Hayvan hakları savunucuları Hayvanları Koruma Kanunu’nu yetersiz buldu

Hayvan hakları savunucuları Hayvanları Koruma Kanunu’nu yetersiz buldu
CHP’li Karaca ve HAYTAP Başkanı Şenpolat TBMM’de kabul edilen Hayvanları Koruma Kanunu’ndaki cezaların düşüklüğüne dikkat çekerek caydırıcı cezalar olmadan yaşanan sorunların önüne geçilmesinin zor olduğu görüşünü savunuyor.

Hayvan hakları savunucularının 17 yıldır uğraş verdiği yasa teklifi geçen hafta TBMM’de kabul edildi. Hayvanları Koruma Kanunu'nda değişiklik öngören teklif 9 Temmuz'da TBMM Genel Kurulu'nda kabul edildi. Yasanın resmen yürürlüğe girmesi için Cumhurbaşkanı Erdoğan tarafından da imzalanması gerekiyor.

Yeni yasaya kadar hayvanlara karşı işlenen suçlarda 2004 tarihli 5199 sayılı Hayvanları Koruma Kanunu geçerliydi ve hayvanlar “mal” olarak kabul edildiği için hayvanlara karşı işlenen suçlarda Kabahatler Kanunu kapsamında düşük idari para cezaları uygulanıyordu.

Meclis’ten yeni geçen yasanın en büyük kazanımı hayvanlara karşı işlenen suçların kabahatler kapsamından çıkarılıp Türk Ceza Kanunu (TCK) kapsamına alınması olarak görülüyor.

Buna göre artık bir ev hayvanını veya evcil hayvanı kasten öldüren kişiye 6 aydan 4 yıla kadar, nesli yok olma tehlikesi altında olan hayvanı öldürene 1 yıldan 5 yıla kadar, bir hayvan neslini yok eden kişiye 5 yıldan 10 yıla kadar, hayvan dövüştürene 3 aydan 2 yıla kadar, hayvana cinsel saldırıda bulunan ve tecavüz edene 6 aydan 3 yıla kadar hapis cezası verilebilecek.

"Cezalar yetersiz ve caydırıcı değil”

Ancak hayvan hakları örgütleri ve muhalefet vekillere göre bu cezalar çok yetersiz ve alt limit en az 3 yıldan başlamadığı için hayvana işkence ya da tecavüz edenlerin fiili olarak cezaevinde yatması mümkün olmayacak.

Meclis'te 2019’da hayvan hakları için kurulan araştırma komisyonunda 5 ay bu konuyu çalışanlar arasında bulunan CHP Milletvekili Gülizar Biçer Karaca, kendilerinin AKP’li vekillerle de birlikte çalışarak ortaya çıkardığı rapor ve 50 maddelik teklif ile yeni yasa arasında olumsuz yönde büyük farklar bulunduğunu söylüyor.

“Eğer hayvanlar bir mal değil de can ise hayvanlara karşı işlenen suçlarda neden komik cezalar veriliyor?” sorusunu yönelten Karaca, bu yasa ile hayvan hakları ihlali yapan faillerin ödüllendirildiğini, hayvan hakları mücadelesi verenlerin ise cezalandırıldığını savunuyor.

Karaca, mesela yunus parkları için 25 bin TL ceza istendiğini hatırlatarak, bu miktarın parkların bulunduğu büyük otellerde bir gecelik konaklama bedeli olduğuna işaret ediyor.

"Dağ fare doğurdu"

Hayvan Hakları Federasyonu'na (HAYTAP) göre de hayvanlara karşı işlenen suçlardaki yasakların yaptırımları ancak “caydırıcı” olduğu sürece etkili olabilir. HAYTAP Yönetim Kurulu Genel Başkanı Hukukçu Ahmet Kemal Şenpolat, bu yasa için çok uzun zamandır mücadele verdiklerini ancak bazı ufak kazanımlara rağmen yasanın caydırıcı olmaktan uzak olduğunu ifade ediyor. “Dağ fare doğurdu” diyen Şenpolat şunları söylüyor:

“Bundan sonraki politikamızı bu yasa üstüne ne konulabilir şeklinde kurgulayacağız ve mücadelemizi öyle sürdüreceğiz. Bundan sonra mesela cezaların daha artırılması gibi hususları vurgulayacağız, hedef biraz daha daralmış oldu.”

