'Hakim suç işledi, yargı tarihinde kara leke olarak kalacak'

'Hakim suç işledi, yargı tarihinde kara leke olarak kalacak'
Erdoğan'ın talebi üzerine ana muhalefet liderine sansür kararı veren hakimi HSK'ye şikayet eden Kılıçdaroğlu, "Siyasi hakların engellenmesi suçu işlenmiştir" dedi.

KEMAL GÖKTAŞ

CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, hakkında Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ve ‘Beşli çete’ ile ilgili açıklamalarında “dikkatli olması” yönünde ihtiyati tedbir kararı veren Ankara 16. Asliye Hukuk Mahkemesi Hakimi Mustafa Özdemir’i HSK’ya (Hakimler ve Savcılar Kurulu) şikayet etti.

Kılıçdaroğlu, aynı zamanda kararın kaldırılması için de mahkemeye başvurdu. Bu arada yasaya göre, Kılıçdaroğlu’nun mahkemenin tedbir kararına aykırı olarak “dikkatli konuşmaması” halinde 6 aya kadar ertelenemeyen ve hükmün açıklanması kararı verilemeyen, yani cezaevi ile sonuçlanabilecek “disiplin hapis cezası” ile karşı karşıya kalabileceği de ortaya çıktı.

Kılıçdaroğlu’nun avukatı Celal Çelik tarafından HSK’ya verilen şikayet dilekçesinde hakim Özdemir’in “Siyasi yaklaşım sergileyerek görevinin gereklerine bile bile aykırı davrandığı” belirtilerek “görevi kötüye kullanma” ve “siyasi hakların kullanılmasının engellenmesi” suçlarını işlediği kaydedildi. Kılıçdaroğlu, hakim Mustafa Özdemir hakkında disiplin ve ceza soruşturması başlatılmasını istedi.

TEDBİR KARARINA UYMAYAZSA CEZAEVİ ÖNGÖRÜLÜYOR

Kanun, Kılıçdaroğlu hakkında mahkemenin verdiği tedbir kararına uymamanın yaptırımını 6 aya kadar hapis cezası olarak öngörüyor. Hukuk Muhakemesi Kanunu’nun “Tedbire muhalefetin cezası” başlıklı 398. maddesine göre ihtiyati tedbir kararının uygulanmasına ilişkin emre uymayan veya tedbir kararına aykırı davranan kişiler 6 aya kadar disiplin hapsi ile cezalandırılıyor. Buna göre, mahkeme Kılıçdaroğlu hakkındaki tedbir kararını kaldırmaz ise, Cumhurbaşkanı Erdoğan, Kılıçdaroğlu’nun “Beşli çete” ile ilgili açıklamalarda bulunmaya devam etmesi halinde Kılıçdaroğlu’nu mahkemeye şikayet edebilecek. Bu durumda mahkeme, dokunulmazlığının kaldırılması halinde Kılıçdaroğlu hakkında 6 aya kadar disiplin hapsine karar verebilecek.
Disiplin hapsi kararları, özellikleri gereği ertelenemiyor veya hükmün açıklanması geri bırakılaması kararı da verilemiyor. Böyle bir durumda, yani disiplin hapsi kararının kesinleşmesi halinde Kılıçdaroğlu’nun cezaevine girmesi dahi söz konusu olabilecek.

“BEŞLİ ÇETE” AÇIKLAMALARINA TEDBİR

Şikayet dilekçesinde davacısı Recep Tayyip Erdoğan, davalısı Kemal Kılıçdaroğlu olan Ankara 16. Asliye Hukuk Mahkemesi’nin 2022/153 E. sayılı dava dosyasında yargıçlık görevini yerine getiren Hakim Mustafa Özdemir’in “objektiflikten uzak, tamamen siyasi güdülerle vermiş olduğu ve hiçbir biçimde uygulanma olanağı bulunmayan” 1 Nisan 2022 tarihli ara kararı ile görevini kötüye kullandığı ifade edildi.

Hakim Özdemir’in ara kararında Kılıçdaroğlu hakkında “‘Beşli çetenin hamisi ve pazarlamacısı, beşti çetenin tahsildarı, tefecilere hizmet eden’ ifadesini kullanırken bundan sonraki süreçte daha dikkatli davranmaları yönünde ihtiyati tedbiren uyarılmasına” şeklinde karar verdiği belirtilen dilekçede şöyle denildi:
“Belirtmemiz gerekir ki Mahkeme Hakimi tarafından verilen hukuksuz karar, Anayasa'nın 26. maddesi ile Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesinin 10. Maddesine açıkça aykırı niteliktedir. Yani mahkeme tarafından verilen bu kararın Vekil Eden'in (Kılıçdaroğlu) "ifade özgürlüğünün" engellenmesine yönelik olduğu sabittir.

