Habertürk yazarı Nihal Bengisu Karaca: "Kemal Bey, yüzde 80 cumhurbaşkanı adayı"

Habertürk yazarı Nihal Bengisu Karaca: "Kemal Bey, yüzde 80 cumhurbaşkanı adayı"
Habertürk gazetesi yazarı Nihal Bengisu Karaca, "Kemal Bey, yüzde 80 cumhurbaşkanı adayı. Kalan yüzde 20 ’lik payı şunun için veriyorum: a) Seçime daha çok var. Bazı dinamikler değişirse başka kişilerin önünü açmanın daha iyi olacağını düşünüp çekilebilir" dedi.

Habertürk yazarı Nihal Bengisu Karaca, "Kılıçdaroğlu’nun güveni" başlıklı yazısında geçen prşembe gecesi CHP Ankara Genel Merkez binasından yapılan yayınla ilgili izlenimlerini aktardı.

"Sanırım kendisiyle beraber yayına çıkmayalı bir on yıl olmuştu. O yüzden siyaset izleniminden önce şahsiyet izlenimi yaptım" diyen Karaca, "İlgimi çeken en önemli şey Kemal Bey’in rahatlığı ve kendisine güveni oldu. Yayından önce uzun uzun “Reyhan’ın şerbeti mi daha iyi çayı mı daha iyi?”yi konuştuk. Sanki kafasında her şeyi netleştirmişti ve bu ona büyük bir rahatlık vermişti" dedi. Karaca, Kılıçdaroğlu'nun adaylığı konusunda da özetle şunları yazdı:

(...) Gelelim Cumhurbaşkanı adaylığı konusuna...

Kemal Bey, % 80 cumhurbaşkanı adayı. Kalan %20’lik payı şunun için veriyorum: a) Seçime daha çok var. Bazı dinamikler değişirse başka kişilerin önünü açmanın daha iyi olacağını düşünüp çekilebilir. b) Hala tavşan kaç tazı tut stratejisi uyguluyor olabilir.

Kavga eden kimlikleri barıştırma iddiasında kendisine güven duymasını çok değerli buluyorum.

Lakin bu meselede tek belirleyici etken bir siyasi liderin barışma, helalleşme konusunda doğru adımları atmasına bağlı değil. Maalesef değil.

Kılıçdaroğlu cumhurbaşkanı adayı olursa seçimi kaybettiklerinde çok ağır bedeller ödeyeceğini düşünen taraf seçim sathı mailinde Kılıçdaroğlu’na kimliği üzerinde vurmayı, hatta aynı kimliği taşıyan kitleleri provoke edip kriminalize etmeyi dahi kendilerine mubah görecektir. Çünkü mevcut model kazananın her şeyi kazandığı, kaybedenin her şeyi kaybettiği bir model. Kaybetme olasılığı sadece hükümet üzerinde değil, hükümete yakınlığı oranında palazlanan, korunan ve bugün artık düpedüz ‘kartel rejimi’ halini almış devletin diğer unsurlarında da stres yaratıyor. Bu stres ve sonuçları 2023'e giden yolda 2022'ye kötücül bir damga vurulmasına yetecek kadar güçlü .

İdealist tarafım, karanlık tablolar çizmek demokrasi namına ülkenin elinde kalmış az şeyden en önemlisi olan sandığın, seçimlerin değerini tahfif eder, insanları korkuya sevk etmek özgür irade üzerine ipotek koymaktır, diyor. Potansiyel ve müstakbel tehlikelerden bahsetmenin ekonomi demokrasi ve hukuk krizlerinden yılmış insanlar tarafından "Mevcut duruma razı olun, uzlaşın, taviz verin aksi takdirde daha kötüsü olur" diye duyulma riski var çünkü ve böyle duyulmayı asla istemem. Kaldı ki, zaten doğru olan hiçbir şey yok ki, bedeli ödenmemiş olsun

Realist tarafım ise “Kontrolsüz güç güç değildir’ dendiğinde "Güç güçtür ve zor kullanmak tek çare ise kullanılır" diye cevap verecek noktaya gelmiş, çünkü zaman içinde yaşanan hadiseler yüzünden kendi değerleriyle kurduğu ilişki bozulmuş ve muhalefete bakış açısı fena halde çarpıklaşmış, daha bir iki hafta önce baş yazarına CHP’nin kapatılmasından sürgünlerden 150’liklerden bahsettirmiş olan bir iktidar ve rejim blokunun sağduyusuna fazla güvenildiğini söylüyor."

Hadi ben son zamanlarda sufizme, mindfullnes çalışmalarına bağladım, "Mevla görelim neyler, neylerse güzel eyler" modundayım. Ama hala Kılıçdaroğlu’nun rahatlığını, kendisine ve topluma duyduğu azami güveni ve iyimserliğini neye borçlu olduğunu çözemedim.

Sebep ekonominin felakete doğru gitmesi bunun da muhalefete alan açıyor olması mı? On yılı aşkın süre içinde kazandığı tecrübe mi? Yoksa sadece Reyhan çayı mı?

YAZININ TAMAMI

Abone Ol

İyi gazetecilik posta kutunda!
Güncel haberler, haftalık ekonomi bülteni ve Pazar derginiz Plus’ı email olarak almak için abone olun.