuda böyle bir durum ortaya çıkmıştır. Bizim bu süreçteki önceliğimiz en pahalı malın olmayan mal olduğu gerçeğinden hareketle vatandaşlarımızın temel ihtiyaç maddelerine kesintisiz ve en uygun şartlarda erişimini sağlamaktır. Diğer yandan tamahkârlık yaparak insanlarımızın temel ihtiyaç maddelerinin fiyatlarını yükselten açgözlü bir kesim de vardır. Kimi zaman yalan haberlerle panik oluşturarak, kimi zaman ellerindeki ürünleri piyasaya vermeyip stoklayarak ve hatta imha ederek, kimi zaman aralarında anlaşıp fiyatları artırarak haksız kazanç peşinde koşanları takibe aldık.
GERİDE BIRAKACAĞIZ: Karşımızda zorlu bir tablo olduğunun farkındayız. Her kesimi gözeten, kazanımlarını korumaya, kayıtlarını telafi etmeye yönelik anlayışla yaklaşıyoruz. Hem içeride hem de dışarıda ürün arzının yeniden dengeye oturacağını, tedarik kanallarının işlemeye başlayacağını, fiyatlardaki balonun söneceğini umut ediyoruz. Gelir artışına yönelik tedbirler yanına gereksiz paniklerin önüne geçecek, piyasayı sakinleştirecek düzenlemelere hız vereceğiz. Daha sıkı mücadele ederek bu dönemi de inşallah geride bırakacağız.
LOJİSTİK ANA PLANI: Ülkemizi 2023 hedefleri doğrultusunda özellikle 2053 ve 2071 vizyonları da bizden sonraki nesillere emanet edeceğimizi söylüyoruz. BM İklim Değişikliği Konferansına sunduğumuz katkı beyanımızla 2053 vizyonumuzun ilk somut hedefini ilan etmiştik. Bugün de İstanbul'un fethine atfettiğimiz vizyonumuzun 2053 Ulaştırma ve Lojistik Ana Planını sizlerle paylaşmak istiyorum.
KANAL İSTANBUL: Avrupa-Asya-Afrika bizim için büyük fırsatlar barındırıyor. 12 milyar ton olarak gerçekleşen dünya ticaret hacminin 2030'da 25 milyar, 2050'de 95 milyar tona ulaşmış olması bekleniyor. BM bu oranın 2050 yılında yüzde 70'e çıkacağına işaret ediyor. Kanal İstanbul projesi İstanbul Boğazı'nda yaşanan gemi trafiğinin azaltılması ve ülkemizin jeopolitik konumundan kaynaklı gücünün artırılması bakımından kritik ehemmiyete sahiptir. Hava ulaşımı bakımından ülkemiz Avrupa, Asya'nın batısı ve Afrika için yolcu ve yük trafiği açısından önemli bir merkezdir. Türkiye hızla büyüyen ekonomisini ve turizmini destekleyen 56 havalimanına sahiptir. Önümüzdeki yıllarda bu sayı 61'e yükselecek. İnşallah hemen bayramın ertesinde Rize-Artvin Havalimanı'nın açılışını yapıyoruz. Halen yıllık 210 milyon olan havayolu yolcu sayısı 2053 yılında 344 milyona çıkacaktır.
HABERLEŞME HEDEFLERİ: Haberleşmede ileri teknoloji ile yolumuza devam ederken ülkemizin dört bir yanına fiber ağlarla öreceğiz. Hedefimiz mobil geniş bant yoğunluğunu yüzde 100'e ulaştırmaktır. Genişleyen uydu filomuz sayesinde inşallah bu alanda küresel ölçekte hizmet verebilen dünyanın lider ülkelerinden biri haline geleceğiz. 5'er yıllık planlamalarla demiryolu, karayolu, denizyolu, havayolu ve haberleşme için 198 milyar dolar yeni yatırım yapacağız. Sektörün milli gelirimize katkısı 2053'e kadar 1 trilyon doları geçerek yatırım bedelinin 5 katından fazlasını ülkemize kazandıracaktır. Ulaştırma ve haberleşme sektörünün 2053 yılında üretime katkısı 1.94 trilyon dolar ile yatırım bedelinin yaklaşık 10 katına çıkacaktır. Amacımız süreç sonunda ülkemizin dünyanın gelişmekte olan değil gelişmiş ülkeleri arasındaki seçkin yerini almasıdır.
