Gezi tebliğnamesindeki çelişki: Savcı hak ihlal eden kararları, Can Atalay için emsal gösterdi

Gezi tebliğnamesindeki çelişki: Savcı hak ihlal eden kararları, Can Atalay için emsal gösterdi
Gezi Davası tebliğnamesini hazırlayan Yargıtay savcısı, Anayasa Mahkemesi’nin “hak ihlali” tespiti yaptığı Leyla Güven ve Enis Berberoğlu kararlarını Can Atalay’ın salıverilmemesi için “emsal” olarak gösterdi. Anayasa Mahkemesi, Savcı Şahin’in “hangi suçları içerdiğini belirlemek uygulayıcıya aittir” dediği Anayasa’nın 14. Maddesi için, Leyla Güven ve Enis Berberoğlu kararlarında, “Bu maddenin hangi suçları içerdiğini yargı belirleyemez” demişti.

ERSAN ATAR

Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı’nın Gezi Davası tebliğnamesinde, Can Atalay hakkındaki yargılamanın devam etmesi gerektiği görüşüne “emsal dayanak” olarak gösterdiği iki kararın Anayasa Mahkemesi’nce “hak ihlali” olarak kabul edilen Leyla Güven ve Enis Berberoğlu kararları olduğu ortaya çıktı. Yargıtay Savcısı, Anayasa Mahkemesi’nin, “kapsamını belirlemek yargı organlarının işi değildir” dediği Anayasa’nın 14. Maddesi için, “Bu maddenin kapsamını uygulayıcı belirler” görüşünü savundu.

Hatay’dan Türkiye İşçi Partisi Milletvekili seçilen Can Atalay’ın avukatları, 14 Mayıs seçimlerinin sonuçlanmasının ardından temyiz süreci nedeniyle Gezi Davası dosyasını elinde bulunduran Yargıtay’a başvurarak Atalay hakkındaki “yargılamanın durdurulmasını ve tahliye kararı verilmesi”ni istemişlerdi. Atalay’ın avukatları, bu başvuruya dayanak olarak; milletvekili dokunulmazlığını içeren Anayasa hükümlerini göstermişlerdi.

Bu başvuruyu tek başına inceleyip “durdurma ve tahliye” talebine ilişkin kararı verecek olan Yargıtay 3. Ceza Dairesi’ne göndermesi beklenen Yargıtay Başsavcılığı yöntem olarak, “Can Atalay’ın sanığı olduğu Gezi Davası’nın tebliğnamesini hazırlayıp dosyayı bütün olarak Daire’ye gönderme”yi seçti.

Savcıya göre: Emsal

Yargıtay Savcısı Zafer Şahin, Gezi Davası tebliğnamesinde, Can Atalay’ın avukatlarının “yasama dokunulmazlığı nedeniyle yargılamanın durdurulması” talebinin reddedilmesi gerektiğini savunurken Yargıtay’ın daha önce verdiği bazı kararları “emsal” olarak gösterdi. Bu kararlar arasında, Yargıtay 16. Ceza Dairesi’nin (Şimdi 3. Ceza Dairesi’nin baktığı dosyaları daha önce bakan Daire) karar numaraları yer aldı.

Savcı Zafer Şahin’in “kopyalama” yöntemiyle atıf yaparak “emsal gösterdiği” Yargıtay 16. Ceza Dairesi’nin iki kararından birinin eski HDP Milletvekili Leyla Güven, diğerinin de eski CHP Milletvekili Enis Berberoğlu hakkındaki kararlar olduğu belirlendi.

Savsı Şahin tebliğnamesinde milletvekili dokunulmazlığının sınırlarını tartışırken Anayasa’nın 14. Maddesi kapsamındaki suçların dokunulmazlık kapsamı dışında kaldığını, Can Atalay’ın 18 yıl hapse mahkum edildiği “Türkiye Cumhuriyeti’ni ortadan kaldırmaya teşebbüs suçuna yardım” suçunun da Anayasa’nın, milletvekili dokunulmazlığının istisnalarını içeren 14. Maddesi kapsamında olduğunu savundu.