“MECLİS’İN YETKİSİNE MÜDAHALE”

Kaldı ki Anayasanın 83. maddesi ile milletvekillerinin meclis çalışmaları sırasındaki söz ve eylemleri tam sorumsuzluk kapsamına alınmıştır. Diğer bir söyleyişle milletvekillerinin meclis çalışmaları sırasında ifade etmiş olduğu eleştirel değerlendirmeler hiçbir şekilde ve hiçbir biçimde yaptırıma tabi tutulamayacaktır. Üstelik Anayasanın 83. Maddesinde belirtilen düzenleme sadece ve sadece TBMM Başkanlık Divanının teklifi üzerine alınacak Meclis kararı ile sınırlanabilmektedir. Dolayısıyla Mahkemenin bu hukuksuz kararı aynı zamanda TBMM'nin yetkisine de müdahale niteliğinde bulunmaktadır.

Anayasanın 83. maddesi ile milletvekillerinin meclis çalışmaları sırasındaki söz ve eylemlerinden ötürü tam sorumsuzluk hali mevcutken, üstelik milletvekillerinin söz ve eylemlerinin meclis onayı olmadan herhangi bir yaptırıma tabi tutulması engellenmişken, kendisini yasama erki yerine koyarak hukuksuz karar veren Mahkeme Hakimi hakkında hem disiplin hem de cezai yaptırımların uygulanması gerekliliği açığa çıkmıştır.

“UYGULANMASINA İMKAN YOK”

Anılan Anayasal düzenleme uyarınca Mahkeme Hakimi tarafından verilen ara kararın uygulanmasına imkân bulunmadığı gibi, söz konusu ara karar yargı düzleminde yok hükmündedir. Bu çerçevede Anamuhalefet partisi lideri Sayın Vekil Edenin (Kılıçdarolu) gelecekte yapacağı konuşmalara şimdiden şerh düşme cüretini gösteren Mahkeme Hâkimi, yasaların kendisine vermiş olduğu yetkinin dışına bilinçli bir şekilde çıkarak Görevi Kötüye Kullanma suçunu işlemiştir.

Böylesi hukuksuz bir kararın uygulanma olanağının bulunmadığını bilen ve buna rağmen salt polemik yaratmak amacıyla hukuksuz kararı veren Mahkeme Hakimi hakkında derhal disiplin ve ceza (TCK madde 257) soruşturması başlatılması gerekmektedir.

Muhalefeti susturmayı amaçlayan bu ara karar, kanımızca Türk Yargı Tarihinde kara leke olarak kalacaktır.

Üstelik Mahkeme Hakimi tarafından Anayasa 83/1. maddesine aykırı olarak verilen ara kararın, başta Genel Başkan Sayın Kemal Kılıçdaroğlu olmak üzere bütün Cumhuriyet Halk Partililerin siyasi haklarını kullanmalarını engellemeye yönelik olduğu da sabittir. Dolayısıyla şikayet edilen hakimin bu eylemi ile Türk Ceza Kanunu'nun 114/2 maddesinde düzenlenen Siyasi Hakların Kullanılmasının Engellenmesi suçu da tüm unsurlarıyla oluşmuştur.”

KARARA İTİRAZ: ANAYASA’YA AYKIRI

Kılıçdaroğlu adına kararın verildiği mahkemeye de itiraz dilekçesi veren avukat Çelik şu ifadeleri kullandı:

“Belirtmemiz gerekir ki Mahkeme tarafından verilen hukuksuz karar, Anayasa'nın 26.maddesi ile Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesinin 10. Maddesine açıkça aykırı niteliktedir. Yani mahkeme tarafından verilen bu kararın Vekil Eden'in "İfade Özgürlüğünün" engellenmesine yönelik olduğu sabittir. 2. Kaldı ki Anayasanın 83.maddesi ile milletvekillerinin meclis çalışmaları sırasındaki söz ve eylemleri tam sorumsuzluk kapsamına alınmıştır. Diğer bir söyleyişle milletvekillerinin meclis çalışmaları sırasında ifade etmiş olduğu eleştirel değerlendirmeler hiçbir şekilde ve hiçbir biçimde yaptırıma tabi tutulamayacaktır. Üstelik Anayasanın 83. Maddesinde belirtilen düzenleme sadece ve sadece TBMM Başkanlık Divanının teklifi üzerine alınacak Meclis kararı ile sınırlanabilmektedir. Dolayısıyla Mahkemenin bu hukuksuz kararı aynı zamanda TBMM'nin yetkisine de müdahale niteliğinde bulunmaktadır. Dolayısıyla, hem milletvekili hem de Ana Muhalefet Partisi Genel Başkanı konumunda bulunan Sayın Kemal Kılıçdaroğlu'nun hem "İfade Özgürlüğü" hem de "Yasama Dokunulmazlığı" haklarını açıkça ihlal eden itiraza konu kararın hiçbir şekilde uygulama imkanı bulunmamaktadır.”

Politika