Gültekin Uysal'dan çıkış: İktidarı kurtaracak hiç bir 'demokratik' formül kalmadı

Gültekin Uysal'dan çıkış: İktidarı kurtaracak hiç bir 'demokratik' formül kalmadı
Demokrat Parti Genel Başkanı Gültekin Uysal "Sadece sandıkta değil, bunun hesabı hukuk önünde de sorulacak! Görevini yapmayan, hazırlık yapmayan, bu felakete sebep olan kim varsa hesabını vermeli" dedi.

Millet İttifakı üyesi Demokrat Parti'nin Genel Başkanı Gültekin Uysal sıralı mesajlar paylaştı.

Uysal, Soylu'nun çay, şeker istemesini eleştirirken, "zaafiyeti ifade eder hale geldiler" dedi. Ayrıca Uysal "Yıllardır devleti ele geçireceğiz diye uğraşıyorlar; Kızılay'ı ele geçirdiniz de ne oldu?" diye tepki gösterdi.

Uysal'ın mesajları şu şekilde;

"Umuda #İhtiyacımızVar Bu büyük ülkenin nereden geldiğini biliyoruz.
Bu ülkede doğan insanlarımızın bu topraklarda geleceğini şekillendirmesi için umuda ihtiyacı var.

Bir Milletin kaderinin nasıl değiştiğini, bir kişinin bir Milletin kaderini nasıl değiştirdiğine şahidiz. Büyük Atatürk'ün Harbiye'ye girişi de bu değişikliğin başlangıcı!

Atatürk ve arkadaşları Türkiye Cumhuriyeti'ne bir yüz yıl kazandırmış. Bugün hepinizin sorumluluğu yeniden bu Büyük Ülkeyi, Cumhuriyetin kurucu değerleri ile yeni bir yüzyıla taşımak. Sorumluluğumuz huzur üreten, refah üreten, güvenlik üreten bir ülke halinde gelmesi.

Bir sistemin etkinliğinin, sağlıklı işleyip işlemediğinin kanıtı bu gibi hadiselerdir.

Biz Manavgat'ta, Milas'ta yangınlarda bu "fiyasko"nun provasını yaptık!
O gün orada THK'nin nasıl çökertildiğini, Orman Genel Müdürlüğü'nün böyle bir felakete hazırlık yapmadığını gördük.

Bu gibi bir felakette tüm Milli güç unsurlarının sevk edilmesi gerekirdi.

Bugün deprem bölgesinde kaç insanımızı kaybettiğimize dair şüphelerimiz var!

Sadece seçime yönelik bir acelecilikle, teknik analizleri, alt yapı çalışmaları adam akıllı yapılmadan bir inşa sürecine girildi.

Yıllardır devleti ele geçireceğiz diye uğraşıyorlar; Kızılay'ı ele geçirdiniz de ne oldu?

Sayın Erdoğan'ın bütün hesabı; seçim arefesinde böyle bir deprem yaşandı, acaba ben nasıl zarar görmem!

"Ne istediniz de vermedik" diyerek neler yaptığını itiraf eden Erdoğan, bu tavrı ile ülkeyi 15 Temmuz'da bir darbe ile burun buruna getirdi. Sonrasında da helallik istedi!
Milletimiz affetsin dedi!

Sadece sandıkta değil, bunun hesabı hukuk önünde de sorulacak! Görevini yapmayan, hazırlık yapmayan, bu felakete sebep olan kim varsa hesabını vermeli!

Milletimiz, kendi kaynaklarını yağmalayanlardan hesap sorulmasını istiyor. Suç işlememiş insanların korkacağı bir şey yok!

Devletimizi aciz göstermeyin diye caka satıyorlardı, yardım yapılacaksa benim siyasetime akredite kurumlar üzerinden yapılır diyorlardı. Şimdi çay, şeker istiyorlar! Zaafiyeti ifade eder hale geldiler. Babaların, annelerin feryadı, en küçük bir mahcubiyet duymayanların omuzundadır.

Hiç bir ölçülerinin olmadığını, hedefe gitmek için neler yapabileceklerini gösteriyorlar.
Çaresizliğin fotoğrafı!

AKP'nin adaleti "Deniz Feneri" davasında batmıştı. Kendi siyasetlerine zararı olmasın diye o mahkemelere müdahale ettiler.

Allah'tan ekonomistler, bir de olmasalar vay halimize! Bu ülkenin hangi varlığı nereye ipotek edilmiş, hangi varlığı nereye satılmış; bilgimiz yok!

Cumhur İttifakının tek bir hedefi var; Erdoğan'ın iktidarını devam ettirmek.

Yargıyı yürütmenin şubesi haline getirerek seçimin güvenliği üzerine gölge düşürme gayretleri var.

Ama Milletimizin kuşkusu olmasın; iradeleri sandığa sağlıklı şekilde yansısın diye bütün çalışmalarımızı yapıyoruz.

İktidarı kurtaracak hiç bir "demokratik" formül kalmadı!"

(Kısa Dalga)

Gündem