REFAH SEVİYELERİ BİR PARÇA GERİLEYEBİLİR: İki büyük cihan savaşının ardından kurulan dünya düzeninde hak ettiği yeri alamayan ülkemiz için bir dönem artık sona ermek üzeredir. Her demokrasi ve kalkınma teşebbüsü tek parti faşizm, vesayet, darbelere kadar nice yöntemle engellenen büyük ve güçlü Türkiye inşasına kimse mani olamayacaktır. Ülkemizi geçtiğimiz 20 yılda kurduğumuz eser ve hizmet altyapısının üzerinde hedeflerine ulaştırmakta kararlıyız. Diğer ülke ve toplumların bugün başlasalar çeyrek asırda tamamlamayacak işleri biz önemli ölçüde bitirdik. Üretim ve tedarik zincirlerindeki aksaklıklar sebebiyle yaşanan küresel krizler elbette ülke içinde kimi sıkıntılara yol açıyor. Dengesiz fiyat artışları özellikle dar ve sabit gelirli vatandaşlarımızın refah seviyelerinin geçici olarak bir parça gerilemesine sebebiyet verebilir.
CARİ FAZLA ÜZERİNE KURULU EKONOMİ DÜZENİ: Bizim için aslolan özellikle her bir insanımızın çalışacak iş, evine götürecek ekmek, başını sokacak yuva bulabilmesidir. Fiyatlardaki istisnai sıçramanın belirsizliğini ortadan kaldırarak yatırım, istihdam, ihracat, cari fazla yoluyla büyüme üzerine kurulu ekonomi anlayışına ağırlık vereceğiz. Şubat ayı itibariyle yıllık sanayi üretim endeksi yüzde 13,3 oranında artarak üretim temelli büyümenin sürdüğünü göstermektir. Bu tablonun değerini sanayici, nakliyeci, ihracatçı bilir.
İŞE ALINACAK İŞÇİNİN PRİMLERİNİ 3 VEYA 6 AY BAKANLIK KARŞILAYACAK: İşgücü istasitiklerinde işsizliğin azalmaya devam ettiğine işaret etmektedir. İstihdamı arttırmanın kıymetini de yıllardır iş bulamadığı için boynu bükük kalanlar bilir. İlave istihdam taahhüt eden firmaların işe alacakları her işçinin 3 veya 6 ay itibarıyla sosyal destek primlerini Çalışma Bakanlığımız karşılayacak. İşe giren her bireye 1 veya 2 yıl istihdam garantisi oluşturmuş olacağız. İşverenlerimizi yeni programımızdan istifade etmeye çağırıyoruz.
2B ARAZİLERİNİN SATIŞI İÇİN BAŞVURU SÜRESİNİ UZATTIK: 2B arazilerin satışı ile ilgili başvuru ve ödeme süresini de 31 Aralık tarihine kadar uzatma kararı aldık. Tarım amaçlı kullanılmak üzere çiftçilerimize ecrimisil bedelinin yarısına 10 yıl süreyle kiralama imkanı getirdiğimiz Hazine taşınmazlarına başvuru süresini kaldırıyoruz. 3 yıl süreyle Hazine taşınmazını kullanan çiftçilerimize başka şart aramadan bu araziyi kiralama imkanını getiriyoruz. 10 yıllık süreyi dolduranlar satın alabilecektir.
SONDAJ GEMİSİ: Enerji gücünde 100 bin megawat sınırını geçtiğimizin müjdesini paylaşmak gerektiğini düşünüyorum. Kurulu güç bakımından Avrupa'da 6. dünyada 14. sıraya çıkmış olduk. Biz geldiğimizde hidroelektrik dışında hiç olmayan yenilenebilir kaynaklar konusunda kurulu gücümüzün yüzde 54'üne ulaşarak bir devrim gerçekleştirdik. Karadeniz'de keşfettiğimiz, önümüzdeki yıl kullanıma sunacağımız doğalgaz çalışmasında, geçtiğimiz hafta Yavuz sondaj gemisini Türkali 2 kuyusuna gönderdik. Yeni aldığımız sondaj gemisinin de filomuza katılmasıyla bu çalışmaları daha da hızlandıracağız.
TERÖRÜ NASIL EZDİYSEK... Enerjiden gıdaya her alanda sorunların çözümünün ötesinde geleceğin ihtiyaçlarını karşılayacak projeleri hayata geçirmek için gece gündüz mücadele ediyoruz. Ülkemizin her meselesini nasıl hal yoluna koyduysak, inşallah bugünkü sıkıntıları da yine biz çözeceğiz. Terör örgütlerinin başını nasıl ezdiysek, fiyatlardaki yükselişin belini de aynı şekilde yine biz kıracağız. Demokrasi ve milli iradenin üstünlüğünü kökleştirdiysek ekonomimizi de aynı şekilde biz güçlendireceğiz. Kuru nasıl kontrol altına aldıysak enflasyonun üstesinden inşallah yine biz geleceğiz. Allah'ın izniyle bu imtihanı başarıyla atlatacağımıza inanıyorum.
Abone Ol
İyi gazetecilik posta kutunda!
Güncel haberler, haftalık ekonomi bülteni ve Pazar derginiz Plus’ı email olarak almak için abone olun.