Hablemitoğlu davasında görevsizlik: Azmettirenler FETÖ'cü, dava terör mahkemesinde görülmeli

Hablemitoğlu davasında görevsizlik: Azmettirenler FETÖ'cü, dava terör mahkemesinde görülmeli
Mahkeme, Hablemitoğlu cinayetinin FETÖ faaliyetleri içerisinde işlendiği gerekçesiyle görevsizlik kararı verdi. Mahkeme, davanın terör suçlarına bakan ihtisas mahkemesinde görülmesi gerektiğine işaret etti. Ancak mahkeme görevsizlik kararına FETÖ’nün “terör örgütü” olmasını gerekçe gösterdi ve Levent Göktaş ve ekibinin eylemlerini yine adli suç olarak değerlendirdi.

Necip Hablemitoğlu’nun öldürülmesi ile ilgili olarak hazırlanan iddianameyi kabul eden mahkeme, cinayetin FETÖ faaliyetleri içerisinde işlendiği ve dolayısıyla terör suçlarına bakan mahkemede görülmesi gerektiği gerekçesiyle görevsizlik kararı verdi. Ancak mahkemenin görevsizlik kararı verirken azmettirici konumundaki FETÖ’nün “terör örgütü” olmasını gerekçe göstermesi ve Levent Göktaş ve ekibinin eylemlerini yine adli suç kapsamında “suç işlemek için örgüt kurma” suçu kapsamında değerlendirmesi dikkat çekti.

Ankara Cumhuriyet Savcısı Zafer Ergün tarafından hazırlanan iddianamede cinayet “terör” eylemi olarak değil adli cinayet olarak değerlendirildi. Savcılığın cinayeti "Levent Göktaş'ın kurduğu suç örgütü"nün işlediğini iddia etmesi ve derin devlet bağlantılarına ilişkin değerlendirme yapmaması da dikkat çekti.

İddianameyi kabul eden Ankara 36. Ağır Ceza Mahkemesi ise kabul kararının hemen ardından görevsizlik kararı vererek dava dosyasının Mahkeme, davanın terör suçlarına bakan ihtisas mahkemesine gönderilmesine hükmetti.

Mahkemenin kararında şöyle denildi:

"Özel Kuvvetlerde Piyade Üsteğmen olarak görev yapan sanık Nuri Gökhan Bozkır'ın ifadeleri ve sonucunda alınan beyanlar doğrultusunda gelişen olaylar örüntüsü irdelendiğinde; maktül Necip HABLEMİTOĞLU'nun ölümünden önceki süreçte Bergama altın madenlerinin çıkarılması ile ilgili olarak çevreci görünüm altında yapılan ancak gerçekte Türkiye'nin kendi yer altı kaynaklarına ulaşmasını engellemek amacı güden toplumsal eylemlere Türkiye'de yerleşik olan bazı Alman vakıflarının destek olduğunu iddia ettiği ve 2001 yılında ilk basımı yapılan" Alman Vakıfları ve Bergama Dosyası" isimli kitap çalışmasının ülkemizde ilk sayılabilecek nitelikte Fetullahçı Terör Örgütünün faaliyetlerini konu aldığı, bu örgütün Türkiye'de başta kamu kurumlarında yönetimi ele geçirmeye yönelik gizli yapılanmasını anlattığı ve ölümünden kısa bir süre sonra ilk basımı yapılan Köstebek isimli kitap çalışmasının olduğu, maktülün bu çalışmaları ile örgütün açık hedefi haline geldiği; maktülün bu faaliyetlerinden rahatsızlık duyan FETÖ/PDY Terör Örgütünün öncesinde kitabın basımına engel olmak için öncelikle maktülle örgüt yöneticisi kişiler aracılığıyla iletişime geçtiği ancak bunu başaramayınca örgüt lideri olan Fetullah GÜLEN'in direktifleri sonucunda sanık Mustafa ÖZCAN ve sanık Enver ALTAYLI'nın maktülü öldürme kararı aldıkları, bu kararı Özel Kuvvetler içerisindeki legal alandan çıkan sanıklar Mustafa Levent Göktaş, Ahmet Tarkan Mumcuoğlu, Fikret Emek ve Nuri Gökhan BOZKIR ile eyleme döktükleri, olayın tetikçisi olan sanık Ahmet Tarkan MUMCUOĞULU'nun sanık Levent Göktaş'ın yönlendirmesi ile olay öncesinde Kazakistan'a gönderildiği ve olaydan kısa bir süre önce yasal olmayan yollardan Türkiye'ye giriş yaparak sanık Fikret EMEK ile Eskişehir'de görüştükleri, yaptığı görüşme neticesinde olaydan 1 gün önce Ankara'ya geldikleri ve sanık Ahmet Tarkan MUMCUOĞULU'nun olay günü maktül Necip HABLEMİTOĞLU'nu ele geçirilemeyen 9 mm çaplı silahla başına 2 el ateş etmek suretiyle öldürdüğünün anlaşıldığı anlatılmıştır.

İhale eden FETÖ, yüklenici örgüt Göktaş ve ekibi

Yukarıda açıklanan nedenlerle olayın gerçekleşmesinde FETÖ/PDY yapısının çatı örgüt niteliğinde olduğu, maktülün öldürülmesinin FETÖ/PDY örgütü faaliyetleri içerisinde ve örgütün kendi amaçları doğrultusunda azmettirmeleri sonucunda gerçekleştiği, sanık Mustafa Levent GÖKTAŞ ve ekibinin örgütlenmesinin ise FETÖ/PDY adına hareket eden TCK'nın 220. maddesi kapsamında öldürme eylemini yüklenici örgüt niteliğinde olduğu böylelikle atılı suçun Terörle Mücadele Kanunun 1. Maddesinde tanımı yapılan terör kapsamında FETÖ/PDY Terör örgütünün amaçları doğrultusunda cebir ve şiddet kullanılarak baskı korku yıldırma ve sindirme yöntemleriyle işlendiği, tüm sanıkların bu amaç ve ülkü birliği doğrultusunda hareket ettikleri ve suçun terör suçu olduğu anlaşılmıştır.

Ağır Ceza Mahkemesi görev alanına giren bir kısım suçlarda ihtisaslaşmaya gidilmesine ilişkin, Hakimler ve Savcılar Yüksek Kurulu Birinci Dairesi'nin 12.02.2015 tarihli ve 224sayılı kararı ve devamında alınan diğer ihtisas kararları dikkate alınarak, 5237 sayılı TCKikinci kitap dördüncü kısmının dört, beş, altı ve yedinci bölümünde tanımlanan suçlar (318,319,323,324,325 ve 322.maddeler hariç) 3713 sayılı Terörle mücadele Kanunu'nun kapsamına giren suçlar dolayısıyla açılacak davalara ilgili ihtisas kararlarında belirtilen mahkemelerin bakmalarına karar verildiği anlaşılarak görevsizlik kararı verilmiştir." (Kısa Dalga)

Gündem