Yasada eleştirilen noktaların başında para cezalarının düşük olması geliyor. Yasada, kedi ve köpeğine dijital kimlik almayana 1.200 TL, ev hayvanını terk edene 2.000 TL, bakım yükümlülüğüne uymayanlara 1.000 TL, petshop’ta kedi köpek bulundurana 500 TL gibi para cezaları getiriliyor. Hayvan hakları savunucularına göre, cezalarda İskandinav modeli uygulansa daha adil olunabilir. Yani ceza miktarı kişinin gelirine göre belirlenebilir ve böylelikle hayvanını otlatan köylü ile büyük otel sahibi aynı miktarı ödemek durumunda olmaz.

Yasanın hazırlanma sürecinde petshop ya da yunus parkları sahipleri, geleneksel hayvan dövüşü yaptıranlar, avcılar gibi çeşitli lobi gruplarının iktidar grubuna yoğun baskı uyguladığı biliniyor. Bu nedenle çok fazla bakanlığı ve kesimi ilgilendiren bu yasayı AKP Grubu’nun önce alt komisyona havale ederek yeni yasama dönemine bırakmayı da düşündüğü ancak Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın talimatıyla sürecin hızlandırıldığı Meclis kulislerinde konuşuluyor.

Hayvana şiddeti herkes şikayet edemeyecek

Yasanın sorunlu alanlarından bir diğeri olarak hayvanlara eziyet ya da işkence edenleri yargı makamına şikâyet etme yetkisinin sadece tarım il/ilçe müdürlüklerine verilmiş olması görülüyor.

Şenpolat, hayvana şiddet, tecavüz durumlarında herkesin suç duyurusunda bulunabilmesi ya da Cumhuriyet savcısının resen kovuşturma yetkisinin olması gerektiğini belirtiyor.

Edinilen bilgiye göre, bu madde adli makamlara çok fazla bir iş yükü gelmemesi, zaten çok yoğun olan yargı mekanizmasının daha da tıkanmaması konuldu.

Ancak mevcut durumda herhangi bir hayvana işkence yapıldığını ya da şiddet uygulandığını gören vatandaşın önce tarım il/ilçe müdürlüğüne şikâyet etmesi gerekiyor. Tarım İl Müdürlüğü gerek görmesi durumunda savcılığa suç duyurusunda bulunacak.

Karaca, araştırma komisyonu olarak hazırladıkları teklife bu tür suçlar için Hayvan Suçları Soruşturma Bürosu kurulması ve herkesin başvurabilmesini koyduklarını ancak yapılmadığını belirtiyor.

Belediyelere sorumluluk

Yasaya göre belediyeler, gönüllü kuruluşlarla iş birliği içinde, sahipsiz ve güçten düşmüş hayvanların korunması için hayvan bakımevleri kurarak onların bakımlarını, tedavilerini sağlayacak ve eğitim çalışmaları yapacak. Yerel yönetimler ayrıca ilgili karar organının uygun görmesi halinde hayvan hastanesi kurabilecek.

Buna göre büyükşehir belediyeleri, il belediyeleri ve nüfusu 75 bini aşan belediyeler 31 Aralık 2022, diğer belediyeler ise 31 Aralık 2024'e kadar hayvan bakımevlerini kuracak.

Ancak bu konuda da bazı eleştiriler söz konusu. Çünkü belediyeler için getirilen nüfus şartının küçük yerleşim birimlerinde sorunlara yol açabileceği belirtiliyor.

Nüfusu 25 binin altında olan ve hayvan bakımevi kurma zorunluluğu bulunmayan belediyelerden sorumluluk alanındaki sahipsiz hayvanları en yakın belediyeye götürerek rehabilite ettirmeleri bekleniyor.

AKP Tekirdağ Milletvekili Mustafa Yel, kanunun öznelerinden birisinin belediyeler olduğunu belirterek, belediyelerin görevini yapmadığı takdirde görevini ihmal etmek ya da görevi kötüye kullanmaktan dolayı cezalandırılmasının önünün açıldığına işaret ediyor.

TBMM Genel Kurulu'nda kabul edilen yasa onay için Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’a gönderildi. Ancak Hayvanların Yaşam Hakları Konfederasyonu gibi bazı dernekler yasanın onaylanmamasını istiyor.

Gülsen Solaker

© Deutsche Welle Türkçe

Gündem