Savcı Zafer Şahin, Anayasa’nın 14. Maddesinin genel hükümler içerdiğini, bu maddede yapılan genel sınırlamanın Türk Ceza Kanunu’ndaki hangi suçları kapsadığını belirleme yetkisinin uygulayıcıda, bir başka deyişle, hakim-savcılarda olduğunu savunurken Yargıtay 16. Ceza Dairesi’nin kararlarından şu alıntıyı yaptı:

“Nitekim, seçimden önce bu madde kapsamında suç işleyen milletvekili, Türkiye Cumhuriyeti Anayasanın 83/2 maddesinde öngörülen yasama dokunulmazlığından yararlanamayacaktır. Kanun koyucu, hangi suçların bu madde kapsamında olduğunu tahdidi olarak saymamıştır. Kapsamı belirleme görevi uygulayıcıya aittir. Devletin birliğini ve ülke bütünlüğünü bozmak, Anayasal düzene ve bu düzenin işleyişine karşı suçların bu kapsamda kaldığında kuşku yoktur.”

Savcı Şahin tebliğnamesinde, Yargıtay’ın bu görüşünün “emsal teşkil ettiğini” savundu.

Anayasa Mahkemesi’ne göre: İhlal

Yargıtay Savcısı Zafer Şahin’in karar numaraları vererek alıntı yapıp emsal gösterdiği Yargıtay kararlardan birinin muhatabı olan Leyla Güven, milletvekili seçilmiş olmasına rağmen ikinci kez tutuklanmış olması ve hakkındaki yargılamanın durdurulmamış olmasını hak ihlali olarak öne sürüp Anayasa Mahkemesi’ne başvurmuştu. Anayasa Mehkemesi Leyla Güven’in bu başvurusunu geçen yıl Nisan ayında sonuçlandırmıştı.

Yüksek Mahkeme Leyla Güven’in milletvekili seçilmiş olmasına rağmen, hakkındaki yargılamanın durdurulmamasını ve bu yargılama kapsamında ikinci kez tutuklanmasının “seçilme hakkının ihlali” olarak tespit etmişti. Anayasa Mahkemesi’nin Leyla Güven kararında, Yargıtay Savcısı Zafer Şahin’in, Can Atalay’a ilişkin “Anayasa’nın 14. Maddesinin sınırlarını belirleme yetkisi uygulayıcıdadır” görüşünün aksine şu tespitler yapılmıştı:

“Bu itibarla Anayasa'nın 14. maddesindeki durumların kapsamını ortaya koyan yasama dokunulmazlığının güvencelerini sağlayacak öngörülebilirlikte anayasal veya kanuni kuralların bulunmaması karşısında, Anayasa'nın 14. maddesinin üçüncü fıkrasından ve Anayasa'nın seçme, seçilme ve siyasi faaliyette bulunma hakkını düzenleyen 67. maddesinin üçüncü fıkrası hükümlerinden hareketle Anayasa'nın 83. maddesinin ikinci fıkrasında yer alan ‘Anayasanın 14 üncü maddesindeki durumlar’ ibaresinin kapsamına hangi suçların girdiği konusunda kanun koyucunun düzenlemesi dışında yargı organlarınca yapılan yorumlarla belirlilik ve öngörülebilirliği sağlamanın mümkün olmadığı sonucuna ulaşılmıştır.”

Anayasa Mahkemesi aynı kararında, “Mahkemelerin söz konusu anayasal hükümleri özgürlükler lehine yorumlamadıkları gibi onları böyle bir yorum yapmaya sevk edecek esasa ve usule ilişkin güvencelerin olduğu bir yasal sistemin de bulunmadığı değerlendirilmiştir” ifadelerine yer verilmişti.

Anayasa Mahkemesi benzer tespitleri Enis Berberoğlu ve Ömer Faruk Gergerlioğlu kararlarında da yapmıştı.

Özel Haber